AKP'ye bir uyarı daha; 302'den yargılanabilirsiniz!

AKP’li Ahmet İyimaya, yandaş medyanın gürültüsüne kapılmış olacak ki, Anayasa Mahkemesi kararlarının askıya alınması önerisinde bulundu. İyimaya’nın taslağına göre, TBMM, üye tam sayısının en az üçte birinin yazılı teklifi ve beşte üçünün gizli oyu ile Anayasa Mahkemesinin iptal ve itiraz davalarına ilişkin kararları ile yürürlüğü durdurma kararlarını askıya alabilecek.
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay da bu öneriye  “İyimaya, sağ eliyle sol kulağını, başının üzerinden göstereceğine, doğrudan ’Anayasa Mahkemeleri kuralları uygulanmaz, Anayasa Mahkemesi lağvedilmiştir’diye bir teklifte bulunursa, belki sorunu çok daha kolay aşar”  diye cevap verdi.
Daha önce de TBMM Başkanı Köksal Toptan, senato kurulmasını önermişti.

* * *

Peki neden böyle oluyor? AKP, köşeye sıkışmış kedi psikolojisiyle mi hareket ediyor acaba? Hani kediyi köşeye sıkıştırırsan, aslan kesilir derler ya!
Başından itibaren AKP’nin yapması gereken, üzerindeki şüpheleri dağıtmak, Tayyip Erdoğan’ın seçim gecesi söylediği gibi sadece AKP’lilerin değil bütün Türk halkının partisi olduğunu göstermekti!
Bunun yerine, partizanlığa devam ettikleri gibi haklarında kapatma davası açıldı ve Anayasa Mahkemesi, hazırladıkları Anayasa değişikliğini reddetti diye akıl, mantık ve hukuk dışı önerilerde bulunuyorlar.
Girişimlerinin akıl ve mantık dışı olduğunu kendileri fark etmeyebilir. Çünkü korunma içgüdüsüyle hareket ediyorlar.
Anayasa Mahkemesi’nin kendi istekleri dışında bir karar vermesinden hemen sonra bu mahkemenin varlığını tartışma konusu yapmak veya yetkilerinde kısıtlamaya gitmek, sadece akıl ve mantık dışı değil, hukuka da aykırıdır.
Bu öneriler  “Aleyhimize karar veren mahkemeleri kapatırız, kapatamazsak yetkilerini kuşa çeviririz” demektir ki diktatörlük hevesini gösterir.

* * *


Fakat unuttukları bir gerçek var!
Eğer, devlet sistemi yeniden kurulacaksa, o takdirde, sadece Anayasa Mahkemesi değil, partilerin durumu da tartışılır! Mesela milletvekillerinin lidervekili olduğu, aslında hiçbirinin önseçimle gelmediği, liderler tarafından atandıkları, dolayısıyla demokratik meşruiyetlerinin bulunmadığı iddiası hukuki bir iddiadır!
Yine yürütmenin, yasama organını yönlendirmesi kuvvetler ayrılığı ilkesine aykırı olduğu halde, AB, IMF ve Dünya Bankası dayatmaları, TBMM’ye AKP iktidarı tarafından tasarı olarak getirilmekte ve yasalaşmaktadır. Bu durum hukuka aykırılık olduğu gibi aynı zamanda bağımsızlığı zayıflatma suçunu oluşturur ki cezası müebbet hapistir!
Ceza yasasının 301’i var ama bir de 302’si var! Der ki,  “Devletin topraklarının tamamını veya bir kısmını yabancı bir devletin egemenliği altına koymak, Devletin birliğini bozmak, Devletin egemenliği altında bulunan topraklardan bir kısmını Devlet idaresinden ayırmak, Devletin bağımsızlığını zayıflatmak amacına yönelik elverişli bir fiil işleyen kimseye ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verilir.”  
Kaldı ki, sadece bağımsızlığı zayıflatmak suçunu değil, devletin birliğini bozmak, milli kimliği tartışmaya açmak, Suriye sınırındaki arazileri yabancılara devretmek gibi suçlar da var!

* * *


Hem bakınız Financial Times gazetesi bile  “Bir zamanlar sarsılmaz Erdoğan’ın pozisyonu şimdi kırılgan”  yorumunu yapıyor.
Daha da kırılganlaşmamaları için AKP yöneticilerini sakin olmaya, akıl ve mantık çerçevesinde hareket etmeye, Cemil Çiçek’i dinlemeye davet ediyorum.

Yazarın Diğer Yazıları