Ağırel "Beni tutuklayabilirler" demişti

Değerli Okuyucular,

Bir süredir Murat Ağırel'in yaşadıklarına yakinen şahitlik ettiniz.

Kendisini merak eden on binlerce okuyucusuna iyi haberlerimiz var.

Murat'ın morali gayet iyi…

Silivri'de şimdilik tek kişilik bir koğuşta kalıyor, Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan'a çok yakın…

Bağırarak da olsa ara sıra seslerini duyurabiliyorlar, tabi izin verildiği sürece.

Kitaplarını okumaya ve spor yapmaya başladı.

Muhtemelen yeni kitaplarının planlamalarını yapmaya başlamıştır.

"Beni merak etmeyin ama unutmayın da" diyor.

Kendisinin unutulmasını bırakın, isminin daha da büyüdüğünü görüyoruz.

Murat Ağırel'i sanki devletin karşısındaymış gibi konumlandırmak isteyenlerin projesinin de tutmadığına şahitlik ediyoruz.

Destek mesajlarına, yorumlara, ilgiye bakın. Yoruma yer bırakmıyor.

"Beni Tutuklayabilirler"

Murat ile tanışıklığımız çok eskiye dayanmıyor aslında.

İlk "merhaba" dememiz Yeniçağ'a başlamasıyla oldu. Öncesinde OdaTv'de yazılarını takip ediyordum.

Bu kısa sürede de hırslı, çalışkan, azimli ve korkusuz bir isim tanıdım. Ciddi araştırma çalışmalarına imza attı, büyük bir okuyucu kitlesi edindi.

İsmi de çok hızlı bir şekilde büyüdü ve ilgi gördü.

Duayen gazeteciler, Ağırel'in araştırma-inceleme yazılarından ve kendisinden hep övgüyle bahsettiler.

Son kitap çalışması olan Sarmal'ı yazarken "Batuhan, beni tutuklayabilirler" demişti.

"Allah korusun, neden öyle düşünüyorsun" diye sorduğumda "Kimsenin girmediği, cesaret edemediği yolsuzlukları belgeleriyle açıklayacağım, ucu nereye giderse gitsin bu gerçekleri anlatmak benim görevim. Aileme, çocuklarıma ayıracağım zamandan çalıyorum, ama buna değer. Çünkü benim çocuklarımın hakkını ben savunurum. Ama, milyonların hakkının yenilmesini görüp de susmam mümkün değil" cevabını vermişti.

Ağırel'in dediği gibi oldu.

'Sarmal'dan kısa süre sonra yaşananlar ortada.

Tutuksuz yargılanabilirdi. Kaçma şüphesi yok, kaçma ihtimali yok, davet edilince gidiyor. Buna rağmen bu yöntemler tercih edilmedi.

Daha da enteresanı;

Atatürk'e küfreden,

Bayrağa dil uzatan,

Milli devlet yapısını değiştirmek isteyenler şu an zafer çığlıkları atıyor.

Halbuki hiçbir zafer kazanmadılar. Çünkü burası Türkiye Cumhuriyet Devleti.

Ve bu devlet; hiçbir gruba, hiçbir kliğe, hiçbir yasa dışı oluşuma teslim olmadı, olmayacak.

O gece yaşananlar

Murat'ın tutuklandığı Pazar gecesi yaşananları da birinci ağızdan anlatmak istiyorum.

Mahkemenin tutuklama kararı vermesinden sonra polislerle avukatlar arasında şu diyalog geçiyor:

"Babası Adana'dan geldi, eşi de burada. Cezaevine girmeden hem eşyalarını teslim etmek hem de son bir kez görmek istiyorlar. Adliye çıkışında yarım dakika da olsa durabilir misiniz, hem bekleyenleri el de sallar."

Sonrasında, "Tamam, dışarısı uygun olursa duracağız" cevabı geliyor.

Yaklaşık 1 saat adliye kapısında bekledik. Her gelen araca "acaba onlar mı" diye bakarken, hızla 3 araç peşi sıra çıktı.

Yavaşlamadılar bile. Biz içinde kim olduğunu bile anlayamadık, bırakın babasıyla görüşmeyi el bile sallayamadık.

Kapıdaki görevlilere sorduğumuzda anladık ki giden araçlarla Murat'ı götürmüşlerdi.

Bu muameleyi hak etmemişti, hak etmemiştik.

Allah yardımcısı olsun, en kısa zamanda aramıza döneceğine inancım tam.

Murat Ağırel'e mektup göndermek isterseniz, Silivri Kapalı Cezaevi 9. Ada C Blok, No 18 adresine yazabilirsiniz.

Herkese çok selamları var, mektuplarınızı bekliyor.

 

dfs-004-001-011.jpg

Yazarın Diğer Yazıları