19 Mart tarihinde gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun 23 Mart'ta tutuklanmasından sonra başlayan, 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin yeni adresi İstanbul Sarıyer.
CHP'NİN 62'NCİ EYLEMİ SARIYER'DE
CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in "Biz sırtımızı millete dayadık!" ifadelerini kullanarak yurttaşlara çağrı yaptığı 'Millet İradesine Sahip Çıkıyor' mitinglerinin 62'ncisi Sarıyer Merkez Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştiriliyor.
SİLİVRİ'DEN SARIYER MEYDANI'NA SESLENDİ
206 gündür tutuklu bulunan Ekrem İmamoğlu, Silivri Merkez Meydanı'nda düzenlenen mitinge mektup gönderdi.
İmamoğlu'nun Silivri'deki Marmara Cezaevi'nden kaleme aldığı mektubu CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik okumaya başladı.
Çelik'in 'Cumhurbaşkanı İmamoğlu' sloganları eşliğinde seslendirdiği mektupta İmamoğlu şunlara yer verdi: "Değerli hemşehrilerim, sevgili Sarıyerliler, kıymetli hanımefendiler beyefendiler, umudumuz gençlerimiz, güzel çocuklarımız, bu şehrin bu ülkenin mert, namuslu yurttaşları sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum."
"İstanbul'un her köşesi gibi Sarıyer de bizim gözbebeğimizdir, kıymetlimizdir. 2019'dan bu yana Sarıyer'in tarihine, doğal güzelliklerine, insanına yakışır çalışmalarla sizlere layık olamaya çalışıyoruz. Sarıyer Belediye Başkanımız Mustafa Oktay Aksu'ya da Sayer ilçemizde hayata geçirdiği hizmetlerinden dolayı teşekkür ediyorum."
"İSTANBULLULAR ÖDÜLLENDİRDİKÇE İKTİDAR BİZİ CEZALANDIRDI"
"Milletin parasını doğrudan millete verme anlayışı sayesinde gerçekleşti. Bu anlayışımızı İstanbullular ödüllendirdikçe iktidar bizi cezalandırdı. Açılan soruşturmalar, davalar, hukuk dışı girişimler, zorbalıklar saymakla bitmez. Bizi sandıkta asla yenemeyeceklerini anlayınca iyice hukuk tanımaz oldular, saldırganlaştılar."
"Benim ve arkadaşlarımızın tutuklanmamıza gerekçe gösterilen bu soruşturmalar resmen tam bir yıl önce 2024 Ekim ayında başlamış. Ellerinde bütün yetkiler, bütün imkanlar var ortada bir suç olsa bu bir yılda çoktan her kanıtı bulur, her belgeye ulaşırlardı. Ama ortada suç olmayınca kanıt da olmuyor."
Bunun üzerine baskıyla, şantajla iftira üretmeye başladılar. Hayali senaryolar yazarak milleti bir kurguya inandırmaya çalışıyorlar. O yüzden bir yıldır ortaya bir iddianame koyamadılar. Biz aylardır 'İddianameyi derhal hazırlayın. Hukukun gereğini yapın ve bizi tutuksuz yargılayın' diyoruz. 'Yargılama canlı yayınlansın, milletimiz gerçekleri gözleriyle görsün, kulaklarıyla işitsin' istiyoruz."
"Sadece ve sadece adalet talep ediyoruz. Ama onlar, bir adalet arayışında değiller. Tek dertleri; algı operasyonlarıyla, sözde yargı kararlarıyla siyasi rakiplerinden kurtulmak. Milletin onlara vermediği iktidarı, yargı aracılığıyla gasp ediyorlar. Önümüzdeki seçimi, milletin sandıktan çıkacak iradesiyle değil, mahkemeden çıkaracakları güdümlü kararlarla kazanmaya uğraşıyorlar. Buna izin veremeyiz."
"Cumhuriyetimizin, demokrasimizin hiçe sayılmasına, milli iradenin gasp edilmesine izin veremeyiz. Karşı karşıya kaldığımız bu saldırıyı püskürtmeye, iktidarı hukukun, demokrasinin sınırları içinde tutmaya mecburuz. Bu; bir kişinin, bir partinin meselesi değildir. Bu, bir memleket meselesidir. Mesele; 86 milyonun, adalet, hürriyet ve haysiyet meselesidir. Mesele, ülkenin geleceği meselesidir. Mesele; milletçe refaha, huzura, bolluk ve berekete ulaşabilme meselesidir."
