Akşener: "Erdoğan neden belediye başkan adayı gibi koşturuyor"

Akşener: "Erdoğan neden belediye başkan adayı gibi koşturuyor"
Yerel seçim çalışmaları kapsamında Uşak'ta miting düzenleyen İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, "Neden Sayın Erdoğan, kendi seçilecekmiş gibi her yerde belediye başkan adaylarını gölgede bırakıyor?" diye sordu.

Yerel seçimlere kısa bir süre kala çalışmalarına hız kesmeden devam eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Uşak'ta vatandaşlarla buluştu.

Miting alanını dolduran on binlerce vatandaş, Akşener'i yoğun bir ilgiyle karşıladı.

Konuşmasının başında Yeni Zelanda'daki cami saldırısında hayatını kaybedenlere baş sağlığı dileyen Meral Akşener, Yeni Zelandalı senatörün açıklamalarına tepki göstererek, "100 sene önce de dedelerin ezanı susturmak için geldi Türkiye’ye sinemizde uyuyorlar. Ezanı susturacakmış. Hadi oradan be!" ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın mitinglerde belediye başkan adaylarını gölgede bıraktığını söyleyen Akşener, "Neden Sayın Erdoğan, kendi seçilecekmiş gibi her yerde belediye başkan adaylarını gölgede bırakıyor? Çünkü bugüne kadar insanları düşmanlaştırarak çok kolay oy aldı. Bu defa bu oyunu bozacağız inşallah" şeklinde konuştu.

Tank Palet Fabrikasının özelleştirmeye açılmasına da tepki gösteren Akşener, "Şimdi, ‘Yerliyim, milliyim’ diyor. Buradan çakma yerli ve milli vatandaşa sesleniyorum. 500 milyon dolarlık uçağını sat, Tank Palet Fabrikasını geri al" dedi.

FETÖ'den tutuklananların para vererek dışarıya çıktığını ileri süren Akşener, "Parayı bastıran çıkıyor hatta belediye başkanı oluyor" diye konuştu.

Gündemdeki konulara dair önemli açıklamalarda bulunan Akşener'in açıklamalarından satır başları şu şekilde:

"Öncelikle aranızda olmaktan duyduğum büyük heyecanı sizlerle paylaşmak isterim. Her birinizi ayrı ayrı selamlıyorum. Allah sizden razı olsun. Hakkınızı helal edin. Yeni Zelanda’da, Müslümanlar, namaz kılan kardeşlerimiz katledildi. Hepsine Cenabı Allah’tan rahmet, yaralılara şifa diliyorum. Uzun süredir Avrupa Birliği üyeleri, Müslümanlığa karşı ayrıştırıcı dil kullanıyorlar. İşte seçim kazanabilmek için kullandıkları bu dil Müslüman düşmanlığı olarak ortaya çıkıyor. Yeni Zelandalı senatöre, "Beri bak efendi Türkiye'ye yolun düşerse kafanda yumurta mı kırılır bilemem. 100 sene önce de dedelerin ezanı susturmak için geldi Türkiye’ye sinemizde uyuyorlar. Ezanı susturacakmış. Hadi oradan be!"

"Yerel seçimler öncesi Türkiye’de zannedersiniz savaş var. Böyle bir şey yok. Allah rızası için, bu yerel seçimde tepedekilerin konuşmalarına kulak verip de komşularınızla akrabalarınızla birbirinizin gönlünü kırmayın. 31’i akşamı hangi parti nerede olursa olsun, 1 Nisan’dan sonra Uşaklı kardeşlerim birbirlerinin yüzüne bakmaya devam edecek."

"1 Nisan’dan sonra aynı esnaflardan müşteri olarak alışveriş yapacaksınız. Aldırmayın tepedekilere. Belediye başkanlarının projelerini dinleyip bir karar vereceksiniz. Bu kararın herkese hayırlı olmasını diliyorum. Birbirlerine söylemedikleri söz kalmadı. Biri, ‘Ülkücüler Fatiha Bilmez’ dedi. Ayağını milliyetçiliğin üzerinden kaldırdı mı? Diğeri ‘Seni Omo, Tursil alıp Haliç’te 41 kere yıkayacağım’ dedi. Her türlü hakareti edenler koltuğun bekası söz konusu olduğunda yan yana gelebiliyor. Onlara uymayın. Biz kardeşiz ve kardeş olarak yaşamaya devam edeceğiz."

"AKP’ye oy veren herkes benim kardeşimdir, canımdır, kanımdır. Ama tepedekileri kınıyorum. 24 Haziran’da Millet İttifakı’na oy veren seçmenin tümünü illet ve zillet olarak tanımladılar. Biz Türkiye’deki 18 milyonu temsil eden insanlarız. Zillet ve illet sözünü onlara teslim ettikten sonra tekrar onlara sakın ola ki uymayasınız diyorum"

"Neden Sayın Erdoğan, kendi seçilecekmiş gibi her yerde belediye başkan adaylarını gölgede bırakıyor? Çünkü bugüne kadar insanları düşmanlaştırarak çok kolay oy aldı. Bu defa bu oyunu bozacağız inşallah. Yolda gelirken bir arkadaş seslendi, ‘EYT’lileri unutma abla’ dedi. Bize ‘terörist’ dedi ama size ‘türedi’ dedi. Ne oldu 3600 ek gösterge. 24 Haziran’da söz vermişti. Emekliye yüzde 10 zam verdi kendine yüzde 26. Emekli sürünüyor, çiftçi öldü. 6 ila 6,5 lira arasında mazot kullanıyor çiftçimiz. Hepsinin hakkını savunacağız."

