ABD'nin Suriye ile ilgili 10 maddelik yeni planı

ABD Başkanı Trump'ın 19 Aralık'ta Suriye'den asker çekme kararı almasının ardından, süreçle ilgili gerek Amerikan gerekse dünya medyasında farklı yorumlar yapılmaktadır. ABD'de demokrat ve birçok cumhuriyetçinin çekilme kararına karşı çıkmalarının yanı sıra Avrupa ve Arap ülkelerinin de neredeyse tamamı tepki göstermişlerdir.

Öte yandan, bazılarına göre çekilmenin bir senaryo ve tuzak olduğu, bazılarına göre de ABD'nin uluslararası ilişkilerinde her zaman olduğu gibi sürekli zaman kazanma ve oyalama taktikleri içerisinde olduğu ileri sürülmektedir.

Nitekim Türkiye'nin, Fırat'ın doğusunda PKK uzantısı PYD/YPG'nin etkisiz hale getirilebilmeleri için, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarından sonra üçüncü operasyonun yapılmasındaki kararlılığı etkili olsa da, yaşanan gelişmelerden görüleceği üzere çekilme kararının hazırlıksız ve aniden alınmadığı anlaşılmaktadır.

Suriye'de 8 yıldır devam eden iç savaşın sona ermesi için uluslararası camianın müzmin acizliğinin yanı sıra, bölgede etkili olan küresel güçler arasında yaşanan vekâlet savaşlarının arka planında tarafların daha fazla paya sahip olma arzuları ve stratejileri yatmaktadır.

ABD'nin hâlihazırda Suriye'nin kuzeyinde 2000 askeri, 25 askeri üssü, 8 havalimanı mevcuttur. Sayıları belli olmayan paralı askerler yanında bu Amerikalı askerler Kürt partilerinden oluşan Suriye Demokratik Güçlerinin (SDG) bulunduğu bölgelerde yerleşmiş durumdadırlar.

ABD Temsilciler Meclisinin çeşitli oturumlarında, Suriye'deki çatışmaların çok karmaşık bir yapıda olduğu, olası çözümlerin arzu edilen düzeyde olmadığı ve Amerikan menfaatlerine yönelik tehditlerin durdurulabilmesi adına yeni stratejilerin uygulanmasının gerekli olduğu görüşülmüştür.

Bu stratejiler doğrultusunda Suriye'nin bölgesel ve uluslararası çatışma alanlarında özellikle İran etkisinin daraltılması, İsrail menfaatlerinin korunması, ABD ve Rusya'nın yakınlaşmasının sağlanması ve siyasi geçişin ne şekilde olması gerektiği konularında görüş birliğine varılmıştır.

Batılı diplomatik kaynaklara göre; Geçen hafta Temsilciler Meclisi ve Senato olarak 535 üyeli Amerikan Kongresinde alışılmışın tersine Demokrat ve Cumhuriyetçi partilerini temsil eden yaklaşık 400 milletvekili, Suriye'deki iç savaşın sona ermesi için Başkan Trump'a ortaklaşa 10 maddelik yeni bir eylem planı sundular. Tasarıda;

1 - ABD'nin Suriye'nin kuzey doğusunda varlığının devam etmesi ve asker çekme süreciyle ilgili çekilmesi öngörülen 1000 ABD askeri yerine eş zamanlı Avrupa güvenlik güçlerinin konuşlandırılması,

2 - Suriye'de 79 ülkeden oluşan uluslararası ittifak tarafından Fırat'ın doğusunda konuşlanan 60 bin savaşçının korunması ve aynı zamanda İran'ın bölgede oluşacak boşluğu doldurmasının engellenmesi,

3 - Suriye'nin hava sahasında ABD ile Rusya arasında olası çatışmanın önlenmesi için imzalanan anlaşmanın uzatılması,

4 - İsrail'in Suriye'de öngördüğü kırmızı çizgilere riayet edilmemesi durumunda İran ve Hizbullah mevzilerine yapacağı saldırıların desteklenmesi,

5 - ABD ve Avrupa koordinasyonu vasıtasıyla Suriye rejimine bağlı kuruluş ve kişilere ekonomik yaptırımların uygulanması,

6 - Arap ülkelerinin Şam rejimiyle gerek ikili, gerek çoklu ilişkilerinin normalleştirilmesinin önlenmesi için baskı unsurlarının uygulanması,

7 - Bu tasarıda yer alan kriterler uygulanmadan Suriye'de ön görülen imar planlarının dondurulması ve bu alanda mimari projelerle ilgilenen Suriyeli iş adamlarına yaptırımlar uygulanması,

8 - Arap ve batılı ülke kuruluşlarında Şam yönetimine uluslararası meşruiyet tanınmaması,

9 - Suriyeli mültecilerin dönüşleriyle ilgili öngörülen Rus planının devre dışı bırakılması,

10 - Suriye rejimi kimyasal silah kullandığı takdirde Suriye'deki hükümet mevzilerine yoğunlaştırılmış saldırıların düzenlenmesi ve klorun kimyasal silah olduğunun kabul edilmesi yer almıştır.

Sonuç olarak,  yeni eylem planından anlaşılacağı üzere ABD'nin bölgeden çekilmeyeceği aşikârdır. Her ne kadar yeni planda Suriye rejimine yaptırımlar uygulanması yer alsa da rejimin devam etmesi,  2011 yılında Esad Rejiminin devrilmesi için yola çıkan, ABD'nin işine gelmektedir.

Suriye'nin kuzeyinde, Kuzey Irak'ta oluşturulan güvenli bölge benzeri bir yapının meydana gelmesi için çalışmalar devam etmektedir. Ayrıca, Amerika ve Rusya'nın kendi çıkarları adına ortaklaşa hareket ettikleri de görülmektedir.

Öteden beri Amerika tarafından desteklenen ve korunan İsrail'in menfaatleri bu planda açıkça dikkate alınmıştır. Birleşmiş Milletlerin Suriye'de yeni anayasa, siyasi geçiş çalışmaları ve Astana sürecinin tasarıda yer almaması düşündürücüdür. Mülteci meselesi ve imar durumunun askıya alınması Suriye'de iç savaşın devam etmesi anlamına gelmektedir.

Türkiye açısından, Kuzey Suriye'de güvenli bölge kurulmadığı takdirde, ülkemizde bulunan 4 Milyon Suriyeli mültecinin geleceği, Suriye'nin kuzeyindeki PKK uzantılarının korumaya alınması Türkiye'nin başını daha da fazla ağrıtacak ve Suriye krizinin çözümünü daha da zorlaştıracaktır.  

 

Yazarın Diğer Yazıları