"6 YILDA, 1300 DEFA İNCELENDİM VE HEPSİNDEN AKLANDIM"
"Sevgili hemşerilerim; şunu bilin ki içimde hiçbir pişmanlık, hiçbir umutsuzluk yok. 16 milyon İstanbullunun Belediye Başkanı olarak yaptıklarımdan gurur duyuyorum. Devletin birçok kurumu tarafından, 6 yılda, 1300 defa incelendim ve hepsinden aklandım. 48 idari, 51 şahsi soruşturmadan alnımın akıyla çıktım."
"Bu siyasi davada, kendisini aklamak zorunda olan ben değilim. Yargıyı talimatla çalışır hale getirenler, gizli tanıkların arkasına saklanarak beni saf dışı etmeye çalışanlar kendilerini aklamak zorunda. 30 küsur yıllık diplomamı baskıyla iptal ettirenler, yaptıklarının kirli bir operasyon olmadığını kanıtlamak ve kendilerini aklamak zorunda. Ama aklanamayacaklar."
"Darbeciler, vesayetçiler, milli irade gaspçıları alınlarına sürülen kara lekeden kurtulamayacaklar. Milletimiz, onları affetmeyecek ve hak ettikleri cezayı sandıkta kesecek. Millet, bütün iktidarlardan büyüktür, güçlüdür. Hiç kuşkunuz olmasın. Milletimiz ülkenin kaderine el koyacak, her şey çok güzel olacak. Her şey çok güzel olacak. Hepinizi çok seviyorum. Kalın sağlıcakla."
ÖZGÜR ÖZEL MEYDANDA
CHP Genel Başkanı Özgür Özel Sarıyer Merkez Cumhuriyet Meydanı'ndaki mitingteki konuşmasına, mitinglerin olduğu günlerde İstanbul Valiliği tarafından kapatılan yollara dikkat çekerek başladı.
"Sarıyer'e miting yapmaya değil eylem yapmaya geldik" ifadelerini kullanan Özel "Benim bir hayalim var" ifadelerini kullanarak şunları söyledi,
Hayalim şudur. Seçim akşamı geldiğinde, hani Saraçhane'de gençler Taksim'e gitmek istediğinde onlara engel olması için polise kanunsuz emir verdiler onları karşı karşıya getirdiler ya, seçim akşamı gelecek, sandıkları bekleyeceğiz, sonucu alacağız. Ertesi günün akşamı saat 20.30'da Bozdoğan Kemeri'nin önünde, polisler ve gençlerle omuz omuza halay çekeceğiz.- Sarıyer belediye başkanımız kreş sayısını 12'ye yükseltti. Çünkü kreş dediğin politik bir tercih. Yolla köprüyle övünen iki şeyi şeyi yapmıyor, kreş ve yurt. Kreş demek kadının istihdama katılması demek. Kreş demek yoksulun çocuğunun çocuğunun el becerisinin aynı zamanda geşişmesi demek. Yurt ne demek, öğrenciye barınma sorunu olmasın demek. Niye yurt yapmaz? Öğrenciyi garda otogarda, kendisine yakın cemaatler yakalasın da yoksul bir ailenin barınma sorunundan kendine militan devşirsin diye.
CHP ormanı korumanın, ranta karşı olmanın adresidir. Kredi kartıyla kredi kartını kapatan, nakit avans kullanan insanlardan yüzde 95 faiz alıyor. Resmi faiz oranı yüzde 40. Bir zengin adam düşünün parasını bankaya götürüyor, hesaplıyorlar yüzde 15 stopaj ödüyor. Ama yoksul kredi kartı takibe alındığında yüzde 95 faiz alıyor. Yere düşene bir tekme de atan Tayyip Erdoğan'ın saray düzenidir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin duruşu, düşenin, devletten bir şey bekleyenin partisidir. Cumhuriyet, kimsesizlerin kimsesidir.
"ERDOĞAN'IN EN BÜYÜK İKİ KORKUSU..."
Bir düzen düşünün, fabrikatörden de fabrikanın bekçisinden de aynı vergiyi alıyor. Andolsun söz veriyoruz ki bu AK Parti'nin kara düzenini ters yüz edeceğiz.
Erdoğan'ın en büyük iki korkusu, birincisi Ekrem İmamoğlu, ikincisi Mansur Yavaş.
