AKP Sözcüsü Ömer Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 50 bin dolarlık Fransız marka çanta sözlerine böyle yanıt verdi

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun 50 bin dolarlık Fransız marka çanta sözlerine böyle yanıt verdi
AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP MKYK toplantısı sonrasında açıklamalarda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP MKYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Ermenistan tarafından Azerbaycan'ın vatan savunmasına leke saplamak için ne tür kar propaganda yaptıklarını gördüklerini ifade eden AKP Sözcüsü Ömer Çelik, "Azerbaycan saldırı uğrarken hiç sesi çıkmayan bazılarının Ermenistan kendi topraklarını kurtarmaya başlayınca hemen bir takım ateşkes girişimleri içerisinde bulunmalarını ibretle izledik. Ermenistan’a verilen silahları ve Ermenistan safında çatışan teröristleri görmezden gelenlerin Azerbaycan’ın vatan savunmasına leke saplamak için ne tür kara propaganda yaptıklarını gördük" dedi.

"Azerbaycan'ın egemenliği kırmızı çizgimizdir" diyen Ömer Çelik, "Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin bu saldırganlığa güçlü bir şekilde cevap vermesi neticesinde Ermenistan’dan işgal ettiği topraklardan geri püskürtülmeye başlanmıştır. Buradan bir kez daha Azerbaycan Türkü kardeşlerimizi selamlarımızı iletiyoruz" ifadelerini kullandı.

Çelik, Macron'un "Erdoğan'ı uyardım" sözlerine sert tepki göstererek, "Macron zaman zaman konuşmalarında "Ben Sn. Erdoğan'ı uyardım" gibisinden cümleler kuruyor. Bu cümlelerin hiçbirisi doğru değil. Macron Sn. Cumhurbaşkanımıza hiçbir zaman o cümleleri kurmamıştır, kuramaz. Cumhurbaşkanımızı kapalı veya açık bir ortamda uyaramaz" dedi.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Vatandaşta Fransız malı alacak hal mi kaldı? Sen uygularsın kardeşim, Saray sosyetesi uygular. Emine hanımın çantası var 50 bin dolar, onu da sarayın bahçesinde yaksın protesto etsin” sözlerine yanıt veren Ömer Çelik, “Yakışıksız bir tavır. Maalesef en temel değerlere riayet etmeyen bir tutum içerisine girebiliyor. Hanımefendiyle ilgili kurduğu cümleler son derece yakışıksızdır. Siyasetçinin muhatabı siyasetçidir. Şiddetle kınıyoruz” dedi.

Ömer Çelik'in açıklamalarından önce çıkanlar şu şekilde:

Ermenistan’ın Azerbaycan’a yaptığı haksız müdahale karşısında verdiği vatan savunması izlediğimiz bir süreç olarak ilerliyor. 27 yıl sonra kurtarılan bölgelerin haberini almak bizi son derece mutlu ediyor.

Azerbaycan saldırı uğrarken hiç sesi çıkmayan bazılarının Ermenistan kendi topraklarını kurtarmaya başlayınca hemen bir takım ateşkes girişimleri içerisinde bulunmalarını ibretle izledik. Ermenistan’a verilen silahları ve Ermenistan safında çatışan teröristleri görmezden gelenlerin Azerbaycan’ın vatan savunmasına leke saplamak için ne tür kara propaganda yaptıklarını gördük.

18 Ekim'de yürürlüğe girmesi gereken ateşkes, çok kısa bir süre sonra Ermenistan tarafından hemen ihlal edildi. Burada Ermenistan’ın aslında diplomasi ve siyasi müzakere istemeyen taraf olduğu görüldü.

"AZERBAYCAN'IN EGEMENLİĞİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR"

23 Ekim itibarıyla Ermenistan'ın Azerbaycan'daki sivil yerleşim yerlerine saldırması sonucunda 63 sivil hayatını kaybetti, 219 Azerbaycan Türkü kardeşimiz yaralandı. Bizim açımızdan Azerbaycan'ın toprak bütünlüğü ve egemenliği kırmızı çizgimizdir. Ermenistan saldırgan taraftır. Ermenistan zaten işgal ettiği toprakları daha fazla işgal etmek için bir saldırı gerçekleştirmiştir.

