AB’nin sopası, PKK’nın namlusu, Türkiye’nin işgali...

Tayyip, hak arayan öğrencileri seyretmeye tahammül edemiyordu da, “Ben de on bin genci karşılarına dikerim” diye dayılanıyordu..
Hakları gaspa uğrayan gençleri seyretmeye dayanamayan Tayyip, eşkıyanın işgal ordusu nizamında İstanbul’u çiğnemesine karşı tek söz etmedi!.. Yollar açılım içerisindeydi!..
PKK’nın üniformaları ile Habur’dan giren işgal güçlerinin, İstanbul’a nasıl bayrak diktiğini dehşet içerisinde gördük...
Biz gördük ama, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin yönetimindekiler bayrağın indirilmesini de görmezden geldiler!..
Ve hayat yeniden, “Bayrak indirilmemiş, PKK askeri İstanbul’a inmemiş!!” gibi devam etti devleti yönetenler için!..
Ben aziz okuyucuma “PKK bir ot yapmıyor, PKK’ya yol veriyorlar, saldır tosunum diyorlar, saldırıyor”  diye boşuna söylemiyorum..Yol verene, göz yumana bakın siz!..
Devlete, derin bir ‘U’ dönüşü yaptırıp, BDP tayfasına selam durduruyorlar ya.. Açıklama yapılır yapılmaz, PKK havai fişeklerle şenliklere başlıyor.. Kürt vatandaşlara,  “Türk Devletini dize getirdik, zafer üstüne zafer kazanıyoruz” diye mesaj veriyor..
PKK’ya bu tabanı kim sağlıyor?!..
YSK!!. YSK ne?.. Devlet!..
Peki, devlete ‘U’ dönüşünü yaptıran, YSK’yı PKK’ya selam durduran derin güç ne?..
Hadi bakalım aklı başında biri  çıksın da bu işin altında Avrupa Birliği’ne teslimiyet yok desin!..
Türkiye’nin egemenleri, AB sosyetesine özel onlar için eğlenceli bir tiyatro sahnesinin oyuncularıdır!..
AB yüksek sosyetesinin gönlünü hoş etmek için sahne alırlar, onlara özel oyunu sahnelerler..
Karşılığında, bu sahnedekiler de gönüllerini eğlendirdikleri Batılı yüksek sosyete mensupları kadar hoş bir dünya hayatı yaşayacak servete sahip olurlar..
Türkiye’nin bu oyuncuları; siyasilerden, milli geliri kilitlemiş para babalarından ve onların saksılarında çimlenen bazı akademisyen (!), yazar (!) bürokrat ve öteki eteklere yapışma bahtına erişmiş yalakalardan oluşur..
Tiyatronun prodüksiyon masrafları çok büyüktür.. Bu masrafları da Türkiye’nin milli değerleri satılarak, doğmamış çocukların don bezleri ipotek edilerek sağlanır.. Yani, sahnenin faturası millete ihale edilir!..
Milletimizin ödediği faturanın her geçen gün daha da kabardığı ortadadır.. Geldiğimiz nokta, icra yoluyla evden atılma noktasıdır..
Eşkıyanın YSK bahanesi ile verdiği mesaj açıktır..
O sahnelerin, yaratılan tehdit, tedhiş ve terörün ardından gelen teslimiyetin sonucunda milletin içine düştüğü vaziyetin izahı  “bunalım”dır..
Türk Milleti moralsizliğin ötesinde bir teslimiyetin ağına düşmüş durumdadır.. Zihinlerde, teslimiyet ötesinde “nasıl yaşanacağının” hesapları yapılmaktadır..
Çaresizliğin bu boyutta olmasının sebepleri de açıktır..
Türk Milleti, “işin başa” düştüğü anların içinde olduğunu bilmekte, fakat düşmana karşı bayrak açmak için önünde büyük bir engel olduğunu da bilmektedir.. Millet biliyor ki, “Vatanım elden gidiyor, ben bu toprağı eşkıyaya terk etmem” diye ayağa kalktığı anda bu iktidarın tepesine, devlet güçlerini yığacağını biliyor.. Çünkü öyle de olmuştu..
Türk Milletini düşündüren eşkıya saldırısı değildir.. Kendi devletini yönetenlerin kurduğu barikattır...
Barikatı kuranlar da kurdukları barikatı sağlam tuttukları sürece, sahneledikleri oyunun AB tarafından alkışlanacağını biliyorlar..
Bu yüzden PKK, şehirlerde de dağdaki gibi rahat yürüyor..

Yazarın Diğer Yazıları