AKP ve Bahçeli hayır ile gider

Türk milliyetçileri referandum için çok önemli mesajlar verdiler.

Nazım Hikmet kongre merkezinin içi de dışı da hınca hınç doluydu ki sadece Ankara'dan değil Van ve Edirne'den arabaları ile gelenleri görünce aklıma siyasi yasaklarının kalması için yapılan referandum geldi.

12 Eylül'ün siyasi liderleri, Süleyman Demirel, Necmettin Erbakan, Bülent Ecevit ve Alpaslan Türkeş'in 10 yıllık yasaklarının kalkıp kalkmayacağı konusunda dönemin Başbakanı Turgut Özal, "halka soralım" demiş ve referandum yapılmıştı. Hepsinin ruhu şad olsun.

Türkiye'de 12 Eylül Askeri baskısı sürerken, Kenan Evren Cumhurbaşkanı iken Türk halkı kıl payı yasakları kaldırmıştı.

Sonrasında ise "kurtar bizi baba" sloganları ile Demirel müsteşarı Özal'ın en büyük rakibi haline gelmişti.

Söylemem o ki yasaklar Türk halkına ters gelir.

Bugün OHAL nedeniyle küçük bir kongre salonunda toplanan binlerce kişide gördüğüm aynen "kurtar bizi baba" heyecanının kopyası idi.

Salonun koridorlarında dolaşırken işte bu coşkulu kalabalığın nabzını tuttum.

Birinci tespitim Devlet Bahçeli ile ilgili.

Maalesef Türk Milliyetçilerinin tüm güvenini kaybetmiş, itibarı ise kalmamış.

Ancak tek bir hakaret sözü, tek bir küfür duymadım ama herkesin bana sorduğu "Devlet Bey neden AKP'ye bu imkanı verdi?" soruya ben de onlar gibi yanıt veremedim.

İkinci tespitim Ankara'da başlayan "Hayır" harekatı tüm Türkiye'yi kaplayacak bir heyecana dönüşecek.

Belki yüzden fazla kişiyle konuştum ve şu hedeflerini çok net gördüm:

Hayır, çıkararak hem ülkemizi bölünmekten, hem de Türkiye'yi AKP'den kurtaracağız,

Hayır, çıkması sonrası AKP erken seçime gitmek zorunda kalacak,

Hayır, çıkması ile Devlet Bahçeli ve Genel Merkez Yönetiminin istifa edecek.

Tahmin ederim ki bu "Hayır" toplantısını düzenleyenler dahi bu kadar iddialı değillerdir.

Şunu da vurgulamak isterim.

Organizasyon bozuk, spiker zayıf hele hele gazetecilere yönelik saygısızlık had safhadaydı.

48 yıllık gazetecilik hayatımda katıldığım yüzlerce toplantıda hiçbir zaman yaşamadığımı yaşadım ve 20'den fazla görevliye Sarı Basın Kartımı göstermek zorunda kaldım. Kürsünün bulunduğu sahnede kalmaya direndim ama kollarımdan çekiştirildim.

Hadi benimki neyse de günler önce Avrupa'nın en büyük Fotoğraf ödülünü alan Burhan Bilici'yi kolundan bacağından çekiştirip sahneden atmaya çalışanları görünce ya sabır çekip ayrıldım salondan Yusuf Halacoğlu'nun konuşmasını beklemeden.

Olsun biz gazeteciler alışığızdır.

Önemli olan Türk Milliyetçilerinin "Hayır" azmidir ki inanın bu salondaki heyecan ve coşku Türk siyasi hayatında çok önemli gelişmeler yaşanacağının güçlü sinyalini verdi bana.

Yazarın Diğer Yazıları