AKP’nin kuruluş sırları!

AKP’nin bir Amerikan projesi olarak kurulduğunu, kuruluş tarihinden itibaren belgeleriyle sergiledik ve bu konuda kimse bize cevap veremedi. Bugünlerde, gerek Saadet Partisi gerekse Büyük Birlik Partisi’nden, aynı projenin Necmettin Erbakan ve Muhsin Yazıcıoğlu’na da teklif edildiği ancak onların kabul etmediği yönünde açıklamalar geliyor. Bu açıklamalar, olaylarla örtüşüyor ama iki lider hayatta olmadığı için doğrulatma imkanı yok.
***
Fakat 2003 yılında Esat Coşan’ın ölümü ile ilgili haberlerimiz, konuya biraz ışık tutuyor.
Esat Coşan, öldürülmeden kısa bir süre önce, 1998 yılında Sağduyu adlı bir gazete kurduruyor ve bu gazetede İslamcı, Milliyetçi ve solcu görüşlerin bir arada seslendirilmesini istiyordu. Bu gazete, yeni bir partinin zeminini oluşturacaktı. Bugün AKP olarak ortaya çıkan yapılanmayı, Türk-İslamcı bir çizgide Esat Coşan kuracaktı. Uygulamada, bu politika hayata geçirilemiyor ve bunun yerine başka gazetelerde İslamcı-eski Marksist ittifakı kuruluyordu. Esat Coşan, Sağduyu gazetesi ile başlattığı hamlesini bir siyasi parti kurarak veya mevcut siyasi partilerden birinin yönetimini ele geçirerek büyütmeyi düşünüyordu. Kendilerine en yakın gördükleri parti Büyük Birlik Partisi idi. Dolayısıyla ilk kongrede Büyük Birlik Partisi’nin yönetimine cemaatten iki kişi yerleştiriliyordu. Bunun Muhsin Yazıcıoğlu’nun bilgisi dışında gerçekleşmesi söz konusu değildi.
Fakat 28 Şubat süreci, böyle bir yapılanmaya izin vermedi.
***
Türkiye’deki tarikat ve cemaatler içinde, en önemli grubu oluşturan İskenderpaşa cemaati, Coşan’ın ölümünden sonra tam bir dağınıklık içine girdi. Zaten daha önce de cemaatin başka liderlerine yönelik saldırılar yapılmıştı. Coşan’ın ölümünün ardından gücü zayıflayan cemaat, AKP ile iyi ilişkiler içine girdi. Cemaat tamamen AKP’ye yönlendirildi.
Fethullah Gülen’in talimatıyla başlatılan Abant toplantıları, AKP iktidarının temelini atıyordu. Abant toplantıları, AKP iktidarına birkaç bakan da veriyordu. Süleymancılar ise ikiye bölünüyor, bir grup ANAP’ı destekleme kararı alırken, diğerleri AKP’ye geçiyordu.
Strateji, merkez sağın parçalanması ve MHP’nin zayıflatılmasına dayanıyordu.
Nakşibendiler AKP’ye katılmaya başlayınca küçük gruplar da dışarıda kalmamak için kitleler halinde AKP’ye aktı. Tarikat ve cemaatleri, AKP etrafında toplamak kendiliğinden olmuyordu. Lider durumundaki bütün kişilere para dağıtılıyor ve AKP’ye destekleri alınıyordu. Para, Soros Vakfı vasıtasıyla Türkiye’ye aktarılıyordu.
CIA’nın ilk operasyonu, Kemal Derviş’in katılacağı partiyi iktidar yapmaktı. Bu amaçla DSP’yi böldüler. Ecevit’i öldürtmeye çalıştılar. Bu mümkün olmayınca, İsmail Cem hareketi kısır kaldı. CIA, “Türk halkı İsmail Cem-Kemal Derviş’i kabul etmiyor. Radikal İslam’ı tamamen ele geçirerek bir taşla iki kuş vuralım” görüşünde karar kıldı.
ABD’deki görüşmelerde, Kıbrıs’ta ortaya çıkarılacak Annan Planı’na ve ABD’nin Irak müdahalesine destek verilmesi kaydıyla, AKP’nin destekleneceği vaadi verildi, Görüşmeler, doğrudan Tayyip Erdoğan ile yürütülüyordu. Daha il başkanıyken görüşmeye başladıkları Tayyip Erdoğan’ı ABD’ye davet ederek, tek başına iktidar formüllerini sunmaya başladılar.
***
AKP iktidarının önündeki en büyük engel olan Nakşibendi cemaatinin lideri Esat Coşan zaten ortadan kaldırılmış, cemaati darmadağın edilmişti. Esat Coşan, Türk-İslamcı’ydı ve Erbakan ile fikir ayrılıkları bu yüzden oluşmuştu. Esat Coşan’ın Erbakan’dan çok daha radikal bir şekilde Türk kimliğini dışlayan Tayyip Erdoğan’ın başında bulunduğu bir hareketi desteklemesi söz konusu olamazdı. Esat Coşan’ın, Avustralya’da CIA’nın talebiyle İngiliz gizli servisi tarafından kaza süsü verilerek öldürülmesi, Tayyip Erdoğan’ın önünü açmıştı.

Yazarın Diğer Yazıları