Adil toplumu kimler kurar?

Özgürlük sorunu bitmeyecek. Çünkü Türkiye'de siyasal sistem ve bunun kodlarını içinde barındıran siyasal kültür özgürlükçü değil.

Sosyoloji okuyanlar bilir. Kültürle davranış arasında doğrusal bir ilişki vardır. Başka bir ifade ile kültür, nasıl davranacağınızı belirler. Çok daha başka bir ifade ile kültürel içeriklerimizi içselleştirerek, o kültürün zihin kodlarını edinir ve davranışlarımızı buna göre yaparız.
Her birimiz edindiğimiz kültürün kişisiyiz. Buna sosyal şahsiyet (kişilik) deniliyor.
Kavramsallaştırmayı böyle belirledikten sonra şimdi asıl mevzuya geçebiliriz.

Nedir o?
Özgürlük sorunu.
Başka, demokrasi.
Daha başka?
Hukuk devleti olma. 

Nitelikli bir siyasal düzen kurup bunu ilkeleriyle yaşatabilme.
İçinde bulunduğumuz siyasal alana bakıldığında ana sorunlar bunlardır. 

Nereden biliyoruz? 

Şuradan: Gün geçmiyor ki politik pratik her gün bir arıza vermemiş olsun. Her gün bir kural dışılık, hukuk gaspı, adaletsiz bir siyasal karar görmemiş olalım.
Buyurun daha yeni.

Bir Tv programında eski CHP milletvekili ile AKP'li Mehmet Metiner birbirine girmiş Hem de küfürlü. İnsan sormadan edemiyor? Acaba neyi paylaşamıyorlar? Mesele ülkemize ve insanımıza hizmetse kavgaya ne gerek var? Sorun neyse oturur tartışır, teknik yönleri varsa ortaya koyarsın, sonra da çözüm önerilerini sunarsınız. Buradan ortak bir karar varmak da seyirciye düşer. Ama ortada bir iktidar tahammülsüzlüğü var. 

Vatanseverliği ile bilinen, geçmişte de FETÖ'nün iftirası ile hapislerde çile çektirilen Müyesser Yıldız, gene tutuklanmış. İşin garibi önce, casusluktan söz edilmesi ve sonrasında yön değiştirerek farklı bir boyuta taşınması. Çok daha ilginci ise "görüştü" dedikleri astsubayın psikolojik sorunlu biri olması ve bunun da ötesinde pek çok kere Müyesser Hanım'ı aramış olması. 

Çok daha şaşırtıcı olanları da var: Güreşçi Hamza Yerlikaya Vakıfbank, RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin ise Halkbank yönetim kuruluna atandı" haberi.

Ekonomik bozukluğun, işsizliğin can yaktığı bu dönemde bazılarına çift maaş bağlanması oldukça şaşırtıcı ve aynı zamanda da düşündürücü değil mi?

Kaldı ki binlerce üniversite mezunu geç sokakta iş arıyor. 
Bunları çoğaltabiliriz.

Peki, bu örneklerin, az evvel belirlediğimiz siyasal kültürle ne alakası var?
Tam da o kültürle alakalı. Demokrasinin yeterince yerleşememesi, olması gerektiği gibi adaletli davranamama gibi tüm davranışların temelinde gelişmemiş kabile kültürü var. Herkes kendi partisini bağlı olduğu aşiret gibi görüyor. Özellikle AKP'de sık sık dile getirilen "liderimiz ne derse o",  anlayışı, lidere tapınma derecesine varan bağlılık cümleleri, partiden ayrılanlara veya göreve gelenlere "sen bu elde ettiklerini sana kim verdi" soruları, bir kadının "Allah çocuklarımın ömründen alıp sana versin" söylemleri, tam anlamıyla cahiliye asabiyesi denilen ilkel kabile kültür kodlarını içermektedir. 

Bu kültürde "kol kırılır yen içinde" felsefesi vardır. Eğer kabile bir olaya karışacaksa, haklı veya haksız olsun, kabile üyelerinin savunması, itiraz etmemesi, sorgulayıcı olmadan biat etmesi, boyun eğmesi istenir.

Hâlbuki modern eğitim ve modern toplum bu değildir. Modern toplum, sorgulayan, eleştirel düşünmeyi beceri haline getiren, öz saygı ve öz yeterliklerini kazanmış bireyler yetiştirmeyi amaçlayan, körü körüne itaat etmeyen, yanlışa doğru demeyen, adil, ahlaki seviyesi yüksek bireylerden oluşan toplumdur. Böyle bir toplum ve onun kültürünü benimsemiş insanlar ancak hukuk devleti kurabilir, kendilerini özgür kılabilir ve adil bir toplum olarak yaşayabilir.

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002-016-1-007.jpg

Yazarın Diğer Yazıları