ABD ve İsrail'in asıl hedefi ne?

Serdar Turgut, Amerikan müesses nizamının, bir grup aşırı sağ seçmeni tatmin etme uğruna Amerika'nın uzun vadeli çıkarlarını riske attığı, her geçen gün ülkeyi ve dünyayı bir savaşa sürüklediği, "ruhsal dengesizliğinden dolayı" ülkeyi tehlikeye attığı gerekçesiyle Amerikan Anayasası'nın 25'inci maddesi uyarınca, Trump'ın görevden alınması sürecini başlatmak için destek aradıklarını yazdı.

Türkiye'de ise Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, TBMM üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla görevden alınabiliyordu. Anayasa değişikliğinden sonra 105'inci maddeye göre "Cumhurbaşkanı hakkında, bir suç işlediği iddiasıyla Türkiye Büyük Millet Meclisi üye tam sayısının salt çoğunluğunun vereceği önergeyle soruşturma açılması istenebilir. Meclis, önergeyi en geç bir ay içinde görüşür ve üye tam sayısının beşte üçünün gizli oyuyla soruşturma açılmasına karar verebilir."
 
Eski maddede suçlama sadece “vatana ihanet”ten yapılabiliyordu. Yeni maddede suç belirtilmiyor ve soruşturmayı Meclis yapıyor. Kurulan komisyonun raporuna göre Cumhurbaşkanı Meclis üye tam sayısının “üçte ikisinin gizli oyuyla” Yüce Divan'a sevk edilebiliyor. Yani 400 milletvekilinin oyuyla! Cumhurbaşkanının görevi, ancak Yüce Divan'da mahkûm olursa sona eriyor! Yani yargılanırken bile görevini sürdürebiliyor! Kendi seçtiği milletvekilleri veya yargıçlar, görevdeki bir cumhurbaşkanını yargılayabilir mi?
 
***

Aslında eski ABD Başkanı Bush'un ruh sağlığı da yerinde değildi. "Tanrı, şeytanla savaşmak için beni seçti" diyerek Amerikan ordusunu İslam'ı tarihten silmeye göndermişti. 2003'te, ABD Büyükelçisi Pearson, "En az 20-25 yıl bölgede kalacağız" diyordu. Proje, Yahudi-Hıristiyan koalisyonuna dayanıyordu.

Newsweek'e göre, Bush, her sabah erkenden din adamlarıyla düzenli olarak buluşuyordu. Beyaz Saray görülmedik ölçüde mistik ve dinsel bir atmosfere bürünmüş durumdaydı. Başkan, güneş doğmadan uyanarak Beyaz Saray'ın kuytu bir köşesinde Protestan din adamlarının vaazlarını okuyordu.

Aytunç Altındal, "Gül ve Haç Kardeşliği" adlı kitabında yazmıştı:

Müslümanların Danyal Peygamber diye bildiği Daniel, milattan önce 6'ncı yüzyılda yaşamış ve Babil kralı Nabukednazar'ın büyücübaşılığını yapmış birisi... Daniel, Nabukednazar'ın anlatmadığı bir rüyasını hem açıklıyor hem yorumluyor ve bu arada insanlık tarihi ile ilgili kehanetlerde bulunuyor. Altın, gümüş, bronz ve demir krallıklarından sonra, beşinci krallığı Tanrı'nın kuracağını söylüyor.

ABD'yi kuranlar, işte bu rüyadan hareket ederek, Tanrı'nın krallığını kurduklarını söylüyor. 1779'da Mason bilim adamı John Priestley, Daniel'in rüyasına ve 5. İmparatorluğa atfen, "Gelecekte Yahudiler Filistin'e geri dönecek, tüm dinler birleştirilecek, (Dinlerarası diyalog bu emelin sonucudur) Papalık ilga edilecek, Türkler yok edilecek ve Avrupa'nın tüm krallıkları birleşerek Tanrı'nın yeryüzündeki krallığını kuracaklardır" diye yazmıştı.

İşte ABD ve Avrupa Birliği'ni kuran zihniyet budur.

Yani hepsinin zihninin bir köşesinde "Türklerin yok edilmesi" vardır.

***

Jane Lampman, The Christian Science Monitor'deki makalesinde "Hristiyan Siyonistler için modern İsrail devleti, Tanrı'nın İbrahim ile yaptığı akdin yerine getirilmesi için zamanımızla Mesih'in İkinci Gelişi ve Deccal'ın yenileceği nihai savaş olan Armageddon arasında Tanrı'nın eyleminin merkezidir. Ancak Hıristiyan Siyonistler, bu olaylar olmadan önce, Yahudilerin diğer ülkelerden İsrail'e geri dönmesi, İsrail'in Nil ve Fırat arasındaki bütün topraklara sahip olması ve Mescid-i Aksa'nın bulunduğu yerde Yahudi Tapınağı'nın yeniden inşa edilmesinin Tanrı'nın mesajına uymak olduğunu ileri sürüyor" diyordu.

***

Altındal, NATO yıldızının anlamını da açıklamıştı:

"NATO'nun dört uçlu haçı, yeryüzünün dört yönünü simgelemektedir. Ancak kapalı sinyalizasyonu itibarıyla NATO'nun 4 köşeli haçı Yeni Ahid'i yazan 4 Evangelisti ve Alşimist-Ökülist gelenekte yer alan 4 temel elementi simgelemektedir. İncil'in Yeni Ahid bölümünü yazanlar havariler değil, 'güzel haber/tebliğ' anlamına gelen 'testamentler'in yazıcıları olan Evangelistlerdir.

Pek bilinmez ama NATO'nun gizli askeri operasyonlarının yanı sıra bir gizli misyonu daha vardır. Bu da sembolü olan 4'lü haçın gösterdiği misyondur: Dünyanın 4 bir yanına ve yönüne 'Askeri Misyonerler' göndermek ve Evangelistlerin testamentlerini buralara sokmak ve yerleştirmektir. NATO'nun özellikle Orta Doğu'ya, Türk Cumhuriyetleri'ne ve Kafkasya'ya yönelik askeri misyonerlik çalışmaları, Türkiye'deki askeri üslerinde görevli asker papazlar tarafından yürütülmektedir."

Yazarın Diğer Yazıları