Geçtiğimiz yerel seçimde yüzde 0.43 ile 187 bin 966 kişinin oyunu alan DEVA Partisi'nin lideri Ali Babacan, ekonomik sorunları işaret ederek, çözüm olmaya geleceklerini söyledi. Babacan, "İnsanlar soruyor: Yok mu bu işi çözecek birileri? Biz de diyoruz ki: Var. Biz varız. Buradayız. Gün gelecek, herkes görecek: Bu ülke yeniden ayağa kalkacak. Ve biz bunu hep birlikte başaracağız. Emin olun, o günler çok yakındır. Evet değişim zamanı geldi. Çoktan yola çıktık. Geliyoruz arkadaşlar. Enflasyonun kökünü kazımaya,gençlerimize iş imkânı sunmaya geliyoruz" ifadelerini kullandı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, TBMM’de Yeni Yol Grup Toplantısı’nda konuştu. Babacan şunları kaydetti:
"Sözlerimin hemen başında, geçen hafta meydana gelen, merkezi Sındırgı olan, çevredeki pek çok il ve ilçede de şiddetli bir biçimde hissedilen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza tekrar geçmiş olsun diyorum. Allah beterinden saklasın, daha büyük acılar göstermesin.
Sındırgı’daki yaraların bir an önce sarılması, gerekli desteklerin verilmesi için bir Afet Bölgesi ilanı elzem görülmektedir. Hükümeti bu konuyla daha yakından ilgilenmeye, taleplere kulak vermeye davet ediyorum.
"KOLTUĞA DEĞİL; HAKKA, ADALETE VE DOĞRUYA BAĞLI KALDIK"
Biz bu ülkenin topraklarında, milletimizin içinde büyüdük. Milletimizin değerleriyle, örfüyle, ahlakıyla, inancıyla yoğrulduk. Siyaseti, millete hizmet etmeyi, bir emanet olarak gördük. 'Emanete hiyanet etmeyin', 'Adaletle hükmedin' ilkeleriyle hareket ettik. Çünkü biliyoruz ki, güç bir imtihandır. Yetki, Allah katında hesabı en ağır olan sorumluluklardan birisidir. Biz o emaneti taşırken, kul hakkına çok çok dikkat ettik.
Kul hakkı, siyasetin değil, vicdanın meselesidir dedik. Tam da bu nedenle; devlet yönetiminde adaletin yok olmasına, liyakatin unutulmasına, istişarenin terk edilmesine, israfın yaygınlaşmasına sessiz kalmadık. Milletin alın teriyle oluşan kaynakların, dar bir grubun menfaatine aktarılmasına rıza göstermedik, bu yanlıştır dedik. Haksızlık karşısında susanlardan olmadık. Koltuğa değil; hakka, adalete ve doğruya bağlı kaldık. Güçlünün değil; haklının ve hakkı teslim edenin yanında olduk.
"BU MİLLET ARTIK ADALET İSTİYOR"
Milli ve manevi değerlerimiz başkaları için günlük siyasetin malzemesi olabilir. Oysa bizim için bu değerler hayat rehberidir. Bazıları için dinimizin kutsalları siyasette istismarın aracı olabilir. Bizim için dinimizin kutsalları, sorumluluk meselesidir. Bu millet artık adalet istiyor, tevazu istiyor, ehliyet istiyor. Adalet kaybolursa, ekonomi de çöker, huzur da çöker. Adalet olmadan bereket olmaz. Allah’ın izniyle, biz bu ülkeye yeniden adaleti, bereketi ve huzuru getireceğiz. Devleti, 'bizden olan – olmayan' diye ayırmadan yöneteceğiz. Biz milletle yürüyoruz. Bir avuç menfaat şebekesinin değil, halkın sesi olacağız. Temel şiarımız; helal kazanç, helal yönetimdir. İsrafa, gösterişe, yolsuzluğa son vereceğiz. Bu ülkeyi yeniden alın terinin değer gördüğü bir düzene kavuşturacağız. Biz, kimseye düşman değiliz. Ama bu ülkenin imkanlarının ve ürettiği değerlerin, bir avuç menfaat şebekesince değil; alın ve akıl teri döken milyonlarca paylaşılmasını hedefliyoruz. İnanarak çalışacak, adaletle yöneteceğiz. Allah’ın izniyle, emanete biz sahip çıkacağız. Bizim davamız ne makam davası, nede rövanş davası. Biz siyasete ahlakı geri getirmek için çalışıyoruz. Her şeyin bir hesap günü var. Sandığın da, tarihin de, vicdanın da. O hesap günü geldiğinde, alnımız açık, elimiz temiz olacak. Yeni Yol, işte bu temiz sayfayı açacakların yoludur. Yeni Yol, emanete sahip çıkanların yoludur. Allah, doğruların yardımcısı olsun .
