Sahiden de AKP başardı.
Kimsenin yapamayacağını yaptı ve kendine koskocaman bir rakip ortaya çıkardı…
*
Önce rakip adayı küçümsedi, kendi adayını öve öve bitiremedi.
Yaptığı makamları ve onun değerini anlattı, ama vatandaş ikna olmadı.
*
Olmadı, çünkü onca çabaya rağmen, rakibini henüz büyütememişti.
O zaman da rakibinin üzerine dozajı arttırarak yüklenmeliydi!
AKP’de onu yaptı.
*
O, girdiği ilk İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini sekiz bin küsur oy ile kazanmış olmasına rağmen, sanırım “Böyle bir seçim kazanma, onun tanınmasına yetmez.” denilmiş olmalı ki kendi adayının ‘Seçimi kazandık!’ demesinin sonrasında, sahiden de seçimin 8 bin küsur oyla kaybedilmiş olduğu gerçeği ortaya çıkınca, seçime itiraz edildi.
*
Kim etti.
Elbette AKP!
Ve seçim yenilendi.
*
İşte o seçimin yenilenecek olması demek, kendisini yeniden Türk ve dünya kamuoyuna tanıtma fırsatı vermek demekti.
Bunu da başardı ve 800 bin küsur oy ile ikinci kez İBB Başkanlığı koltuğuna oturdu Erdoğan’a karşı ikinci kez İBB Başkanlığını kazanan aday oldu.
*
Hele o ikinci seçimin bir sahnesi var ki evlere şenlik.
Etkilenmeyen kimsenin olabileceğini sanmıyorum.
Hani “Gençliğimiz var!.. Enerjimiz yüksek!..” diyerek, kollarını sıvamasıyla birlikte dünyaya karşı yaptığı konuşma, onun tanınırlığını çok daha etkin bir şekilde sağlamlaştırmıştı.
Ve ikinci kez seçimi kazanarak yeniden İBB Başkanı oluvermişti.
*
Bu sefer de AKP, seçilen belediye başkanının tanınırlığı yeterince olmadığını düşünmüş olmalı ki ona ve onun partisinin İBB meclis üyelerine “Topal Ördek” yakıştırmasını yaptı, bu da kamuoyunca etkili(!) bir yakıştırmaydı.
O topal ördek, beş yıllık dönemini başarıyla tamamlayarak, 2024’te üçüncü kez yine İstanbul’a AKP’nin karşısına aday olarak çıktı.
*
Pardon! Daha oraya gelmeden önce, iyi tanınması için elindeki yetkilerin büyük çoğunluğu alınarak, “Yürüyemez Ördek” haline getirilmek istedi ya, olmadı!
Adam çetin ceviz çıktı.
*
2024 belediye seçimlerinde AKP, bu sefer de tekmili birden bakanlarını da işin içine katarak CHP’nin adayını daha da büyütmek için çalışıp durdular.
AKP aday olarak, Çevre ve Şehircilik Bakanı’nı karşısına çıkardıysa da başaramadı.
Derken efendim o belediye başkanı, nasıl yaptı, nasıl etti kendini İstanbullulara sevdirdiği yetmediği gibi bu sefer de Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili anketlerde hatırı sayılır oranlarla dikkatleri üzerine çekti.
Günler geçtikçe tanınırlığı daha da arttı…
Tanınırlıkla birlikte onun üzerindeki baskılar da arttırıldı.
*
Ne zaman ki “Bir sabah ansızın gelebilirim.” şarkısının…
Yok o, öyle değildi, “Bir gece ansızın gelebilirim” idi o şarkı ya, sahiden de bir sabah, sabahın erken bir vaktinde evinden alınarak tutuklu yargılanmaya başlandı.
Ve ondan sonraki süreçte parti içinde Cumhurbaşkanlığı adaylığı ile ilgili bir de ön seçim yapılarak çok ciddi oyla CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı olması, bugün AKP’nin eliyle, diliyle ve baskısıyla onu, değil Türkiye’ye, artık dünyaya tanıtırken, kendine de yenilmez bir rakip çıkartmış oldu.
Şimdi de onunla uğraşıp duruyor.
*
Teşekkürler AKP, ülkeye kendi ellerinizle yeni bir lider kazandırdığınız için…
Bir de içeri atarak tanınırlığını taçlandırmayı da ihmal etmediğiniz için.
*
Ne diyeyim ki böyle bir şeyi başarsa başarsa AKP başarırdı, o da başardı.
Tebrikler!..