"Mısır’dan soğan ve patates, İran’dan soğan ve patates ithal etmeye karar verdi. Tarım bakanı çiftçilerin patates ekmesini yasakladı. Tarım bakanının dünyanın en büyük patates şirketinin danışmanı olduğunu söylemeye devam edeceğiz. Uşak Şeker Fabrikası öylece duruyor. O fabrika çiftçinin ürettiği her şey bağışlanarak yapılmıştır. Satamadılar, yıkıyorlar. Şeker Fabrikasının çalışmasının peşinde olacağız. İstihdam yaratmak için onlar yapmıyorsa biz yapacağız."

"Şu sıra bana çok kızıyor. Önce ‘bu kadın’ dedi para ile tehdit etti. Paramın pulumun olmadığını biliyor. Sonra döndü, ‘onu mahkemeye veriyorum hapsettireceğim’ dedi. Hem hakim, hem savcı olmuş. ‘Onun dokunulmazlığı da yok’ diyor. Doğrudur. Emekli maaşımın dışında gelirim de yok. Sonra da diyor ki, ‘kaçacak deliği de yok…’ Meğer TBMM kaçılacak delik olmuş da haberimiz yok. Elinden geleni ardına koyma, dedim. Ahan da buradayım buyur! Mesele 5 müteahhidin zengin edilmesi için ekonominin içine tükürülmesidir. Kanada’nın, İran’ın çiftçisinin 2-3 liradan kullandığı mazotu, benim çiftçim 6-6,5 liraya kullanıyorsa üretimin ucuz olmasına imkan yok. Ama yatlar yaptın. Gemicikler var ama. FETÖ diyorlardı, şu anda her ikisi de Pensilvanya diyor. Zenginler dışarıda, garipler içeride. Parayı bastıran çıkıyor hatta belediye başkanı oluyor. Böyle bir sistemin içinde insanlar bir ders verecek."

"500 MİLYON DOLARLIK UÇAĞINI SAT, TANK PALET FABRİKASINI GERİ AL"

"O kulağı çekerseniz, 55 puanla tayin edilen yandaş çocukları yerine 82 puanla tayin edilmeyen çocuklarımızın gözlerinin içine bakacak. İşsiz gençlerimiz analarından babalarından harçlık almaya bıktı. Bu çocuklara istihdam sağlamak yerine fabrikaları satıp ceplerini doldurdular. 70 milyar dolarlık fabrika satıldı. Bunları yeniden yapmaya kalsan 250-300 milyar dolara yapamazsın. Şimdi, ‘Yerliyim, milliyim’ diyor. Buradan çakma yerli ve milli vatandaşa sesleniyorum. 500 milyon dolarlık uçağını sat, Tank Palet Fabrikasını geri al. Üç aylık emekli maaşını bağlayan ilk ben olacağım. Ama yapamaz… Katarlılar 500 milyon dolarlık uçak hediye etti. 78 bin lira maaş alıyor. Ekmek elden su gölden... Her şeyini devlet karşılıyor. Emeklinin maaşına yüzde 10 zam reva mıdır? Bütün bunları konuşturmamak için sanki milletimizi savaşa götürüyor. İnanıyorum ki Uşak’ta da o kulağı çekeceksiniz. İstanbul ve Ankara gidiyor haberiniz olsun. Birbirinin aynı 10-15 tane arabayla geziyor milletin adamı. Tepesinde helikopterler. Bu milletin sinesinde olmak kadar güzel bir şey var mı? Uşaklıların içinde diyorum ki, ‘Kibirlenme padişahım. Senden büyük Allah var Allah.’

"En sevdiği iş suçu başkasına yıkmaktır. O kulağı çektiğinizde, genel kurula gidip bütün bakanları değiştirecek. Damat da gidecek. O da 5 harfli. Siyasiler için artık seçmen velinimet değil. Ablam diyor ki, (Meydandan) ‘ben günahımı bile vermeyeceğim. Günahım ben de kalsın. Biz elbette ki buraya kardeşim Muhammet’e oy istemeye geldik. Seçerseniz Allah razı olsun. Seçmezseniz de Allah sizden razı olsun. Son dönemde tepedeki herkes dedikodu yapıyor. Devlet dedikodu yapmaz gerekeni yapar. İl başkanımıza ben rica ettim ‘il başkanı ol’ diye. ‘Olurum ama işime karışmayacaksın’ dedi. ‘Ben pırıl pırıl bir kardeşim var, onu da Uşak Belediye Başkanlığına getireceğim’ dedi. Ona da karışmayacağım. Ankara’daki aday, Mansur Bey ile televizyona çıkabilirim ama Tayyip Bey izin verir ise diyorlar. Benimkiler hür ve bağımsız. Muhammet çalmayacak, çaldırmayacak. Akrabasını yandaşını kayırmayacak, herkese eşit davranacak. (Muhammet Gür’ün) Babası bakın ne diyor? Helal lokma ile yetiştirdim ben onu. Ne kadar önemli biliyor musunuz?"

"(Muhammet Gür’e) Kimlik kartın var mı yanında? İşte bu Türkiye Cumhuriyeti kimlik kartı. Ağa da budur, paşa da budur. Allah bizleri sizlerin karşısında yalancı durumuna düşürmesin, mahcup etmesin. Allah’ım rızasından ayırmasın. Ben bu kardeşimi önce sizlere sonra Allah’a emanet ediyorum. Cenabı Hak yar ve yardımcımız olsun inşallah"