Ah cezalar cezalar!...

Oy birliğiyle Emin Çölaşan, Necati Doğru, Metin Yılmaz ve diğerlerini mahkûm ettiler. Dolayısıyla Sözcü gazetesini mahkûm ettiler.

Bu isimlerin Fetullahçılarla ne işi olabilir? Onlara nasıl destek verebilir? Biri "sosyal demokrat", biri yazılarında arada eskilerden bahsediyor, belli ki "komünist" yanı var, biri de  olsa olsa "en Atütürkçü"... Bunlar Cemaat'e kıyısından ucundan bulaşacak insanlar mı?! Acaba evleri Fethullah'ın bir dershanesine komşu mu? Bank Asya Şubesi'nin yanında mı?!? Olur a, önünden geçmişlerdir! Öyle bir görüntü sergilediler ki, hükûmete muhalif olanlar cezalandırılıyor. İddianameye bakıyorsunuz diş kovuğunu doldurmayacak iddialar.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, adalet paketlerini hatırlatıp duruyor. İyimser de konuşuyor. Paketin biri geçen kasımda geçti. Yılbaşından sonra yürürlüğe giriyor.

(Abdulhamit Bey, isminin yazılışında çok hassas. "Abdülhamit" yazılırsa, sekretarya hemen not gönderiyor: "ü" ile değil, "u" ile yazılacak. Abdulhamit, Arapça isim tamlamasıdır. "Abd el-hamîd" veya okunuşuyla "Abdu'l-hamîd" yazılır. Türkçede ses uyumuna göre sondaki sadalı (tonlu) ses sadasız sese dönüşür; "d", "t" olur. Abd "kul", hamîd "öven" ve "övülen" manalarına gelir. Esmâ-i hüsnâdandır. "Abdul" tamam da hamit mi, hamîd mi? Bakan Bey'in sekretaryası nüfus kâğıdına bir daha baksın lütfen. Burada küçük ses uyumu, büyük ses uyumu meselesi de var. Haricî bilgiye giriyoruz. Uzatmayayım.)

Abdulhamit Gül, Saray Kabinesi'nin bir üyesi ama, Saray Mukîmi'nin ziyaret tetiği malûm grubun kalemine dolandı! Bu karmaşık ilişkilere de insanın aklı ermiyor. Saray Kabilesi'nin üyesi olacaksın, sonra, Saray Mukîmi'nin itibar ettiği grubun saldırısına uğrayacaksın. Hükûmetten alma veya istifaya zorlama yolu bu mu? Hiç anlamadım!

Abdulhamit Gül pısmadı, " FETÖ'cülerle aynı maklubeye kaşık sallayanlar..." diyerek ağır ithamlarda bulundu.

Meselenin içyüzünü de bilmiyoruz ki! Bir şeyler dönüyor. Adalet Bakanı'nın iyimserliğine rağmen Sözcü gazetesi yazarları, muhabirleri cezalandırıldılar. Bu cezalar, İstinaf'tan dönecek, olmazsa Yargıtay'dan, olmazsa AİHM'den. Ceza kesenler bunları elbette biliyor. Çok merak ediyordum, ceza kesinleşti, gerekçesi ne? Daha açıklanmadı. Bakalım verdikleri cezayı nasıl yorumlayacaklar?

Sözcü gazetesi mensuplarına verilen ceza, mübalağasız söylüyorum, Türkiye'nin yüzde 80'ine verilecek cezadır. Fethullahçılar bu kadar nüfuz etmişken, istese de istemese de dirseği değmeyen bulabilir misiniz?!

Siyasî ayak ne ayak bilmiyorum ama, bir bağlantıdan, bir destekten bahsetmek gerekirse, hükûmet edenlerin, neredeyse Meclis'in yarısının toplanması gerekir!  Bunlar suçludur, demiyorum. Vaziyeti anlamak gerekir, diyorum.

Adam darbeciyse üzerine gidersin, ama bu hükûmete muhalefet etti, FETÖ sepetine atalım, denebilir mi?! 

FETÖ sepeti tutacak olursan, sepet dolu bayım; siyasîlerden yer kalmadı!

Abdulhamit Gül, bu ayın içinde, 9 Aralık'ta, bir toplantıda, "Hak ve özgürlüklerin daha da geliştirilmesi için yeni bir insan hakları eylem planı hazırlıyoruz. Bu kapsamda yapacağımız düzenlemeler demokrasimizin daha da güçlendirilmesine hizmet edecektir. Temel hak ve özgürlükler alanında yeni adımlar atılacaktır." demişti.

Benzer sözleri 25 Aralık'ta da söyledi.

Ne oldu? Gördük ne olduğunu!

 

Yazarın Diğer Yazıları