SPOR müsabakalarında özellikle teknik adamları yaylım ateşine tutarcasına, yerden yere vurarak yargılayarak yorum yapan meslektaşlarıma, "Ne olursa olsun, ifrata vardırmayın. Teknik direktör kadar da teknik adam olmayın" diye çağrı yapar dururum.

Nedeni de herkesin kendi işini yapmasından, başkalarının işlerinde de hoca kesilmemelerinden yana olduğum için.

Hatta bu çağrımı spor müsabakaları, özellikle futbol maçları oynandıktan sonra "maç yorumu" yapan basın mensubu meslektaşlarıma, yazarlara daha çok yaparım. Dolayısı ile "başkalarına haram saydığımı da kendime helâl saymamaya" da dikkat ederim.

Ama çoğumuzun "hoca" diyerek işini bilenler sınıfına kayıt eylediğimiz teknik sorumlular zaman zaman öylesine bariz hatalar yapıyorlar ki…

Bu insanoğluna tanınan "Beşer şaşar" imtiyazının da ötesine bile geçiyor!

Ancak teknik adamların böylesine vukuatlara sebep olması, çanak tutması karşısında, gel de okuyucudan "ele verir talkını, kendi yutar salkımı" eleştirisi gelmesi pahasına bunları yazma bakayım!

Örneğin 2021-2022 sezonu için adının başına "Şampiyon" ibaresi şimdiden konan, ama bunun resmî kayıtlara geçmesi için matematiksel olarak 4 puan daha alması gereken Trabzonspor''un, 1-1 biten son Fatih Karagümrük maçında olup bitenler, daha doğrusu teknik direktör Abdullah Avcı''nın olup bitirdikleri karşısında az da olsa teknik direktörlüğe soyunma bakayım!

Daha net bir ifade kullanacak olur isek, Karagümrük maçı sonrasında Abdullah Avcı için diyebileceğimiz, 90 artı 4''üncü dakika tamamlandığında "Yanlış tartı (taktik) ile doğru işler (kazanmak) yapmaya kalktı"dır.

Ancak Sayın Avcı, bunu anlamak için de ilk 45 dakikayı heba eylemiş, ikinci 45 artı ise de telafiye yetmemiştir!

Onun için, o ki az da olsa teknik direktör olmayı kafaya koyarak Abdullah Avcı''nın ilki ile ikinci yarısı birbirine tamamen zıt futbol sergilettiği Trabzonspor''u olumlu-olumsuz yönleri ile eleştirecek olursak ilk 45 ile başlamamız gerekiyor.

Sonu Biglia''nın muhteşem vuruşu ile gelen golle Karagümrük''ün 1-0 üstünlüğü ile kapanan ilk devreyi, bordo-mavili takımın Cornelius ve Djaniny''in birlikte oynatılması ile ne hedeflenmiştir?

Öyle ki genelde Trabzonspor''un bunlardan her ikisinden birini tercih ederek ilk 11''ini oluşturduğu bilinmektedir.

Maçın gidişatına göre gole de ihtiyaç var ise ikisi bir arada oynayabilir, oynatılmıştılar da.

Kaldı ki Karagümrük maçında Djaniny zaman zaman ikinci bölgenin soluna kaydı, çoğu zaman da Cornelius''un koşu alanlarını kapattı. Ama ikinci yarıda dışarı çıkan Djaniny değil, Cornelius oldu.

Hem de Abdülkadir Ömür ve Nwakaeme gibi oyunu rakip cezası sahasına yıkan ikilinin en ihtiyaç duyduğu adam olmasına rağmen.

O ki Abdülkadir ile Nwakaeme''den söz eyledik, oradan devam etmezsek "az olsun" dediğimiz teknik direktörlüğümüze halel gelebilir!

Trabzonspor''da dikine oynayıp, rakip eksilten ilk 2 adam bunlardır. Biraz da Djaniny bu işi yapıyor. Diğerleri Visca ve Bakasetas da dahil olmak üzere adam eksiltme yerine kendilerine alan yaratma ve topu iyi kullanma özelliklerine sahiptirler.

Bu durumda form durumları 4-5 hafta öncesinde yaptıklarını mum ile aratıyor olsalar da agresif futbol oynadıkları için rakiplerinin kafalarını da karıştıran bu ikili, Abdülkadir ile Nwakaeme öncelikle Trabzonspor''un ilk 11''ine yerleştirilmeli. Diğerleri de ona göre dizayn edilmelidir.

Olur ya, bu iki oyunca istenileni veremeyebilirler. Vermedikleri zaman da olmadı mı? Oldu. Olunca da ikinci yarıda veya sonrasında değiştirirsin olur biter!

Ezcümle, ikinci yarı için yaptığı değişikliklerle ve oynattığı sistemle Trabzonspor''un 1 puan kazanmasında Abdullah Avcı''nın payı olmuştur.

Ama ilk 1''i ve oyun taktiği ile de ilk yarının heba edilmesine sebep olduğu için 2 puanın kaybedilmesindeki payının daha büyük olduğu kanaatindeyim.