Meydanın %90'ı zaten resmi rakama göre de ülkenin %86'sı bu rakamın altında gelir alıyor. Öyle olunca da Erdoğan en yüksek vergiyi de, faizi de yoksuldan topluyor. Bakın, bitmiş, tükenmiş, son çaresi kredi kartını kredi kartıyla kapatmak olmuş ya da nakit avans dedikleri yani eksi bakiyeci olmuş insanlardan %95 faiz alıyor. Resmi faiz oranı %40. Bunun biraz üzerinde işletmelere, fabrikalara kredi dağıtıyorlar ama İbrahim Amca'ya emekli maaşı yetmemiş, kredi kartından çekmiş ve minimum tutarı ödeyebilmiş, üstüne faiz %95. Ya da gitmiş bankadan, bankadan nakit avans çekmiş, eksi bakiye düşmüş, yıllık %95.
Bakın, bir, bir zengin adam düşünün, parasını bu karşıdaki şubeye koyuyor. Gidiyor o şubenin müdüre hanımına, diyor ki, "Bana şu kadar param var, ne kadar faiz verirsin?" Hesaplıyorlar, kazandığı faizden %17,5 stopaj ödüyor. Ama İbrahim Amca takibe düşmüş kredi borcundan, kredi kartı borcundan %30 vergi ödüyor. %40 olacak faizi de o 30 verginin ve diğerlerinin binmesiyle %95 olarak ödüyor.
Yani bu AK Parti, bu Recep Tayyip Erdoğan nasıl birisi biliyor musunuz? Zengini seviyor, fakiri sevmiyor. Hatta düşene hiç acımıyor. Yere düşene bir tekmeyi de vuran düzen, Tayyip Erdoğan'ın saray düzenidir arkadaşlar. Düşene, işte AK Parti iktidarı hep yere düşene tekme vuran iktidardır. Cumhuriyet Halk Partisi'nin anlayışı tökezleyenin koluna girer. Yere düşeni kaldırır. Yarası olanın yarasını sarar.
Asla yere düşene vurmaz. Çünkü Cumhuriyet Halk Partisi düşenin, ezilenin, kırılanın ve devletten bir şey bekleyenin partisidir. Çünkü Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. Borcu borçla, borcu borçla çeviren vatandaşlar artık en dibi gördü. Şu anda eksi bakiyeye düşen hesap sayısı tarihin rekorunu kırmış. Bu sene %89 artmış ve 31 milyona ulaşmış. Türkiye'de 31 milyon kişinin hesap bakiyesi eksi, ona uygulanan faiz %95.
Bu kara düzende 100 liralık verginin 89 lirasını vatandaşlar sadece 100 liralık verginin 11 lirasını gerçekten kazananlardan alıyorlar. Ben bıkmadan usanmadan AK Parti'nin kara düzeninin vergi alış şeklini anlatıyorum. Bakın, bir ülkede vergi kazanandan alınır. Doğrusu çok kazanandan çok alınır, az kazanandan az alınır, kazanmayandan vergi falan alınmaz. Ama bu ülkede verginin %66'sı dolaylı vergi.
Yani en ahlaksızca, en vicdansızca alınan vergi. Bir fabrika düşünün, işleri, yolları tıkırında, fabrikatörün kendisiyle kapıdaki bekçisi aynı vergiyi ödüyor. Neye? Elektriğe, suya, cep telefonu faturasına ya da evladına aldığı mamaya, çocuk bezine. Fabrikatörden de aynı vergiyi alıyor, bekçiden de aynı vergiyi alıyor. Kazancına bakmadan %66'sı dolaylı vergi, %23 maaşlardan kesilen vergi. Mesela şu ağacın altında bir Mahmut Hoca var.
Mahmut Hoca maaş alacak. Kartı soktuğunda daha parayı çekmeden maaştan vergi kesildi ya çoktan, işte o vergi toplam %23. Maaşlardan kesilen vergi. Etti mi %89? Geriye kalan %11 Türkiye'nin hizmet sektöründe olsun, üretimde olsun, ihracatta olsun, para kazanan, ticaret yapan, kâr edenin ödediği vergi sadece %11. %89 gariban vatandaştan, %11 sadece kazananlardan. Andolsun, andolsun, söz veriyoruz ki bu AK Parti'nin kara düzenini ters yüz edeceğiz, ters yüz edeceğiz.
Geçmişte Tayyip Bey'e çok oy vermiş Memduh amcam, Necip Fazıl'ı ezbere bilen Memduh amcam da bizimle aynı yerde buluştu. Çünkü biz sosyal demokratların, muhafazakar demokratların, milliyetçi demokratların, Kürt demokratların, liberal demokratların, sosyalist demokratların bir arada durabildiğini gösteren Türkiye İttifakı'yız, Türkiye İttifakı'yız. Ve Türkiye İttifakı'na sözümüz olsun.
