Akıllı telefon teknolojisi, her geçen gün yeni bir sıçrama ile kullanıcıları şaşırttı. Son yıllarda dikkat çeken en yenilikçi gelişmelerden biri, cihazları kablo veya şarj pedine ihtiyaç duymadan, adeta “havadan” şarj edebilen teknolojiler.
ABD ve Japonya’daki bilim insanları, elektromanyetik dalgalar aracılığıyla enerji aktarımını mümkün kılan sistemler geliştirerek bu alanda çığır açtı.
Peki, bu teknoloji günlük hayatı nasıl dönüştürecek? Güvenli mi, yoksa yeni bir tartışma mı başlatacak? Bilimsel araştırmalar ve uzman görüşleri, bu soruları yanıtladı.
BİR ODADA PRİZSİZ ŞARJ DENEYİMİ
Michigan Üniversitesi’nden Prof. Dr. Alanson Sample liderliğinde yürütülen bir çalışma, havadan enerji aktarımıyla çalışan bir oda tasarladı. Bu odada, duvarlara entegre edilen özel bobinler sayesinde manyetik alanlar oluşturuluyor ve cihazlar, bu alan içindeki alıcı antenler aracılığıyla şarj oluyor. Sample, “Bu teknoloji, kablolardan tamamen kurtulmamızı sağlayabilir. Akıllı telefonlar, lambalar, hatta tıbbi cihazlar bile bu sistemle çalışabilir” dedi.
Araştırma, Nature Electronics dergisinde yayımlanarak bilim dünyasında yankı uyandırdı.
Tokyo Üniversitesi’nden Prof. Dr. Takao Someya ise bu teknolojinin enerji verimliliği konusundaki sınırlarını ele aldı. Someya’ya göre, havadan şarj sistemleri henüz düşük güç aktarımı sorunuyla karşı karşıya. Ayrıca Someya, “Enerji kaybını en aza indirmek için daha fazla çalışmaya ihtiyaç var. Ancak bu, geleceğin teknolojisi olabilir” dedi.
Someya’nın ekibi, grafen tabanlı alıcıların verimliliği artırabileceğini gösteren bir çalışma yayımladı.
GÜVENLİK VE TOPLUMSAL TEPKİLER
Havadan şarj teknolojisi, heyecan verici olsa da güvenlik endişelerini de beraberinde getirdi.
Elektromanyetik dalgaların insan sağlığı üzerindeki etkileri, uzun süredir tartışma konusu.
Oxford Üniversitesi’nden malzeme bilimi uzmanı Prof. Dr. Jamie Warner, “Elektromanyetik alanların uzun vadeli etkileri üzerine daha fazla araştırma yapılmalı. Şu an elimizdeki veriler, düşük seviyeli radyasyonun zararsız olduğunu gösterse de, bu teknoloji yaygınlaştığında riskler artabilir” uyarısında bulundu.
İngiltere’de 5G kulelerine yönelik protestolar, yeni teknolojilere karşı toplumsal şüpheyi gözler önüne serdi. Havadan şarj sistemlerinin yaygınlaşması durumunda benzer tepkilerle karşılaşılması muhtemel.
California Üniversitesi’nden Prof. Dr. John Rogers, “Toplumun bu tür yeniliklere adaptasyonu, yalnızca teknolojinin güvenilirliğiyle değil, aynı zamanda halkın bilgilendirilmesiyle de sağlanabilir” dedi.
PRATİK UYGULAMALAR VE GELECEK VİZYONU
Havadan şarj teknolojisi, sadece akıllı telefonlarla sınırlı değil. Stanford Üniversitesi’nden Prof. Dr. Shanhui Fan, bu sistemlerin otonom araçlar, giyilebilir teknolojiler ve hatta tıbbi implantlar için kullanılabileceğini belirtti. Fan’ın ekibi, 10 metre mesafeden enerji aktarımı yapabilen bir prototip geliştirdi.
Fan, “Bu, cihazların sürekli şarj olmasını sağlayarak batarya ömrü sorununu ortadan kaldırabilir” dedi.
Ancak uzmanlar, teknolojinin yaygınlaşması için maliyetlerin düşürülmesi gerektiğini vurguladı.
KAIST Üniversitesi’nden Prof. Dr. Keon Jae Lee, “Enerji verimliliği ve üretim maliyetleri, bu teknolojinin ticari başarısını belirleyecek” dedi. Lee’nin ekibi, grafen tabanlı esnek alıcılar üzerine çalışıyor ve bu malzemelerin maliyetleri düşürebileceğini öngördü.
ÇEVRESEL VE TEKNİK ZORLUKLAR
Havadan şarj sistemlerinin çevresel etkileri de tartışıldı. Nadir toprak minerallerinin kullanımı, bu teknolojinin sürdürülebilirliğini sorgulattı.
Prof. Dr. Warner, “Enerji aktarımı için kullanılan malzemelerin çevresel ayak izini azaltmak, önümüzdeki on yılın en büyük zorluklarından biri olacak” dedi.
Ayrıca, enerji kaybı sorunu hala çözülebilmiş değil. Mevcut sistemlerde, enerji aktarımı sırasında önemli bir kısmı kayboldu. Bu, hem verimliliği düşürüyor hem de enerji maliyetlerini artırdı.
Japonya’daki RIKEN Enstitüsü’nden Dr. Hiroshi Yamamoto, “Kayıp oranını yüzde 10’un altına çekebilirsek, bu teknoloji devrim oluşturur” dedi.
GELECEĞİN ŞARJ TEKNOLOJİSİ Mİ?
Havadan şarj teknolojisi, bilim dünyasında heyecan uyandırıyor, ancak hala aşılması gereken engeller var. Güvenlik, verimlilik ve maliyet gibi konularda daha fazla araştırma yapılması gerekiyor.
Yine de, uzmanlar bu teknolojinin gelecekte günlük yaşamı dönüştürebileceği konusunda hemfikir.
Prof. Dr. Sample, “Bir gün evlerimizde, ofislerimizde veya arabalarımızda cihazlarımız kendi kendine şarj olacak. Bu, sadece bir hayal değil, yakın bir gerçek” diyerek umut verdi.