Adıyaman Belediyesi'ndeki flaş olay Sayıştay raporlarında ortaya çıktı

Adıyaman Belediyesi'ndeki flaş olay Sayıştay raporlarında ortaya çıktı
Sayıştay raporlarında 2013 seçimlerinde Adıyaman Belediyesi Meclis Üyesi olarak seçilen bir kişinin, hem belediye şirketinde yönetim kurulu başkanı olarak görev yaptığı hem de aynı şirket üzerinden Belediye’den taşeron iş alan bir şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu belirtildi.

2019 Sayıştay raporlarından dikkat çeken detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor. Sayıştay’ın Adıyaman Belediyesi Sayıştay raporunda çarpıcı detaylar ortaya çıktı.
Buna göre 2013 seçimlerinde Meclis’e giren ve sonrasında Belediye şirketinde yönetim kurulu başkanı olarak görevlendirilen kişinin, yine bir şirketin yönetim kurulu başkanı olduğu ve bu şirketin belediyeden ihale aldığı ortaya çıktı.
“MECLİS ÜYESİNİN YÖNETİMDE OLDUĞU ŞİRKET, BELEDİYEYE TAAHHÜT VEREMEZ”
Sayıştay raporunda, “Burada belediye meclis üyelerinin, belediye şirketi yönetim kurulu üyesi olarak atanamayacağından değil, meclis üyelerinin yönetim kurulunda bulunduğu bir şirketin belediyeye karşı taahhüt altına giremeyeceğinden bahsedilmektedir” denildi.
Sayıştay’ın raporunda konu ile ilgili kısım şu şekilde:
2019 yılı Mart ayına kadar belediye meclis üyeliği görevini yürüten ilgilinin, bu görevinin yanı sıra belediye şirketi üzerinden 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında belediyede işçi olarak çalıştığı ve yine belediyeden ihale alan bir şirketin yönetim kurulu başkanlığını yürüttüğü görülmüştür.
5393 sayılı Belediye Kanunu’nun ‘Başkan ve meclis üyelerinin yükümlülükleri’ başlıklı 28’inci maddesinde, meclis üyelerinin görevleri süresince belediyeye karşı doğrudan doğruya veya dolaylı olarak taahhüde giremeyeceği ve temsilcilik yapamayacağı hüküm altına alınmıştır"

“AYNI ANDA 4 GÖREV” 
Burada belediye meclis üyelerinin, belediye şirketi yönetim kurulu üyesi olarak atanamayacağından değil, meclis üyelerinin yönetim kurulunda bulunduğu bir şirketin belediyeye karşı taahhüt altına giremeyeceğinden bahsedilmektedir.
Bu düzenlemeye aykırı olacak şekilde, imar komisyonu üyesi de olan belediye meclis üyesinin, sermayesinin tamamı Belediye’ye ait olan ve ihaleler vasıtası ile Belediye’ye karşı taahhüt altına giren Şirketin yönetim kurulu başkanı olarak şirket temsilciliği yapmak üzere aylık belli bir huzur hakkı karşılığında görevlendirildiği görülmüştür.
Ayrıca söz konusu meclis üyesi/yönetim kurulu başkanının, henüz belediye meclis üyeliği sıfatı devam ederken, 2019 yılı Ocak ayında, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında belediye tarafından hak edişlerle ücretleri ödenen işçiler arasına dâhil olduğu, 2019 yılı Aralık ayına kadar bu kapsamda yüksek tutarda aylık ücretler aldığı ve aralık ayı itibari ile iş akdinin feshedildiği tespit edilmiştir.
Bu bağlamda bakıldığında, ilgili şahıs, 2019 yılı ilk üç ayında belediye meclis üyeliği, imar komisyonu üyeliği, belediye şirketi yönetim kurulu başkanlığı ve belediye şirketi üzerinden belediyede çalışan taşeron işçi sıfatlarını aynı anda taşımaktadır. 

“KADROLU İŞÇİ BELEDİYE MECLİS ÜYELİĞİ YAPAMAZ”
Gerek Sayıştay Temyiz Kurulunun 15.03.2017 tarih ve 42851 numaralı kararında ve gerekse de Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 24.03.2014 tarih ve 2014/1051 sayılı kararında belediyelerin kadrolu işçilerinin aynı zamanda meclis üyeliği yapamayacağı açık bir şekilde belirtilmiştir.
Söz konusu kararların aşağıda yer verilen bölümlerinden de görüleceği üzere, belediyede çalışan taşeron işçilerin de meclis üyeliği görevini yürütmeleri mümkün bulunmamaktadır.
Kararlarda özetle; belediyede çalışan işçinin işvereninin, belediye tüzel kişiliği olduğu, belediye başkanının, ilgili idarenin başı ve tüzel kişiliğin temsilcisi olarak işveren sıfatıyla hareket edeceği ve kurumda çalışan işçinin, işinde gereği gibi çalışıp çalışmadığı, işine devam edip etmediği, işyerindeki tutum ve davranışları gibi birçok konuda işvereninin denetim ve gözetimi altında olacağı, gerektiğinde işverenin, bu kişiye çeşitli yaptırımları uygulayabileceğinden bahsedilmiştir.
 
“TARAFSIZLIK İLKESİ ZEDELENİR" 
İşçinin çalıştığı tüzel kişilikte aynı zamanda meclis üyesi olarak görev yapması halinde, işveren gibi hareket etmesine imkân sağlayacak bir statüye kavuşabileceği, işverenin işçi üzerindeki denetim ve yaptırım yetkilerinin kısmen de olsa kullanılamaz hale gelebileceği, işçinin işverenini denetleyebilmesi gibi iş hayatının olağan akışına aykırı bir durumla karşılaşılabileceği ve belediye meclisi üyesi olarak üstlenilen kamu görevinin yerine getirilmesinde tarafsızlık ilkesinin zedelenebileceğinden söz edilmiştir.
“MEVUZATA UYGUN DEĞİL” 
Tüm bunların yanı sıra, belediye meclisinin belirli toplantı sürelerinin olduğu, meclis üyelerinin aynı zamanda encümende ve ihtisas komisyonlarında görev aldıkları, bu oluşumların da belirli zamanlarda toplandıkları göz önünde alındığında, taşeron işçinin meclis üyesi olması halinde, hem iş akdinden doğan yükümlülüklerini, hem de meclis çalışmalarına katılma yükümlülüğünü aksatabileceği, yoğun çalışma gerektiren meclis üyeliği görevini aksatmasının meclisin işleyişini olumsuz etkileyebileceği açıktır.
Sonuç olarak, meclis üyeliği ile belediyeye karşı taahhütte bulunan şirketin yönetim kurulu başkanlığı ve belediyede taşeron işçilik sıfatlarının aynı anda ve bir kişinin uhdesinde bulunması mevzuata uygun bulunmamaktadır.