Aktau'da İran Savaşı'nın provası

Kazakistan’ın Hazar Denizi kıyısındaki önemli petrol işleme ve ihraç limanı Aktau’da geçen yıl ilginç bir askeri manevra gerçekleşti. Kazak Çölü’nün Hazar’la buluştuğu noktada kurulu ve irili ufaklı petrol gölleriyle çevrili, eski Soyvet görüntülerinin yerini hızla petro dolarların getirdiği zenginliğin, gökdelenlerle Batılı, Rus ve Kazak şirketlerinin modern ofislerinin aldığı kentte Rus, Kazak, Kırgız ve Tacik Ordusu’na bağlı 2500 kişilik karma askeri birlik, dört ülke arasında imzalanan Kollektif Güvenlik Antlaşması Örgütü’nün görünüşte terörizme karşı mücadele programı çerçevesinde savaş oyunlarına katıldı. Ancak manevranın gerçek amacı, bölgede ABD’nin askeri tehditlerine ve bu arada İran’a yönelik olası askeri harekatına bir cevap niteliği taşıyordu.
Rubezh 2006 adını taşıyan savaş oyunu, Ağustos ayının 24’üncü günü başlayarak yirmidokuzunda sona erdi. Rubezh 2006 manevrasına davet edilen Özbekistan, askeri gözlemciler göndermekle yetinirken, Beyaz Rusya ile Ermenistan ise katılmadılar.
Rus Genelkurmayı’nca planlanan manevra, yaklaşan İran Savaşı’nın Avrasya’nın güneyiyle Hazar Denizi bölgesindeki bir provası olarak tanımlanıyor. Gözlemciler bölge ülkeleri arasındaki askeri işbirliğinin giderek geliştiğine işaret ediyorlar. İran medyasının bugünlerde sık sık gündeme getirdiği “İran’a karşı, stratejik karşı sıklet merkezinin Azerbaycan üzerinden Hazar Denizi’nde oluşturulması”  tezlerine destek verircesine Kremlin, karşı bir savunma planı hazırlamış durumda. “Kollektif Güvenlik İşbirliği” çerçevesinde Rus ve Kazak Hazar donanmaları, ABD’nin Hazar Denizi’ne yönelik bir askeri çıkartma ya da amfibik harekatına karşı, Hazar Denizi’nde konuşlanmış durumdalar.
Askeri uzmanlar, Aktau’daki savaş oyunlarını yakın gelecek açısından olağanüstü önemli sayıyorlar. Uzmanlara göre, ABD, İran üzerindeki baskıyı adım adım artıracak. Böylece hem Kazakistan’la Azerbaycan’daki petrol yatırımlarının güvenliği açısından bizzat devreye girecek hem de Bakü-Tiflis-Ceyhan’ın olası bir savaşta güvenliği için bölgeye birlik gönderecek. ABD’nin Hazar’da güçlenecek askeri varlığı aynı zamanda üslerini hızla yitirdiği Orta Asya’nın denetimi açısından da önemli bir katkı sağlayacak. Aktau’daki manevrayla aynı tarihlerde Şanghay İşbirliği Örgütü üyesi olan Kazakistan ile Çin de Kazak topraklarında ortak askeri manevralar gerçekleştirdiler.  “Şanghay İşbirliği Örgütü”  ile Aktau’daki manevraları düzenleyen “Kollektif Güvenlik Örgütü” arasında geçen yıl başlayan askeri-istihbari koordinasyon ve işbirliğinin belirtileri bu manevralarda da ortaya çıktı. Halen Şanghay İşbirliği Örgütü bünyesinde gözlemci üye statüsünde bulunan İran’ın her iki askeri örgütle gayriresmi ilişkisini sürdürdüğü de biliniyor.
Askeri gözlemciler Aktau manevralarının bir dönüm noktası sayılması gerektiği üzerinde birleşiyorlar. Böylece Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Rusya’nın patronojındaki bu yeni Avrasya Varşova Paktı içinde Rusya ve İran’ın Çin’in çıkarlarını savunmak amacıyla Rus Ordusu’nun yedek gücü haline gelme yolundalar. Üstelik onlar ne ABD ne de Rus, Çin tarafını seçmek zorunda değiller. Bu krizde Doğu ve Batı arasında denge politikası izleyerek tarafsız kalabilirler.
Önümüzdeki gelişmeler olağanüstü tarihsel, siyasal, stratejik oluşumlara gebe. Türk dünyası; ABD’nin kucağına düşmeyeyim derken, bu kez yeniden Rusya ve Çin’in kucağına oturmaya bilinçsiz bir biçimde sürükleniyor.

Yazarın Diğer Yazıları