Azerbaycan Silahlı Kuvvetleri’nin bu saldırganlığa güçlü bir şekilde cevap vermesi neticesinde Ermenistan’dan işgal ettiği topraklardan geri püskürtülmeye başlanmıştır. Buradan bir kez daha Azerbaycan Türkü kardeşlerimizi selamlarımızı iletiyoruz.

Çözüm bulmak isteyenlerin ilk olarak Ermenistan'ın işgalini masaya yatırması gerekiyor. Karabağ Azerbaycan'ın toprağıdır, Ermenistan orada işgalcidir. Azerbaycan vatan savunması yapmaktadır.

Herkesin kabul ettiği gibi oralar Azerbaycan’ın toprağıdır Ermenistan işgalcidir. Azerbaycan'ın yaptığı şey burada vatan savunmasıdır.

KKTC'DE CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde (KKTC) seçimler oldu ve KKTC'de Sayın Ersin Tatar Cumhurbaşkanı seçildi. Tatar'ın ifade ettiği sözler yeni ve pozitif bir dönemin işaretçisidir. KKTC Cumhurbaşkanlığında geçmiş dönemde duyduğumuz birtakım incitici mesajlar, Türkiye’yi inciten mesajlar, Kıbrıs davasını ve Kıbrıs Türkü'nü inciten mesajların da dönemi böylece kapanmış oldu.

Tatar'ın gerçeklere dayanan çözümlerin altını çizmesi, KKTC'nin hak ve menfaatlerinin korunması  Doğu Akdeniz’de de hakların korunması açısından yeni bir döneme işaret etmektedir.

Şu anda Oruç Reis 25 Ekim -4 Kasım sismik araştırma icra edeceği bir bölge söz konusu. Burası Yunanistan'a 440, ülkemize ise 130 km uzaklıktadır. Uluslararası hukukun işaret ettiği gibi Türkiye hukuki temelde haklarını savunmaktadır. Bizim yaptığımız şey kendi Mavi Vatan’ımızda arama yapmaktır. Türkiye Cumhuriyeti bir müzakere devletidir. Ama sahada fiili bir durum ortaya koydukları zaman cevabı verilir. Esas olan ilke Atatürk'ün ifade ettiği gibi 'Yurtta sulh, cihanda sulh' ilkesidir. Hepimizin benimsediği ve peşinden gittiği gibi.

Türkiye ile meselelerini müzakere yoluyla çözmek isteyenler için Türk diplomatları dünyanın en yüksek müzakere yeteneğine sahiptirler.

“TÜRKİYE, NATO İÇERİSİNDE ÇOK ÖNEMLİ BİR GÜÇTÜR”

Birtakım aşırı üslup sahipleri Türkiye’nin NATO üyeliğini sorgulamaya çalışıyor. Türkiye NATO içerisinde çok önemli bir güçtür. Türkiye'nin yardımına etkili şekilde koşamamıştır. S-400 tedariki bir tercih olarak değil, Türkiye'nin güvenliğinin bir gereği, bir zorunluluk olarak ortaya çıkmıştır. Bu durum, Türkiye’nin NATO üyeliğine ters düşen bir durum değildir.

“MACRON SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ERDOĞAN’I HİÇBİR ZAMAN UYARAMAZ”

'Fransa İslamı'ndan bahsediyor. Kendi kafasına göre dinleri, insanları bir mühendislik faaliyetinden geçirmeye çalışıyor.  İslam düşmanlığını, antisemitizmi kışkırtan sözlerdir bunlar. DAEŞ gibi örgütlere ideolojik mühimmat sağlar Macron'un bu sözleri. Avrupa'daki demokratik değerleri de incitir. Laik devret kavramı çok merkezi vurguya sahip bir kavramdır. Bu kavrama bu kadar referans verilen bir ülkede 'Fransa İslamı'ndan söz etmesi büyük bir basiretsizliktir.

