Ah bir AB-D'ye dönebilsek!..

Haftaya yine oldukça hızlı girdik...

Yargıtay Başkanı İsmail Rüştü Cirit, adli yıl açılışında rahip Brunson'ın yargılanması süreci ile ilgili konuştu. ABD'ye sert mesajlar gönderdi!.. Cirit, "Bir yabancı devlet vatandaşının tutuklanması ve yargılanmasına ilişkin kararları verecek tek ve mutlak güç, bağımsız ve tarafsız mahkemelerdir" dedi.

Peşinden, damat Berat Albayrak'ın açıklamaları gündeme düştü. Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, yöneticisi Hakan Atilla'nın Washington'un İran'a yönelik yaptırımlarını ihlalden ABD'de suçlu bulunan Halkbank'ın ABD devletinden para cezası almasını beklemediklerini ifade etti.

Berat Albayrak, Halkbank yetkilisi hakkında geçen yıl başlayan duruşma kapsamında bankanın İran ile ilgili tüm işlemlerinin hukuk şirketi King&Spalding tarafından incelendiği ve veri analiz şirketi Exiger'in de bunda rol aldığını ifade ederek, "inceleme için gerekli olan tüm İran dış ticaret işlemlerine ait verileri, elektronik postaları ve ilgili tüm dokümanları ABD'li firmaların incelemelerine sunulmuştur. Aylarca süren bağımsız inceleme süreci sonunda; Bankanın ABD'nin İran'a yönelik birincil ve ikincil yaptırım kurallarını ihlal etmediği, İran dış ticaret işlemlerinde şeffaf olmayan uygulama ve yöntemlerin bulunmadığı, tespit edilmiştir" dedi. Berat Albayrak inceleme sonundaki tespitlerin "kanıtlayıcı belgeleriyle" birlikte ABD'li kurumlara hukuk firması aracılığıyla bildirildiğini de belirtti.

Aklı ile alay edilmesini kabul etmeyenler adına soruyorum:

O zaman Hakan Atilla ABD'de neden hapis yatıyor?..

***

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun Rusya'yı stratejik ortak ilan etmesinin ardından her an patlamaya hazır bomba olan İdlip konusunda Türkiye için can sıkıcı durum devam ediyor. "Daldan dala atlama" demeyin. Azıcık sakin olun!..

Havuz basınının hafta başı birinci sayfalarında çok önemli 2 röportaj vardı. Biri Hürriyet diğeri Star gazetesinde. İktidar partisi AKP, iletişim stratejilerini bazı muhalefet partilerinde olduğu gibi rastlantıya bırakmaz. Saldım çayıra mevlam kayıra mantığı ile iş yürütmez. Uzun bir süredir unutulan (!) eski AB Bakanı ve TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır ile yapılan söyleşiye Hürriyet'in geniş yer vermesi bunun yanı sıra iktidarın beyni olarak işleyiş gören SETA'nın direktörü Murat Yeşiltaş'ın Star'dan attığı  işaret fişekleri birlikte değerlendirmeye değer.

Volkan Bozkır, yeniden canlandırılmaya çalışılan AB üyelik ilişkilerini değerlendirirken Kopenhag kriterlerinden bahsediyor. "Yargıya güven artacak" ara başlığında ise şu söyledikleri çok dikkat çekici;

"Ankara'nın AB mesaisi Reform Eylem Grubu toplantısıyla başladı. Neler değişecek?

Bir kere esasen uygulanmakta olan 'Yargı Reformu Stratejisi'nin güncellenmiş hali, bu yıl sonundan önce yayınlanacak. Bu çok önemlidir. Özellikle FETÖ'nün yargı içindeki yapılanması nedeniyle birçok insanda yargıya güvensizlik oluştu. Bu stratejiyle yargıya güvenin artması ve Türk hukukunun Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarıyla iç içe yürüdüğünün göstergesi olan bir strateji yayınlanacak. AB'nin Türk hukukuna güvenini arttıracak bir şey."

SETA güvenlik araştırmaları direktörü Murat Yeşiltaş, "ABD ile Rusya İdlip'de anlaşır mı" sorusuna cevap verirken, "olabilir. İkisi de Türkiye'nin hayrına çalışacak aktör değil" diyor. "Avrasyacılık romantizmdir, jeostratejik karşılığı yoktur" ara başlığı altında Yeşiltaş da şu ilginç değerlendirmeleri yapıyor;

"Türkiye-Rusya ilişkileri her alanda ilerliyor, bu seyir nereye varır?

Tarihsel olarak büyük bir jeopolitik bagaj var Ruslarla aramızda. Anlaşamadığımız konular anlaştıklarımızdan fazla. Buyurun, Kırım meselesi. Karadeniz'deki güç dengesi Kırım'la birlikte aleyhimize değişti. Balkanlar, Güney Kafkasya, Orta Asya, Suriye, Akdeniz, GKRY ile Rusya'nın ilişkileri. Dolayısıyla aceleci davranmamak lazım. Rekabet etmek zorunda kalacağımız hatta bazı konularda karşı karşıya geleceğimizi de hesap etmek lazım. Rusya, şu anda Türkiye'nin ABD ile, Batı ile arasının limoni olmasının tadını çıkarıyor. Ama fırtına dindiğinde Rusya ile güçlü ama yalnız olmayacak bir şekilde masaya oturmanız lazım. Ekonomik derinlik çok önemli ama Rusya kaba bir askeri güç, acımasız bir güç kullanma sevdalısı. Bu jeopolitik genlerinde var."

***

Tüm bunlar size çok karmaşık gelmesin!.. Gitgide sıkışan AKP iktidarı, 2002-2007 yılları arasındaki ayarlarına geri dönebileceğine ilişkin ataklar yapmaya çalışıyor. Çok yakında aynı o yıllarda yapıldığı gibi yeni bir yalancı reform paketi ile karşı karşıya kalabiliriz. Aslında ne AB'nin umurunda Kopenhag kriterleri ne de ABD'nin umurunda insan hakları... Herkes Türkiye'den bir şeyler koparma, alacaklarını tahsil etme peşinde... ABD, gayriresmi yollardan sürekli kapısını çalan AKP iktidarına "Brunson serbest kalmadan hiçbir şey konuşmayız. Haydi güle güle" diyor. İktidar, yeni çark edişin kapılarını aralamaya çalışıyor.

İsmail Rüştü Cirit, adli yıl açılışında yaptığı konuşmadan dolayı çok pişman olabilir!..

Yazarın Diğer Yazıları