Abdullah Gül derhal Başbakan atamalı

Abdullah Gül’ü ilk defa sıkılmadan dinledim. Bir meseleye ilişkin anlatacakları vardı. Hatta, Bayan Gül’ü de ilgiyle ve zevkle dinledim.

Katıldığı toplantılarda kimseleri konuşturmayan kavgacı bir gazeteciye söylediklerini de daha büyük bir ilgiyle dinledim. O gazetecinin yer aldığı programları dinleyemiyorum. Elinde kalemi, dizinde defteri ile onu görünce, derhal başka bir kanal aramaya çalışıyorum. 
Korku filmi izler gibiyiz. Anayasayı çiğneyen  “postalsızlar” görülmemiş bir gözü karalıkla Türkiye’nin bütün kurumlarını suça bulaştırdılar. 
Resmi Gazete yetkilileri, kapıyı kapatıp tatile çıkmışlar. Yargıtay Başsavcısı, kendisine yapılan başvuruyu sorgulatmak isteyen milletvekillerini reddetmiş. Meclis Başkanı, o kadar siyasi tecrübesine, güvenilir kişiliğine rağmen Meclis’i kapattı. İşte, postalsızların darbesi. İşte bu darbe 27 Mayısları bile gölgede bırakan en tarihi ve en suçlusu bol bir darbe oldu. Anayasa ihlalinden bu memlekette kaç genç idam edildi, hapse atıldı hatırlıyor musunuz?

***

Üstelik politikalarıyla ortalığı birbirine katan Dışişleri Bakanı, Başbakan yapılacakmış. Sayesinde işgal edilmeyen kaç Müslüman ülke kaldı? Onları tamamlayacaklar herhalde. 

***

Bir taraftan teröristin heykelini yıkarken, öte tarafta kan dökülmüyor yalanlarını ortaya çıkaran teğmenimiz şehit düşüyor. O güzel yüzüne bakmaktan insan çekiniyor. Allah annesine sabrı cemilinden versin.
Devlet Bahçeli, çözüm bakanı olan Beşir Atalay’a bir isim bulmuştu; ‘yıkım bakanı’. O isim Beşir Atalay’a ve yaptığı işlere çok yakışıyordu. O da kalkmış çözüm programını açıklıyor. Yani kısaca TBMM’de, Polatlı’dan atılan Yunan ve İngiliz toplarının sesi duyuluyor.
Allah, Türkiye’nin önünü açtı. Kendi kazdıkları çukurlara düşüyorlar, fark etmiyor musunuz. Bu korku filminden kurtulmak için Abdullah Gül’ün acele, eli yüzü düzgün birini Başbakan olarak ataması lazım.
Ancak o zaman kendilerinin o kadar tehlikeli kanunları veto etmeden imzaladığı gerçeğini unuturuz belki...

Yazarın Diğer Yazıları