Macron’un tutup da o karikatürleri yerleştirmesi bize göre bir kışkırtmadır, provakasyondur. Bunun fikir özgürlüğüyle alakası yoktur. Bu Macron’un ortaya koyduğu tavır, ‘Avrupa’da nasıl yanlış davranılır?’ olarak değerlendirilmelidir.

NAVTEX İPTALİ

Görüşme mekanizması çok verimli işlemiyor. İstikşafi görüşmeler Yunanistan'ın yıllar önce masadan çekilmesiyle sona ermiştir. İstikşafi görüşmeleri hiçbir zaman tek bir konunun ele alınması için almadık. O müzakere çerçevesine bağlı kalacaksa Yunanistan, Türkiye müzakereyi tabii ki desteklemektedir. Yunanistan'ın NAVTEX'i siyasi çatışma olarak ilan ettiğini görüyoruz. Fakat bizim hassasiyetimiz var, milli günlerde atış tatbikatı-eğitimi yapmıyoruz. O ülkelerden de bu centilmenliği bekleriz. Onlar kaldırdığı için bizim de kaldırmamız normal.

İskenderun’daki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Güvenlik güçlerimizi bu dikkatleri ve fedakârlıkları için tebrik ediyoruz. Belli ki bunların yaptığı hazırlık büyük bir katliama hazırlık yapmak üzereydi. Büyük bir felaket söz konusu olabilirdi. Bu eğitimin PKK içerisinde gerçekleşmesi mümkün değildir. Bu paramotorlar kimler tarafından veriliyor ve bu cihazları kullanma eğitimini kimler veriyor bu tabi ki Türkiye Cumhuriyet’inin bilgisi dahilindedir.

"TÜRKİYE'DEKİ GÜVENLİK GÜÇLERİ TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİNİ KORUYACAK KARARLILIĞA SAHİPTİR"

Güvenlik güçlerimizin rahatça işlerini sürdürebilmesi için bununla ilgili bir şey söylemiyorum.  Burada yapılan çalışmalar güvenlik güçlerimizin çok kararlı ve titiz çalışmaları sonucu gerçekleşti. Amanoslar’ın tamamına yakını temizlenmiş durumda. Burada yapılan çalışmalar güvenlik güçlerimizin titiz çalışmalarıyla gerçekleşti. Dolayısıyla PKK burada yeni bir hat oluşturamadı. Fakat geliş biçimleri arkalarında bir desteğin olduğunu gösteriyor. Türkiye'deki güvenlik güçleri Türkiye'nin güvenliğini koruyacak kararlılığa ve dikkate sahiptir. Bu eylem püskürtülmüştür. Bundan sonraki eylemler için de her türlü hazırlık yapılacaktır.

KILIÇDAROĞLU’NUN ÇANTA SÖZLERİNE YANIT

Bir siyasetçiye hanımefendi (Emine Erdoğan) üzerinden siyaset yapmak yakışmıyor. Maalesef en temel değerlere riayet etmeyen temellere giriyor. Siyasetçisinin muhatabı siyasetçidir. Bunu şiddetle kınıyoruz.

Sözel şiddetin kadına şiddetin önemli bir parçası olduğunu ifade ediyoruz. Aileler, kadınlar üzerinden siyaset yapma tarzı doğrudan şiddettir, saygısızcadır ve kınanması gerekiyor. Hanımefendiyi diline alarak bu şekilde bir örnek ortaya koyması son derece yakışıksızdır.

Bir siyasetçinin dil haznesi bu kadar zayıf olabilir mi? Bir derdi varsa bunu saygısızlık yapmayacak birtakım cümlelerle ortaya koyabilir. Ama tutup doğrudan hakaret ediyor. Yanlış bulduğu bir şey varsa tabii ki eleştirebilir ama doğrudan hakaret diline kaçıyor. İstanbul Valisi son derece deneyimli, birikimli ve iyi bir kamu idarecisi arkadaşımızdır.