Abdullah Avcı'nın hal ve gidişine…

Bakın!

Öyle veya böyle!

O şekilde, bu şekilde!

"Ben karşıydım, sen değildin" tartışmaları geride kalmış ve Abdullah Avcı'ya Trabzonspor teknik direktörlüğü teslim edilmiştir.

Bu halde ve durumda, "Trabzonsporluyum", dahası "Trabzonluyum" diyenlere bir müddet sabır, sebat ederek susmak, beklemek düşer, düşmelidir de!

Hem de, her ne kadar "Trabzon'da herkes futbolu bilir" denilerek abartıya, ifrata da kaçılmış olsa da, "Teknik direktörden daha fazla teknik direktör olmamak" gerektiği de asla unutulmamalıdır.

Apdullah Avcı'nın hal ve gidişine bakılmalıdır.

Bu hem doğru yapmaktır hem de Abdullah Avcı'nın hakkıdır.

Neden mi?

Kıssadan hisse almasını becerebilenlere:

Nasreddin Hoca tarlasında çalışırken oradan geçmekte olan birisi sormuş,

- "Bey Amca! Falan köye kaç saatte gidebilirim?"

Hoca, bu soruya "hele biraz yol al bakalım" demiş. Adam aynı soruyu üç kere tekrarlamış; ama farklı bir cevap alamayınca yoluna devam etmiş. Biraz yürüdükten sonra arkadan Hocanın,

- "Evlat, gel!" dediğini işitmiş. Adam gelince de Hoca soruyu şu şekilde cevaplandırmış:

- "Sen tam üç saatte oraya varırsın" demiş.

Adam sinirli bir şekilde

- "Be hey amca! Madem biliyordun, şunu baştan söylesene" deyince, Nasreddin Hoca şöyle savunmuş kendisini;

- "İyi de, ben senin nasıl yürüdüğünü nereden bilebilirim ki."

 

Yazarın Diğer Yazıları