Ahmet Davutoğlu'ndan 'Suriye' açıklaması

Ahmet Davutoğlu'ndan 'Suriye' açıklaması
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, kendi döneminde Suriye'de izlenen dış politikaya ilişkin açıklamalarda bulundu.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Yol TV canlı yayınında Türkiye gündemi ve kendi döneminde izlenen dış politikaya ilişkin açıklamalarda bulundu. 

Bakanlık ve Başbakanlık dönemi Suriye politikası hakkında açıklamalarda bulunan Davutoğlu, "Suriye ile Türkiye arasındaki sınırları, vizeleri kaldırmıştık 2010'da. Gaziantep ile Halep arasında hızlı tren hattı düşünüyorduk. Biz Suriye'yi karıştırmadık, bütün Ortadoğu'da bir fırtına koptu. Türkiye'nin Suriye'ye dönük hiçbir olumsuz gündemi olmadı" dedi.  

"OLAYLARIN SURİYE'YE SIÇRAMAMASI İÇİN ÇABA GÖSTERDİK" 

Tunus'ta başlayan olayların Suriye'ye sıçramaması için çaba gösterdiklerini belirten Davutoğlu, "Tunus'ta bir genç kendini yaktı ve bütün Arap dünyası karıştı. Ortadoğu'daki otoriter rejimlere karşı halk ayaklandı. Bunun Suriye'ye bulaşmaması için çok gayret ettik. Aman kendi halkınıza karşı şiddet kullanmayın dedik. Ama tanklarla şehirlere girdiler" ifadelerini kullandı. 

Gelecek Partisi Genel Başkanı Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şu şekilde: 

Sadece acılardan oluşan bir tarihi hatırlarsak, yeni acılara zemin teşkil ederiz. İstiklal Harbi'nde, Çanakkale'de, Sünnilerle Aleviler, dedelerle imamlar birlikte omuz omuza verdiler. 

Katmanlar oluşturmayalım, birbirinden duvarlarla ayrılmış mahalleler oluşturmayalım, birbirimizi tanıyalım, sevelim. Bunun acılarını zaten asırlarca bu topraklar çekti, bunları bir daha yaşamamak için birbirimizin dünyasına nüfuz edelim. 

Alevi vatandaşlarımız ve kanaat önderlerimizle toplandığımızda şunu söyledim: Aleviler de Sünniliği öğrensin, Sünniler de Aleviliği öğrensin. Biz yan yanayız, komşuyuz. 

Türkiye'de öyle bir sekülerizm anlayışı var ki, sanki insanların dini kültürden arınmadan entelektüel olamayacakları gibi bir anlayış var. 

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın daha özerk bir yapıya kavuşturulması gerektiğini savunuyorum. 

Din dünyada hiçbir toplumda kültürün dışında bir alan değildir. Batıda İncil'den bir beyit okuyamayan tek bir sosyal bilimler akademisyeni yoktur.