Suriye'nin başına gelenlerin baş sorumlusu ABD/İsrail ve Rusya'dır. Amerika, Büyük Ortadoğu Projesinin uygulama süreci olan Arap Baharı'nın gereği olarak Suriye'yi "Butik Devlet"lere bölmek istediği için Suriye rejimini hedef yapmıştır. Irak'tan Barzani Kürdistanı'nı çıkaran ABD, Suriye'den de PYD/PKK Kürdistanı'nı çıkarmak istemektedir.

Rusya ise soğuk savaş sonrası Karadeniz'de donanmasının üsleneceği liman olarak Kırım'a el koyduktan sonra Akdeniz'de de Tartus limanı ve hinterlandını elinde bulundurmak için Suriye'de rejimden yana tavır almıştır.

İşin en ilginç yanı, SSCB döneminden bu yana sürekli olarak Rusya'nın Suriye'nin yanında yer almış olmasıdır. Bu gerekçeyle kendisinden S-400 alan, doğal gaz akımında işbirliği yapan, Akkuyu nükleer santral ihalesini kendisine veren Türkiye gibi bir komşusuna İdlib'de saldırmıştır.

ABD, soğuk savaş döneminden bu yana NATO müttefiki olan Türkiye'yi hemen her kritik olayda yalnız bırakmıştır. Dahası ABD, Türkiye ile PYD/PKK arasında bir tercih yapmak zorunda kaldığında her zaman PYD/PKK'yı tercih etmiş olmasıdır. Hatta ABD'nin sözde müttefiki olan Türkiye'ye karşı PYD/PKK'ya on binlerce TIR silah vermiştir.

İşin özeti şudur: Rusya, Suriye'de Esat'ı, ABD ise PYD/PKK'yı Türkiye'ye tercih etmiştir ve etmeye de devam etmektedir. Diğer gelişmeler ayrıntıdan ibarettir.

Türkiye'nin zorunluluktan Rusya'ya yanaşmasının ABD'yi ne kadar paniklettiğini ise Suriye'de Türkiye ile Rusya'nın karşı karşıya gelmesi ortaya çıkartmıştır.

ABD'nin soyut desteği!

Rus askerlerinin Suriye askerlerinin arkasına kamufle olarak İdlib'deki Türk askerlerine yönelik olarak yaptığı saldırı sonucu sekiz Mehmetçik şehit düşmüştü. Bunun üzerine derhal Türkiye'ye gelen ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, Türkçe konuşarak "Şehidimiz var" kelimelerini kullanmıştı.

ABD'den gelen "Saldırıda askerlerini kaybeden NATO müttefikimiz Türkiye'nin yanındayız" açıklamasına Rusya Büyükelçiliği, ABD Savunma Bakanlığı'nın 2021 mali yılı bütçesi talebine ilişkin raporunda, aralarında PYD'nin de olduğu unsurlar için 200 milyon dolar ek bütçe talep etmesine ilişkin grafiğini paylaşıp 'Takdiri size bırakıyoruz' dedi. Cevap ise arşivlerden geldi.

Mehmetçikler için "şehidimiz var, başınız sağolsun" diyen ABD Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, bunun üzerine yeni bir mesajla Rusya'nın 'Takdiri size bırakıyoruz' paylaşımına yanıt vererek "Suriye'de sahada yaşanan gerçekleri sosyal medya üzerinden ya da başka yöntemlerle saptırmaya yönelik girişimler işe yaramayacaktır" der.

Durumun son derece gergin olduğu bir anda Rusya, bizzat İdlib'de yeni ve haince bir saldırı düzenler. Bu saldırıda ise otuz dört Mehmetçik şehit olur. Bunun üzerine ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İdlib'deki duruma dair 'Türkiye'nin kendini savunma hakkı olduğunu ve destek konusunda tüm seçenekleri değerlendirdiklerini' söyler.

Türkiye'nin ABD'den Patriot talepleri geçiştirilir. "Mühimmat yardımından" söz edilir. NATO  yüksek sesle Türkiye'nin yanında olduğundan söz eder. ABD ve NATO, Türkiye'ye her anlamda soyut destekten söz eder. Bu arada Türkiye, mülteciler için Yunanistan sınırını açınca AB ülkeleri derhal toplanır ve Yunanistan'a somut ve nakit yardım karar verirler.

Rusya, Türkiye'ye 'İdlib Suriye toprağıdır, Suriye yönetimi bu nedenle eylemlerini ve harekâtını durdurmayacaktır' şeklinde net mesajlar verir.

Bu şartlar altında yapılan Moskova görüşmelerinde ateşkes kararı alınır. ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey de Türkiye'den ayrılır.

İdlib krizi sürecinde Rusya, ABD ve NATO, Türkiye'ye şu mesajı verirler: Gücünün çapına göre harekât et, aynı anda birden fazla alana yığınak yapma, önce önlemini al sonra harekâta geç, bize değil kendi gücüne güven, ABD ve Rusya olarak birbirimizden farkımız yok!

 Bu da az bir yardım değildir!