Allah şaşırtmasın ama Bahçeli şaşırdı

"Allah şaşırtmasın" deriz doğru yoldan, hak ve hukuktan ayrılmamak için. Kur'an-ı Kerim'de de yer alan çok güzel bir duadır.

"Allah şaşırtmasın" duasından kasıt nefsimize uyup da yanlış yola sapmamamızdır.

Bu dua şöyle:

"Men yehdillâhu felâ mudille leh. Ve men yudlil felâ hâdiye leh."

Uzmanlar bu duayı şöyle tefsir ediyorlar:

"Allah (C.C) bir kimseyi hidayete erdirirse kimse onu saptıramaz. O kimi de, dalâlete iterse, kimse onu hidayete getiremez."

Hidayet, doğru yol demektir.

Dalâlet, doğru yolu kaybetme ve istikametten ayrılma demektir.

Kendini bilmez, demokrasiye inanmaz, iktidar sahibi olmak için rakiplerine bıçakla, silahla saldıranlar kuşku yok ki dalâlet içindedirler.

Devlet Bahçeli'dir, Recep Tayyip Erdoğan'dır bu saldırının sorumluları.

Genel Başkan Bahçeli, MHP'yi istikametinden ayırmıştır, doğru yolu kaybetmesine neden olmuştur.

Yok mudur tek bir MHP'li Cumhurbaşkanlığına aday gösterilecek?

50 yıllık bir parti, rakibi AKP'nin Genel Başkanı Erdoğan'ı aday göstermekte ve desteklemektedir ki bu açık ve net bir şekilde dalâlettir.

Bahçeli ağzından çıkanı kulağı duymaz şekilde İYİ Parti'ye çok çirkin ifadelerle saldırmakta, Meral Akşener hakkında utanma duvarlarını aşarak haddini bilmez şekilde küfür ve hakaret yağdırmakta, açıkça hedef göstermektedir.

Erdoğan'ın sorumluluğu

Artık biliyoruz ki bu ülkeyi tek kişi yönetmekte, Başbakan ve Bakanlar onun memurlarıdır.

Taraflıdır, AKP Genel Başkanıdır Erdoğan ama yürütmenin yani hükümetin de başıdır.

"Kindar ve dindar nesil" isteyen Erdoğan'dır.

Bağcılar'da yaşanan menfur saldırıda işte o kindar neslin yetiştirildiğini gördük.

Ne yazık ne acı...

Cumhur İttifakı'nın amacı kanlı saldırılarla rakip partileri destekleyenleri sindirmek midir?

 

Bülent Arınç'ın "halkın yarısı bizden nefret ediyor" sözü AKP'nin16 yıllık iktidarı ile yaratılmıştır.

Şimdi sırada halkın bu yarısına saldırılar düzenletmek mi vardır?

"İktidarını, sarayını kaybetmemek için her yolu dener. Hatta OHAL ile seçimi erteler ya da seçim sonuçlarını yok sayar" diye Erdoğan'a yönelik büyük bir iddia ve endişe var kamuoyunda.

Sizler de duymuşsunuzdur bu söylemleri.

Halkımız inanıyorum ki 24 Haziran'da bu kötülüklere neden olanları, dalâlet içinde ülkeyi çözümsüzlüklere itenlere sandıkta gerekli yanıtı verecektir.

Hükümetin başı olan Erdoğan, İYİ Parti'ye yapılan saldırının faillerini bulup ortaya çıkarmak zorundadır.

Atatürk noktayı şöyle koyuyor:

Dalalet deyince hemen aklıma geldi ki; Türkiye Cumhuriyeti Devletinin kurucusu büyük önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk gençliğe hitabesini şöyle bitiriyor:

"... Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"

Not: Hıyanet yani ihaneti İstanbul için Erdoğan itiraf etti.

Yazarın Diğer Yazıları