"KUTUPLAŞTIRMADAN, KİN DUYMADAN; BU ÜLKEYİ YENİDEN AKILLA, HUKUKLA, DÜRÜSTLÜKLE YÖNETECEĞİZ"
Ülkemiz yoruldu. Milletimiz kavgalardan, keyfî kararlardan, günü kurtarma siyasetinden yoruldu. Biz, bu yorgunluğu umutla yenmeye geliyoruz. Türkiye’yi adil kurallarla, güçlü kurumlarla ve ehil kadrolarla yönetmeye geliyoruz. Devlet, keyfilikle değil, hukukla çalışacak. Faiz, kur, enflasyon üçgeninde sıkışıp kalmak yerine; kalkınma odaklı bir ekonomik yapı inşa edeceğiz. Ülkeyi kural tanımaz menfaat şebekelerinden kurtarıp, ekonomiye güven ve öngörülebilirlik kazandıracağız. Aşırılıkların değil, sağduyunun sesi olacağız. Biz kavga etmeye değil, ülkeyi toparlamaya geliyoruz. Çünkü bu ülke, kavga siyasetiyle değil; ortak akılla ve uzlaşmayla büyür. Kutuplaştırmadan, kin duymadan; bu ülkeyi yeniden akılla, hukukla, dürüstlükle yöneteceğiz. Siyaseti, öfkeyle değil; bilgiyle, nezaketle yapacağız. Biz boş konuşmayacağız, çalışacağız. Nefretle, rövanşizmle değil; sorumlulukla hareket edeceğiz. Türkiye’yi yeniden adaletin, özgürlüğün ve istikrarın ülkesi yapacağız. İstikrarı kişilerde aramayacağız. İstikrarı güçlü kurumlarla ve adil kurallarla sağlayacağız. Türkiye’yi bir kişinin keyfi kararıyla değil; sağlam kadrolarla ve istişareyle yöneteceğiz. Biz Türkiye’yi yeniden sağduyuyla, liyakatle, ehliyetle buluşturacağız. Türkiye’yi Akıl, Ahlak ve Adalet üzerinde yükselteceğiz. Yeni Yol, bu ülkenin ortak aklının temsilcisi ve yeniden dirilişinin merkezi olacak.
"KUMAR, KUMARDIR. YASALI YASA DIŞISI OLMAZ"
İktidarı defalarca uyardık, her kürsüde haykırdık. 'Tedbir alın, daha ne bekliyorsunuz?' dedik. Nihayet bizi duymuşlar ki, bir genelge yayınladılar. Yasa dışı kumar ve bahisle mücadele edeceklerini söylüyorlar. Ne güzel değil mi? Ama yetmez ki. Madalyonun bir de diğer yüzüne bakalım. Peki bunun 'yasal' olanı ne olacak? Hani, kendi elleriyle lisans verip, devletin kurumlarını bu düzenin bir parçası haline getirdikleri o sistem var ya… Gençlerin cebindeki son parayı çekip alan, emekçinin umutlarını 'kolay kazanç' masalına satarak sömüren o sistem… Yasadışı olana savaş açıyorsunuz da, yasal görünümlü bu bataklığaneden sessiz kalıyorsunuz? Kumar, kumardır. Yasalı yasadışısı olmaz. Kumara bu kadar kolay erişilmesi kabul edilemez.
EKONOMİK ÇARESİZLİĞİN ÜRETTİĞİ BATAKLIKTA MİLLETİMİZ NEFES ALMAYA ÇALIŞIYOR"
Ey iktidardakiler, bir yandan gençleri 'ahlaklı olun' diye uyarıp, öte yandan onlara devlet eliyle kumar bahis oynatamazsınız. Reklamı yasaklanmalı. İçki, sigara reklamının yasak olduğu ülkede cayır cayır kumar reklamı yapılıyor. Sanal kumar ve bahisle gerçek mücadele, insanı merkeze koyan ve önleyici bir anlayışla olur. Önce kendinize şunu sorun: Bu ülkenin gençleri neden o bataklığa sürükleniyor? Neden umutlarını kaybedip kolay para tuzaklarına düşüyorlar? Gerçekler çok net. Dertlenen görür. Gençlere adil bir yarış sunmazsanız,emeğinin karşılığını vermezseniz, torpil düzeniyle önlerini tıkarsanız, o zaman gençler de maalesef yanlış yollara sürüklenirler. Bugün ülke öyle bir noktaya geldi ki; ahlaki çürümenin, gelir adaletsizliğinin ve ekonomik çaresizliğin ürettiği bataklıkta milletimiz nefes almaya çalışıyor.
"ENFLASYONUN KÖKÜNÜ KAZIMAYA, GENÇLERİMİZE İŞ İMKÂNI SUNMAYA GELİYORUZ"
İnsanlar soruyor: Yok mu bu işi çözecek birileri? Biz de diyoruz ki: Var. Biz varız. Buradayız. Gün gelecek, herkes görecek: Bu ülke yeniden ayağa kalkacak. Ve biz bunu hep birlikte başaracağız. Emin olun, o günler çok yakındır. Evet değişim zamanı geldi. Çoktan yola çıktık.
Geliyoruz arkadaşlar. Enflasyonun kökünü kazımaya,gençlerimize iş imkânı sunmaya geliyoruz. Esnafımıza nefes olmaya, duran fabrikaların bacalarını tekrar tüttürmeye geliyoruz. İşçimizin alın terinin hakkını vermeye, çiftçimizin toprağına bereket olmaya geliyoruz! Geri adım yok.
Bizde geri adım yok. Milletimizin değerlerine, vatanımıza, bayrağımıza sahip çıkan kadrolarla geliyoruz. Her evin sofrasına huzur ve güven getirmek için çalışıyoruz. Sağlam adımlarla ilerliyoruz. Allah’ın izniyle, çalışkan milletimizin yanında durmaya, adaletisağlamaya, refahı büyütmeye geliyoruz. Dünden daha da kararlıyız. Daha da inançlıyız. İnşallah başaracağız. İnşallah yolun sonu aydınlık olacak. İnşallah el birliğiyle bu güzel ülkeyi layık olduğu şekilde yöneteceğiz. El birliğiyle Türkiye'yi çok daha ileri götüreceğiz."