Cumhuriyet Halk Partisi'nin iktidarında, hem de öyle çok beklemeden ilk 100 gün içinde kredi kartlarında, tabii öyle ticaret için kullanılır, başka şey de olur değil, gerçekten ihtiyaçtan takibe düşmüş yoksul vatandaşın, eskinin orta direğinin, yani Mahmut Hoca'nın, Ayşe Teyze'nin, Berrin Abla'nın borcuna uygulanan bu faizleri elbette düşürülecek ama andolsun, ilk 100 gün içinde bu takibe düşmüş kredi kartlarının bütün faizlerini sileceğiz, borcun ana parasını da böleceğiz.
"AKP'NİN KALESİNDE BÜYÜK BİR SKANDALI AÇIKLAYACAĞIZ"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel 22 Ekim Çarşamba günü AKP'nin kalelerinden Arnavutköy'de miting yapacaklarını duyurarak, "bildiğimiz bütün Türkiye'nin gözlerinin önüne haftaya çarşamba bu vakitlerde sereceğimiz büyük bir rezalet var. Buradan bütün İstanbul'u, AK Parti'nin kalesi diye bilinen ama demokrasinin kalesi olmaya bir seçim kalmış Arnavutköy'e bekliyorum" dedi.
Özel, açıklamasında şunları söyledi, "Arnavutköy, Cumhuriyet Halk Partisi'nin en zayıf olduğu yerlerden biriydi. Küçük bir farkla seçimi kaybettik. Arnavutköy, Kanal İstanbul rezaletinin yaşandığı ilçelerden biri. Orada inanılmaz, gelecek hafta konuşacağımız neler yaptığını bildiğimiz bütün Türkiye'nin gözlerinin önüne haftaya çarşamba bu vakitlerde sereceğimiz büyük bir rezalet var. Buradan bütün İstanbul'u, AK Parti'nin kalesi diye bilinen ama demokrasinin kalesi olmaya bir seçim kalmış Arnavutköy'e bekliyorum."
"BOYKOT LİSTESİNİ GÜNCELLEDİK"
Özel 'boykot listesi' hakkında Espresso Lab'a yönelik boykotu sonlandırdıklarını yineleyerek CHP mitinglerini yayınlamayan NTV'ye uyguladıkları boykotu sürdüreceklerini duyurdu.
"DOĞAN GRUBUNA BAĞLI ŞİRKETLERE BOYKOTA DEVAM"
NTV'nin sahibi olduğu Doğu Grubuna bağlı şirketlerden alışveriş yapılmamasını belirten Özel,
“Cumhuriyet Halk Partisi'nin esas meselesi Saraçhane'yi görmeyen, göstermeyen, bu meydanlara şaşı bakan iktidar yandaşlarıyla güya merkez medyada ki ama muhalefetin gücünden ürküp iktidara yani parayı bizden kazanıp, bu meydandan parayı kazanıp saraya hizmet edenlereydi. Onlardan bir tanesi de NTV televizyonu Sarıyer'de. Doğru mu? Şimdi bu NTV gezi'de de penguen yayınlardı, biliyorsunuz. Sonra bu NTV bizi göstermedi, meydanı görmedi. Biz de boykota karar verdik. Şimdi reytingleri 0,43 olmuş. İyi olmuş mu?"
"Emeğinize, elinize sağlık. Sarıyer mitingini NTV'nin önünde yapacaktık da dedik ki, bakın arkadaşlarla konuşuyoruz, bir genç arkadaşımız dedi ki, "Efendim," dedi, "orada yaparsınız, orada çalışan emekçilerden birinin çocuğu yarın miting NTV'nin önündeymiş." diye o gece huzursuzlanır. Bir şey olmaz ama onun da vebali bizim üstümüze kalır."
"Çalışanlara hürmetten, ailelerine saygıdan, emeğe saygıdan mitingi burada yaptık. Ama bu NTV Nusret diye lokantada eti, içeceği bize satıyor. Günaydın'da, Mezzaluna'da parayı bizden kazanıyor. Volkswagen arabaları, Audi'leri, Skoda'ları, Seat'ları bizim belediyelere, bizim seçmenlere satıyor. Ondan sonra Kral TV'de müzik, Star TV'de diziyi bizim kitleye izlettiriyor, hizmeti saraya yapıyor. Bu NTV'nin bütün, bütün lokantalarını, bütün araçlarını ve bütün televizyonlarını sonuna kadar protesto etmeye devam, sonuna kadar!"