Ah keşke hukuk içinde kalsaydı...

Terörle mücadelede "Hukukun dışına çıkılması gerekiyorsa artık oraya da çıkılmalı. Çünkü PKK hangi dilden anlıyorsa o dilden konuşmak gerekiyor" diyen Mustafa Destici'ye arz ederim:

"Devlet" olmak için hukukun dışına çıkmaya ihtiyaç yoktur; aksine, devletin yaptırım gücü "hukuk"tur.

PKK, iddia ettiğiniz gibi "Türkiye Cumhuriyeti devleti bugüne kadar hep hukuk içerisinde kalarak mücadele" ettiği için değil hukuku uygulamadığı için tarihe gömülememiştir!

2000'lerin başında kolu kanadı kırılan terör örgütünün ve sıfırlanan terörün hortlamasının temel nedeni;

- Bebek katili, terörist başı, cani Öcalan'ı "İmralı"laştıran, yani yasalarımıza göre açık olarak "terör" olan eylemlere "terör", yasalarımıza göre açık olarak "terörist" olan faillere de "terörist" diyemeyen anlayıştır!

-              Oslo'da teröristlere bizatihi itiraf edildiği üzere teröristlerin Güneydoğu'yu -hukuksuz biçimde- değneksiz köye çevirmelerine göz yumulmuş olmasıdır!

***

Türkiye Cumhuriyeti, son 16 yılın çok önemli bir bölümünde;

- Terörü, terör örgütünü ve terörist başını övenlere karşı hukuku uygulamış olsaydı,

-              Habur'da "pişman olmadığını" söyleyen teröristlere karşı hukuku uygulamış olsaydı,

-              Nevruz'da, Bağlar Meydanı'nı PKK'nın "gövde gösterisi"ne sahne yapanlara karşı hukuku uygulamış olsaydı,

-              Türkiye'ye dönen PKK'lı "kaçak"lara, "Kürt aydını" maskeli koruma sağlamak yerine hukuku uygulamış olsaydı,

-              Ayaklanma provasına dönen terörist cenazeleri karşısında hukuku uygulamış olsaydı,

-              Terörist heykelleri dikilirken hukuku uygulamış olsaydı,

-              Ankara-Kandil arasında ulaklık yapan gazeteci kılıklı "eleman"ların PKK güzellemelerine karşı hukuku uygulamış olsaydı,

-              Terör örgütü yahut hamileriyle yapılan gizli ve haince pazarlıkları ifşa edenler yerine yapanlara karşı hukuku uygulamış olsaydı,

-              "Şehir savaşlarına hazırlık için kentlerdeki evleri mühimmat deposuna çevirirken", "metropoller patlayıcılarla doldurulurken" hukuku uygulamış olsaydı,

En hazini;

PKK'lı teröristleri -hukuk dışına çıkarak- gizli tanık yapıp, terörle mücadele eden kahraman askerlerin -hukuk dışına çıkarak- terörist olduğuna hükmetmeseydiniz...

Taşları bağlayıp, köpekleri salmasaydınız...

Bu ülkenin PKK diye bir sorunu kalmayabilirdi!

***

Özetle...

"Cebir ve şiddet kullanarak; baskı, korkutma, yıldırma, sindirme veya tehdit yöntemlerinden biriyle, Anayasada belirtilen Cumhuriyetin niteliklerini, siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmek, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyetin varlığını tehlikeye düşürmek, Devlet otoritesini zaafa uğratmak veya yıkmak veya ele geçirmek, temel hak ve hürriyetleri yok etmek, Devletin iç ve dış güvenliğini, kamu düzenini veya genel sağlığı bozmak amacıyla bir örgüte mensup kişi veya kişiler tarafından girişilecek her türlü suç teşkil eden eylem"i "terör" kabul eden Terörle Mücadele Kanunu başta olmak üzere Türkiye Cumhuriyeti yasaları terör örgütünün başını ezmeye de, teröristleri akıttıkları kanda boğmaya da imkan verir nitelikte; iş ki uygulayacak yürek olsun insanda!

***

"Tek yürek" olmak kolay da

ABD küstahlığı karşısında, "Bu yaptırım Türkiye'yedir" kampanyası başlattı iktidar, Türk Milleti'ni tek yürek olmaya, bütünleşmeye, kenetlenmeye davet ediyorlar...

Davete lüzum yok; bu millet ülkesini, devletini hedef alan her nevi saldırıya karşı zaten her durumda bir ve beraber olur olmasına da...

Bu milletin bir bölümünü, sırf kendilerine siyasi destek vermiyor diye "FETÖ"yle, "PKK"yla, "darbe"yle irtibatlandırmakta beis görmeyenler nasıl yüzde 50'si bu insanlardan oluşan "Türkiye'nin bütünüyle" bir olabilecekler?

Her ağızlarını açtıklarında haksız, insafsız, vicdansız ithamlarda bulundukları, hakaretler yağdırdıkları kişilerle "aynı cephede" nasıl mücadele edecekler?

Velev ki ettiler?

Neredeyse "vatana ihanet"le suçladıkları kişilerin vatanseverliğini "can simidi" yaptıkları için yüzleri kızarıp da bir özür dileyecekler mi işin sonunda?

***

Soru-yorum

Cumhurbaşkanı'nın "İdam Meclis'ten geçerse ben imzalarım" açıklamasını dinlerken aklıma geldi:

3 Ağustos 2002'de, TBMM'de yapılan oylamada idam cezasının AKP, DSP, ANAP, YTP, SP'nin oylarıyla kaldırılmasının ardından, "Bu çok büyük bir başarıdır... TBMM'yi takdir ediyorum, alkışlıyorum" diyen kimdi?

Ha bir de, idam cezasının kaldırıldığını bildiren protokolü hangi Başbakan imzalamıştı?

Yazarın Diğer Yazıları