Al.. Bu da yeni müttefik..

Fotoğrafa iyi bakın.. Bir açıklama yapılıyor.. Rus general Alex Kim ile pkk'nın Suriye'deki uzantısı ypg'nin sözcüsü Nuri Mahmut kamera karşısında.. Arkalarında Rusya bayrağı ve ypg flaması var.. Konu, Fırat'ın doğusunun Işid'den temizlenmesi..

Yani işin askeri boyutu var.. İşin diplomatik boyutu var.. İşin siyasi boyutu var..

Ve bu askeri, diplomatik ve siyasi işin içinde, çaputuyla-maputuyla pyd-pkk var..

ABD kızdırınca yeni müttefikimiz olan Rusya'nın komutanı da yayılmış koltuğa..

***

Tek bir fotoğraf karesi bize o kadar çok şey anlatıyor ki.. Şöyle geriye doğru sarın kaseti, 'stratejik derinlik'ten başlayın, 'dünya beşten büyük' edebiyatıyla devam edin, 'terörle yan yana gelen kimse dostumuz değildir' iddiasıyla yürüyün.. Finalde de 'Bölgede karar veren aktör olduk' komedisi ile baş başa kalın.. Bizden başka herkes aktör olmuş vallahi..

***

Neresinden bakarsanız bakın, AKP iktidarının, bölgeye dair hatalarının ispatlarındandır bu fotoğraf.. Eski müttefik ABD'yi pkk-pyd'ye silah vermekle suçluyor iktidar, yeni müttefik de aynı pkk-pyd ile bayraklı basın toplantısı düzenliyor..

Yağmurdan kaç.. Kaçma demiyorum da, doluya tutulduğunun da farkında değil iyi mi..

Beraber yürüdüğü Amerika, düşman bellediğine silah veriyor.. Yol değiştirip beraber yürüdüğün Rusya, düşman bellediğinle birlikte bayraklı-çaputlu basın toplantısı düzenliyor..

Dar alanda kısa paslaşmalarla top çeviriyorlar.. Bize de bu fotoğrafa bakıp kahrolmak kalıyor..

El öyle hayırsız bir el ki, neyi tutsa elinde kalıyor..

"Devlet yönetiyoruz devleeeeet" sesi kulaklarımda çınladıkça, alıyor beni bir baş ağrısı..

Devlet yönetmelerinin, çocukların doktorculuk oynamasından farkı yok, hem vallah hem billah..

***

Hiç unutmam.. Çocuktum.. Rahmetli babam, duvarda asılı saza kafamı üç defa vurunca bir tokat patlatıp bağırmıştı;

-İlki kazaydı.. İkincisi dalgınlığına geldi.. Ama üçüncüsü aptallığından..

Ben bir garip çocuk olarak üçüncü de tokat yedim, koca koca adamlar bırak üçüncüyü, sayısını unuttuğumuz saçmalıklarından sonra bile, havaya bakıp ıslık çalmakta..

Ve bütün bu rezillikler de, millete başarı diye pazarlanmakta..

BELKİ DE ERDOĞAN HAKLI!

CHP lideri çıkıp sordu;

-Yakınlarının yurt dışına gönderdiği milyon dolarlar nereden kazanıldı?

Erdoğan yanıtladı;

-Yurt dışına giden bir para yok.. Aksine Türkiye'ye gelen bir para var..

***

Yani bir emekli öğretmenin 2.5 milyon dolar para transferi yapabilmesinde hiçbir sorun yok.. Çünkü zaten birçok emekli öğretmenimiz, ara ara yurt dışıyla ticaret yapar ve ülkeye milyonlarca dolar girdi sağlar.. :)

***

Ben orasında değilim artık.. Kapı gibi dekontlara sahte diyen, emekli öğretmenin milyon dolarlarla uğraşmasını yadırgamayan, yurt dışında bursla okuyabilen oğlunun, yurt dışından milyonlarca dolar getirebilmesini normal karşılayan bir kafaya ne anlatabilirim ki..

Ben rakamla ilgiliyim.. Bakın yakınlarının (iddiaya göre) yurda soktukları parayı, 2.5, 1.5 vs. topla ne yapıyor, 10 milyon dolar..

Hatırla (sahte dedikleri) tapeleri, ne diyordu kabaca Bilal;

-Baba, S.A. para transferini bitirememiş.. 10 milyon dolar getirebildi..

Ne diyordu baba;

-Almasaydın keşke.. Herkes getiriyor da o niye getirememiş.. Kucağa oturacaklar..

O iş adamının ödeyebildiği rakam 10 milyon.. Dekontlara göre (yakınları üzerinden) girebilen de 10 milyon..

Bütçe bir türlü tutmasa da, bu rakam tutuyor bak.. İşte o yüzden dedim, "Belki de Erdoğan haklı" diye..

Doğruyu söylüyor belki de, yine de yaranamıyor.. Cumhurbaşkanı'nın işi de zor vallahi..

EMEKLİ MAAŞLARINDA GARİP KESİNTİ

Edirne'den bir emekli büyüğüm aradı.. Babası Bağ-Kur emeklisi.. Bu ay maaşında ciddi bir kesinti olduğu için soluğu SGK'da alıyorlar.. "1400 lira maaştan 960 lira kesinti var.. Sebebini öğrenebilir miyiz?" diyorlar.. Aldıkları cevap ilginç;

-Geçmişe dönük hesaplamalarda yapılan küçük hatalar birikmiş.. Onların hesaplamasından sonra, yasal faiziyle birlikte kesinti başladı.. Bazı maaşlarda iki parça halinde yapılacak..

Ne kadar tatmin edici bir açıklama değil mi? Devlet ufak hesap hataları yapmış.. Şimdi de eski hesapları kurcalıyor ve üstüne de faiz koyup tahsil ediyor.. Üç kuruş maaşla tekeri döndürmeye çalışan emekliler de, anlam verememekle birlikte, bu örtülü ve garip hesap devletten geldiği için boyun büküyor..

On binlerce emeklimiz aynı durumda..

Kim el atar, ne yapar, nasıl yapar bilmem ama oraya buraya para saçan, yandaş müteahhitleri milyarlara boğan iktidarın, emekliler için atabileceği bir adım mutlaka vardır..

Küçük bütçelerle dönen hayatların bu kadar hatırı var elbet..

Yazarın Diğer Yazıları