ABD ve Rusya'nın tuzakları Orta Doğu'da kesişiyor!

İki süper güç ABD ile Rusya'nın Orta Doğu'da böylesine karşı karşıya gelecekleri, menfaatlerinin çatışacağı veya kesişeceğini görmek hatta yaşamak özellikle biz Türkleri yakından ilgilendiriyor.

Gerçekten de, hem Suriye hem Irak'ın kuzeyinde böylesine askeri bir oluşum ilerisi için "dehşet" veriyor.

Sürekli belirtilmesine ve çeşitli çevrelerden, AKP'nin Orta Doğu hatta dış politikasının iflas ettiği görüşleri ısrarla ortaya atılmasına rağmen, iktidarın nedense en ufak bir düzeltme, geri dönme girişimi olmuyor.

Gün geçtikçe, Türkiye hem "yalnızlaşıyor" hem de  "ekonomik", "sosyal" ve "politik" ilişkileri donuyor.

Bu tehlikeli uçuruma nasıl gelindiğini ve "dönüş" için ne önlemler alınması gerektiğini bilimsel olarak araştırmak artık öncelikli hal alıyor.

Üniversitelere, fikir, bilim ve medya kuruluşlarına önemli görevler ve sorumluluklar düşüyor.

Ne yazık ki, bu önemli sorunun ilmi "sorgulaması" ya yapılmıyor ya da yapılamıyor.

Her ne kadar, Rusya ve İran'la varılan bazı iyileştirmeler gündemde ise de ABD'nin bu ortamı bozacağı beklentisi ağır basıyor.

Unutulmamalıdır ki ABD Orta Doğu'da yükünü paylaşabileceği ortaklara ihtiyaç duyuyor.

NATO üyesi Türkiye'nin ABD için önemi, genellikle Türkiye ile çevre bölgelerdeki Amerikan çıkarları ile alakalı olduğu unutulmuyor. Üstelik Türkiye, "Orta Doğu'ya yönelik potansiyel Rus saldırganlığına karşı bir tampon" olarak tanımlanıyordu.

Gün geçtikçe ABD ve Rusya'nın planları, stratejileri su üstüne çıkıyor.

Yakın zamanda Suriye ve Irak'ın  uzun vadede de İran ile Türkiye'nin toprak bütünlüğüne göz koyulduğu sinyalleri şimdiden alınıyor.

Bu arada, İsrail'in güvenliğinin de kesin olarak sağlanacağı öne sürülüyor.

Yeniçağ  gücünü  milletten alıyor

56 yıllık medya hayatımızda, bir çok gazetede, televizyonda görevler almanın ve çeşitli haberlere röportajlara imza atmanın heyecanını Yeniçağ'da sürdürmek insanı sevindiriyor.

Gerçekten de Yeniçağ, bambaşka bir anlayış ve sorumluluk duygusu altında, Türkiye'yi, Türk Dünyasını ve Dünyanın olaylarını, görüşlerini ulaştırıyor.

Türkiye'de yaşanan "cendereli" basın hayatında, şükürler olsun ki, yara almadan görevini yerine getirmeye çabalayan Yeniçağ'a tek destek vefalı okuyucusundan geliyor.

Malum sebeplerden dolayı, malum çevreler tarafından ilanlardan, reklamlardan "mahrum" bırakılan gazeteniz Yeniçağ'ın, Türkiye'nin bütünlüğü ve bağımsızlığı için her türlü fedakarlıklarda bulunduğu da biliniyor.

Ne var ki, Yeniçağ'ın daha çok alınması, okunması da gerekiyor. Yani Yeniçağ'ın, en azından tirajını katlaması icap ediyor.

Özellikle değerli okurlarımızdan bu beklenti içindeyken "Haydi Türkiye... Hergün  2 Yeniçağ" kampanyasına gösterilen ilgi, belki de "dim dik durmanın" işareti sayılıyor.

Vatanımızın bölünmez bütünlüğü milletimizin birliği çerçevesinde, bütün zorluklara rağmen hizmetini aksatmayan Yeniçağ Türk milletinin ve Türk dünyasının her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu günlerde önemli bir görev yerine getiriyor.

Türkiye'nin bekası ve geleceği için verilen fikri mücadeleye desteğin esirgenmemesini beklemek heyecan ve umut veriyor.

Basın özgürlüğünün yerle bir edildiği bir dönemde Yeniçağ gibi, hür ve cesur bir sesin daha çok duyulması Türkiye'ye yakışıyor.

Geçtiğimiz hafta, yapılan 130. Bab-ı Ali Toplantıları'nda konuşan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun dile getirdiği gibi, medyanın büyük bir baskı altında olduğu bir ortam yaşanıyor. Böylesine bir baskı döneminde Yeniçağ gibi bir gazetenin bütün zorluklara rağmen yayını, sanki demokrasiye "can suyu" veriyor.

Kısacası, Yeniçağ'ı özenle korumak, daha da büyütmek hepimize düşüyor. 

Yazarın Diğer Yazıları