Yeni yıl yaklaşınca bütün alışveriş merkezleri birbirleriyle yarışırcasına yılbaşı konseptleri hazırlamışlar. Her yer cıvıl cıvıl, rengarenk göze hitap etse de, mağazaların yılbaşı kampanyaları ve hediyeleri müşteri sayısını artırmak için uyguladıkları büyülü şifrelerin arzu edildiği düzeyde etkili olmadığı göze çarpıyor.

Kasalarda anormal yığılmalar olmadığını, mağazaları  gezmeye, vakit geçirmek için dolaşanların çoğunluğun kuru kalabalık olduğunu, alışveriş yapanların ise çok azınlıkta kişilerin olduğunu çalışanlar da fark etseler de yapılacak bir şey yok... Bozulan reyonları düzeltmeye, toplamaya sabırla devam ettiklerini görüyorum.

Hanımlar ve beyler bu yılın modasına gelince; hanımlar için renk renk gömlek ve kazaklar, taytlar, yün şapka, şallar, uzun elbise, botlar, kaşe uzun kabanlar ve spor montlar ve spor kıyafetler yerini alırken; beyler de ise, 2018 adeta erkek modasına hâkim diyebiliriz. Çok şık ve gösterişli modeller rahatlığı ile sizleri bekliyor.

Bu yıl beylerin rengi yeşil, bej ve haki lacivert olarak belirlenmiş.

Yine 70'li yıllar en sevilen klasikleri arasında pilot model ceketler, 50'li yıllardan bugüne herkesin dolabını süsleyen balıkçı kazaklar, bereler vitrinlerde yerini almış bile..

Kısacası 2018 rahatlık. Spor giyim modası yerini alacağa benziyor.

Tabii gözlemlerim arasında mağazaları dolaşırken, eşlerinin kucağına verilen bebek sayısı çoğunlukta..

Hanımlar nerede, diyeceksiniz?..

Hanımlar almasam da içimde kalmasın moduna girmişler bile... Nasıl olsa bebekleri de emin ellerde oldukları için, kıyafetlerin birini çıkarıp birini deniyor...

Beyler ise isyanda...

Hanımlara buradan hatırlatmamızı yapalım; gerçi sizler çok iyi biliyorsunuz ki, beyler bizler gibi alışveriş mağazalarını, gezmeyi pek sevmiyorlar, bizler o saatlerin keyifli olduğunu hissetsek de beyleri bunaltabilir, hatta sinirlendirebiliriz. Eşleri kızdırmamak gerekiyor.

Yanlarından geçerken duyuyorum:

-İki saattir bir şeyi beğenmiyorsun... Kaç saat geçti, arkadaşlarımla buluşacaktım...

Ya da; çok para harcadın, ne gereksiz... Vs.. diyerek tartışanlara hepimiz şahit oluruz..

Mağazaların yeni trendlerini inceledikten sonra, yemek bölümüne geçtiğimde çok sık karşılaştığım stresli panik insanları burada da görüyorum.

Hani derler ya, insanoğlu yemek yerken, bir de uyurken çok mutlu olur diye..

Bu hafta tam da bu nasihatlerin içinde olan, olmayan, kalabalık ortamlarda kişilere denk geliyorum..

Yemek mekanlarının mağazalara göre tıklım tıklım alıcısı var.

Etrafta belli ki acıktığını unutmuş o an aklına gelmiş, fırsat bu fırsat ilk  gördüğü yere giriş yapmış, sipariş verirken bile ses tonu kavga edercesine, bir yanda telefondaki mesajlara cevap veren, dalgın, gergin, yemek yerken bile yemek yediğinin farkında olmadığını, düşündüğüm,  kafasının çok dolu olduğu, hızlı hızlı masada ne varsa tükettiğini,  doygunluğunu hissetmediği için, iki-üç kişinin bir öğünde tüketebileceği büyük porsiyon siparişlerini vererek, beklemeyecek kadar çok acıkanları, sabırsızları, ya da rejimde oldukları belli olanları görmemek mümkün değil.

Sokaklarda ise işin içinden çıkamamış kendi kendine konuşan, telefondaki kişi ile tartışan, ses tonunu yükseltenler dikkatleri çekiyor.

Bu aralar herkes asabi takılıyor...

Bu kadar insanları çığırından çıkaran nedir diye içimden geçmiyor değil? ..

Konu nedir?.. Bilemiyorum ancak, iletişim insanoğlunun en önemli özelliği olsa da bazen ipin ucunu kaçırabiliyoruz. 

Sizleri de çok iyi empati kurup anlıyorum, enflasyon, kira ödemeleri, ani ihtiyaç kredileri, çocukların okul masrafları, gelirler, giderler, alacaklar, varsa borçlarınız, ailesel dönemsel istenmeyen tartışmalar, anlaşmazlıklar, işteki tepe yönetimin, rakiplerine göre ciro artış beklentileri, düğün, dernek, cenaze, hastalık, izin gününde evin eksiklerini giderme derken vakit mi kalıyor Gülay Hanım diyebilirsiniz...

Ben de diyorum ki, kendinize ait kısa zaman dilimi de olsa mutlaka nefes alacak ortam yaratmalısınız.. Siz iyi, huzurlu ve mutlu iseniz zaten çevrenizdekilere de olumlu yansıyacaktır.. Kendinizi önemseyiniz. Çok kıymetli olduğunuzu aklınızdan hiç çıkarmayınız.