"Adi"lere market kuyruğu!..

Dayatılan yeni rejimin pazarlanan algı malzemelerinden biri neydi?.. Bakanlar siyasetçi olmayacaktı. Teknokrat ağırlıklı, kendi iş alanında çok uzman olacaktı. Milletvekillerinin siyasi baskıları altında kalmadan çok rahat çalışıp icraat yapacaklarından halkın sorunları ile daha yakından ilgileneceklerdi. Hatta bu algı daha iyi satın alınsın diye milletvekili, bakan olarak atanırsa istifa  şartı da getirildi. Yani, bakanların siyasetle falan işi gücü olmayıp sadece ve sadece hizmete yöneleceklerdi... Güya, günlük siyasetin dışında  bağımsız olacaklardı!..

24 Haziran seçimlerinden sonra aynı ekonominin uçtuğu gibi başkanlık kabinesinin bakanları da kanatlandı!.. O, bağımsız olacak diye millete pazarlanan bakanların hepsi 31 Mart seçimleri için sahaya dağıtıldı. Zat-ı muhteremler birer azılı AKP militanı kesiliverdi. Devlet imkanlarını parti hizmetinde fütursuzca  kullandıkları yetmiyormuş gibi kendilerinden olmayanlara karşı kullanılan kirli siyaset diline, tehdit ve şantajlara gönüllü ortak oluverdiler.  En son örneği olur mu bilemem!.. Tarım ve Orman Bakanı bekir pakdemirli Amasya Taşova'da, muhalefete yönelik  "Bu adilere sandıkta derslerini verecek misiniz?"  diyerek seçim mitingi yaptı. O kafa, millete "varlık kuyruğu" diye yutturulmaya çalışılan tanzim satışların proje ortağı... Çiftçisi, hayvancısı, köylüsü perişan olan bir milletin Tarım  Bakanı kendi insanına meydanlarda hakaret yağdırıyor... Onun mentalitesine göre; patlıcanı, domatesi, patatesi, soğanı  kilosu 10 liradan yiyenler eğer AKP'ye oy vermezlerse adidir!... Yurtdışından getirilen hastalıklı etlere dahi kasabın vitrininden bakanlar, evlerine  kıyma götüremeyenler bekir pakdemirli'nin hizmet ettiği partiye  oy vermezse daha da adidir!.. Hatta 50 milyon dolar bulunamayıp da  Katar ordusuna devredilen tank palet fabrikası gerçeğinin yaşandığı , çiftçinin Ziraat Bankası'ndan ilgisiz sektörlere milyon dolar kredi verildiği ülkemde AKP'ye oy vermezsek adioğlu adiyiz!.. Çocuklarımız işsizlikten kırılırken, KPSS'yi kazandıkları halde AKP'den "hamili kart yakinimdir" kartı getiremedikleri için  evde sırt üstü yatarken, mülakat sınavlarında "reis"in 5 önemli özelliğini bilemediklerinden elenirken, al yanaklı tosuncukların  önce belediye özel kalemlerine atanıp sonra da sınavsız  devlet memuru yapıldığı ülkemde, bekir pakdemir'linin  sadakatle hizmet ettiği partisine oy vermezsek şerefsizin ta kendisi hatta en önde gideniyiz!..

***

Bu nefret dili artık can sıkıcı olmaktan da öteye geçti. Türkiye'yi terk edip de başka ülkelere göçenlere kızardım ama neredeyse hak verecek hale geliyorum. Tüy dikiyorlar tüy!.. Şu hale bakın; Kendi milletine en aşağılık hakaretler eden bakan efendi ertesi gün çıkıyor özür dilemiyor yeni bir tezgah projesini utanmadan sıkılmadan kamuoyuna ilan ediyor. Neymiş efendim?.. Tanzim satışı 5  büyük market zinciri ile yaygınlaştıracaklarmış..."Artık tanzim satış noktaları haricinde zincir mağazalarada mal tedarikini Tarım Kredi Kooperatifleri vasıtasıyla yapmaya başlıyacaklar"mış... Peki, daha önce aklınız neredeydi?.. Eğer, gerçek maksadınız, ekonomik krizi örtmek değil de pahallılığı dizginlemekse bu uygulamayı baştan yapmak çok mu zordu?.. Kazın ayağı öyle değil!.. Daha önceki bir yazımda, seçim tezgahı olarak hazırlanan tanzim satış projesinin hazineden yani senin benim paramla sübvanse edildiğini ve ayrılan kaynağın da kurumak üzere olduğunu kaleme almıştım. Konuyu yakından izleyen tüm uzmanlar da uygulamanın sürdürülebilir olmadığını, 31 Mart'tan sonra tanzim satışların kepenk kapatacağını haykırıyorlardı. Anlayacağınız, milletine "adi" diyen bakan bekir pakdemirli tanzim satışların kapatılmasına yönelik yumuşak geçiş formülünü açıkladı. Adi olmakla suçladığı milletini bir kez daha keriz konumuna sokuverdi!.. Tanzim satış oyununu sesini duyurabildiği ölçüde anlatmaya çalışan.

Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Özden Güngör, YENİÇAĞ'a tepkisini şöyle dile getirdi:

"Tanzim satışlar fiyaskoyla sonuçlanacak zaten söyledik bunu. Sürdürülebilirliği yok. 31 Mart'tan sonra tanzim satışlar biter, kalmaz. Marketlerden, manavlardan satış yapılacak. Büyük ihtimalle fiyatlar yükselecektir. Ekim alanları büyük ölçüde daralışta, üretici yeterli derecede desteklenmezse, üretici sebzeyi ekmezse, arz talep dengesine göre fiyatlar yükselecektir. Bakın Mart'ın sonuna gelindi. 30 gün sonra yeni patatesler çıkıyor. Bu patateslerin maliyeti 4 lira. Bir kilo patatesin maliyeti 4 lira. Üretici bunu ancak 4 buçuk liraya, 5 liraya satarsa kâr edebilir. Bu ithalat 2 lira ile olursa bunun çözülmesi mümkün değil. Yeni patates üreticilerine darbe vuruyorsunuz. 2 liraya dışarıdan 200 bin ton patates ithali izni verildi. Bunları getirteceksiniz, üreticinin elindeki patatesi zor duruma sokacaksınız. Satamayacaklar, düşük fiyata mahkum edeceksiniz. 4 liraya mal ettiğini 2 liraya, 2 buçuk liraya mı satsın? Bunun sürdürülebilirliği yok. Soğan da böyle. Tarım politikaları yok ortada maalesef. Bakandan bakana değişen politika izleniyor. Her gelen bakan daha önceki bakanın politikalarını beğenmeyip yeni bir politikaya geçiyor."

Hazır olun "adi"ler!..31 Mart'tan sonra aşırı pahallığının tek sorumlusu dış güçlerin piyonu marketler olacak!.. Hep beraber, "kahrol düşman market, al sana bomba!" yapacağız!..

 

Yazarın Diğer Yazıları