Adını sen koydun

Yıl 2009'du.. İlk kez Abdullah Gül dillendirdi ve "kürdistan" dedi..

Ahmet Davutoğlu Irak'ın kuzeyindeki bir yangının ardından gönderdiği taziye mesajında "Irak 'kürdistan'ı bölgesi" dedi..

AKP Milletvekili Galip Ensarioğlu, "Kürtlerin yaşadığı coğrafyanın adı 'kürdistan'dır" dedi..

Başbakan Binali Yıldırım, "kürdistan özerktir, bayrağı tanınır" dedi..

Çok değil, dört yıl önceydi.. Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'da, Mesud Barzani'nin gözünün içine bakarak, "Şahsınızda Kuzey Irak 'kürdistan' bölgesindeki kardeşlerimizi muhabbetle selamlıyorum" dedi..

Yani, AKP'liler ne koymuşlar adını? "kürdistan"..

E bu Barzani 25 Eylül'de ne diye yapacak referandumu? Adını "kürdistan" koymak için..

Şimdi ne diyor bütün bu saydığımız isimlerden müteşekkil AKP?

-Oranın adını 'kürdistan' koymaya kalkma..

E adını sen koydun.. N'apcaz şindi?

***

Kır-dök-sıyrıl..

Bugün doğruyu söylüyor olmanız, içine düştüğümüz açmazdaki sorumluluğunuzu ortadan kaldırmıyor..

Ne demiş büyüklerimiz; Özrü kabahatinden büyük..

-Size her türlü desteği verdik..

Kime dedi? Barzani'ye.. O destekle büyüyen Barzani şimdi Türkiye'nin milli güvenliğinin tehtidi..

Her tür desteği verdiği Zekeriya Öz, kumpasçı çıktı.. Türkiye'ye faturası ağır oldu..

Her tür desteği verip "Ne istediler de vermedik" dediği F tipi, darbe yapmaya kalktı..

Her istediklerini yaparak uyum yasalarıyla "Türk devlet geleneğini" birlikte dinamitlediği AB, şimdi 'Teröristlerin hamisi"

Her tür desteği aldığı ve her desteği verdiği ABD'li "Neo-con"lar, bugün, her tür melanetin baronu..

Altı bakan değiştirdi eğitimde.. Hepsine her tür desteği verdi.. Bu destekle her gelen sistemi değiştirdi.. Her sistem 'En mükemmeli' ilan edildi.. Ta ki yeni bir bakan gelinceye kadar.. Şimdi TEOG karmaşası yaşıyoruz.. Ve en yeni olan 'Yeni sistemin', en iyisi olduğuna inanmamızı bekliyor..

Cumhuriyet tarihimizde ülkeyi en ağır bedellerle karşı karşıya getir, sonra "Ben mükemmelim, sorun onlarda" diyeceğin birini bul..

Demokratik kültür olsa, sorunu ve sorunlu olanı görememek de "Yapamadım" deyip kenara çekilmek için yeterli.. Ama ne mümkün..

Hala, kendi hatalarından bile mazeret ve mağduriyet üretiyor..

Siyaset tarihinde, tutarsız, bu "Ben dedim de aklıma ben geldim" tavrı, hep totaliter liderler de görülüyor.. Söyleyince de diyor ki;

-Demokrasiyi de sizden öğrenecek değiliz..

Niyeti yok ki..

***

İitirazım var.. 

-AKP kongresinde Barzani'yi, "Türkiye seninle gurur duyuyor" diye alkışlatanların, şımartıp cüretlendirdikleri aynı adama bugün, "Oyarım" derken, yüzlerinin kızarmamasına..

-15 yıldır yaptıklarıyla Türkiye'yi "BEKA" sorunuyla karşı karşıya getiren bir siyasi iktidarın, bugün "BEKA"nın güvencesi gibi sunulmasına..

-15 yıldır bütün ittifaklarını yarı yolda bırakan bir iktidarın, bugün "Milliyetçilik" pozunda olduğunu ve ilk virajda başkalaşacağını göremeyenlere..

Görüpte, küçük iktidar hesaplarıyla susanlara..

***

"Patron kurban istedi"

Acar muhabir günlerinden tanırım Nevşin MENGÜ'yü.. Birlikte çalıştık.. Dedim ki bir gün;

-Nevşin baban Meclis'te.. Bu bir avantaj.. Kulise hakim olursun.. Gel seni Ankara'ya gönderelim..

Cevabı yapıştırdı;

-Abi, ben bir kartvizitle yapmak istemiyorum mesleğimi..

Bir siyasetçinin kızı olmasına rağmen, o kartviziti kullanmadı, tırnaklarıyla geldi bulunduğu noktaya..

O cevap bana da bir dersti aslında..

Katılmadığım fikirleri, tespitleri var.. Ancak bu, iyi bir haberci olduğu gerçeğini itirafıma engel değil.. Haberi söküp getiren bir heyecanı vardı Nevşin'in..

Haberin kokusunu iyi aldığı için.. "Şakşakçılık" yapamadığı için.. Yandaş kalem ve ekranların günlerce pompaladığı Cumhurbaşkanı Erdoğan- ABD Başkanı Trump görüşmesindeki o noktayı ıskalamadı ve dedi ki;

- Girdisi çıktısı, oturdusu kalktısı toplam 23 dakika sürdü. Erdoğan, Trump'ı Türkiye'ye davet etti, Trump ise arkasını dönüp gitti.

E günlerce pompalandı ama topu topu 23 dakika sürdü görüşme.. Özeti buydu aslında..

Girdisine çıktısına, oturduğuna kalktığına, eklediği çıkardığı bir şey yoktu..

Haberde "Anchor" tabir edilen spiker modelinin hakkıdır, küçük yorumlar ya da mimikler.. O da işinin gereğini yaptı.. Sonuç?

Ekrandan alındı.. Aylardır mesleğinden uzak Nevşin.. Fikri haklarım saklı kalmak kaydıyla, bir 'Haberci' daha, gerçeklerden nefret edenler tarafından gönderildi, dokuzuncu köyden..

Ama unutmayın.. Gerçeklerin bir 'Onuncu köyü' mutlaka vardır.. Bu köşeyi de o köyden okuyorsunuz zaten..

GÜNÜN SÖZÜ

YaIancının cezası, kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır / Bernard SHAW

Yazarın Diğer Yazıları