Aile Bakanı ''ne'' olmalı ''ne'' olmamalı

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı olarak atanan Derya Yanık, ilk gördüğüm andan itibaren, AK Parti''nin, irite edici bulduğum ekran yüzlerinden biriydi. Epey bir süre anlayamadım kerametini.
Çiçeği burnunda bakanlık performansı da -şimdilik- bu algıyı tersine çeviremedi. Hatta, 23 Nisan''da imza attığı tuhaflık ve sonrasındaki "kaş yapayım derken göz çıkarıcı" teviliyle, daha da pekiştirdi.
***
Atanmasını takiben ortaya dökülen sosyal medya arşivi malum; siyasi liderlerden, gazetecilere… Atar gider listesinde kimler yokmuş ki!
Keza, bakanlığa tercih edilme sebebinin, Cumhurbaşkanı''nın kızının da yönetici olduğu KADEM''deki görev ve ilişkileri değil "kişisel yetkinleri ve donanımı" olduğunun, kamuoyuna, kendisini bakanlığa tercih eden makamca değil, bizatihi KADEM tarafından açıklanması da az tüy dikici değildi…
Peşin hüküm vermek istemem ama vaat ettiği "malzeme memba"ı ile daha uzun bir süre "eleştirilenler" listesinden inmemeye namzet kendisi.
***
Yeni Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı''yla alakalı bu kadar açık olan karşıt konumuma rağmen, hafta sonunda, "inanç dünyası" temelinde, iktidara benden fersah fersah yakın olan bir günlük gazete(!)de, kendisi hakkında, "eleştiri" adı altında yazılan bu satırları okurken ben mahcubiyet duydum:
"Yeni Aile Bakanı''nın atanması, feminist çevrelerde sevinç içinde karşılanmış ve destek yazıları yayınlanmıştır. Ülkemizde temayüz etmiş, anne ve eş olmuş; kadim medeniyetimizin ve inanç değerlerimizin yılmaz savunucusu bir kadınımızın tercih edilmemesi bizleri derin üzüntülere sevk etmiştir…."
***
Ne bu şimdi?
Eleştiri mi?
Neyin eleştirisi?
Bir kadın, "eş" veya "anne" değilse yeterince kadın olamıyor mu yani?
Kadının, bir "kız çocuğu", "evlat", "abla", "kardeş", "yeğen", "kuzen", "teyze", "hala" vs. olarak "aile"nin parçası olma hakkı yok mu?
Güreş hakemini şehir tiyatrolarının başına getirince sorun olmuyor, başçavuşu devlet televizyonunda haber müdürü yapınca sorun olmuyor da, hukukçu bir kadını Aile Bakanı yapınca mı kıyamet kopuyor; sırf "evli/çocuklu" değil diye!
Hayır, sanırsın ki "eş" yahut "anne"lik mevkisinde bulunan kadınlara saygıları var! Misal, bir kadına iftira atmadan önce, onun bir "eş" olarak nasıl zor bir durumda kalabileceğini, bir kadına kara çalmadan önce, onun "anne" olarak bundan zarar görebileceğini, bir kadını hedef göstermeden önce onunla birlikte ailesinin, eşi ve evladının da hangi rezilliklerle muhatap olabileceğini eni konu düşünüyor, ince ince hesap ediyor ve ellerini vicdanlarına koyup da geri duruyorlar.
Çok uzağa gitmeye gerek yok; hem bir "eş", hem bir "anne", hem bir "babaanne", hem de bir "Hacı" olan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener hakkında, eşini de, evladını da, hatta torununu bile rencide edici yayınlar ortada!
***
Hepsi bir yana; ne "eş"ler, ne "anne"ler gördü o koltuk; zaten yoktular!
45 çocuğun tacize uğradığı kurumu koruyup kollamak uğruna, "Bir kere olması, karalamak için gerekçe olamaz" diyebilmiş bir kadın anne olsa ne yazar!
Kaldı ki, Aile Bakanı''nın neden eş yahut anne olmayan bir kadın olduğunu sorgulamak yerine, neden hep kadın olduğunu da sorgulamanın zamanı gelmiştir belki; erkek de "aile"ye dahil değil mi? Aile içi şiddetten, istismar olaylarına kadar birçok trajediyi "kadının meselesi", "kadının mücadelesi" olmaktan çıkarıp, erkeğin de mesele edeceği, mücadele vereceği bir alana taşımak gerekmez mi?
Pardon ama ya…
O zaman "Bakın kadın bakanımız da var işte" demek için, "erkeklere rezerve" koltuklardan feragat etmeleri gerekir ve bunu hiç istemezler değil mi?
***
Derya Yanık''ın liyakatini "anne veya eş olmadığı için yetersiz" bulan eleştiri, kendisini "herkesten daha dindar" varsayan ve sair ekseriyetle "paçavra" olarak anılan bir yayında yer aldı.
Ama sanmayın ki, toplumun diğer kesimlerinde, klişe ifadeyle "öteki mahalle"lerde durum farklı.
Günlerdir yayınlanan "Anneler Günü" reklamlarına bakın; evin hizmetlisi mesleğini daha iyi icra edebilsin diye kullandığı araç gerecin teknolojisini yenilemek üzere hemen hepsi… Mutfak robotu, elektrik süpürgesi, tencere-tava. "Anne"yi buraya hapseden kafa, "kadın"ı da "eş/anne" olmadan "kadın" saymadığına göre, "kadın"ın yeri de, mutfakla salon arasında bir yerlerde işte günün sonunda!
Orada da olmasına hiç karşı değilim ama layık görüldüğü yerin "oradan ibaret" olmasına fena halde alerjiliyim.
***
Derya Yanık''ı eleştirecek sayısız vesilemiz olabilir, olacaktır da… Ancak, "eş/anne değil" diyerek belden aşağı vurmak en hafif tabirle izansızlık, densizliktir.
Rakiplerine "zürriyetsiz" yakıştırması yapan bir siyasi yapının parçası dahi olsa, bir kadının hâletiruhiyesini bu şekilde kanırtmaya çalışmak, kabul edilebilir değil benim değerler sistemimde.

Yazarın Diğer Yazıları