Alma mazlûmun âhını…

"Alma mazlûmun âhını çıkar âheste âheste.",  "Mazlûmun âhı yerde kalmaz.",  "Zâlim, ettiğini bulur"... Hiç şüphe yok ki bunlar ayaküstü söylenmiş sözler olmayıp yılların tecrübesi sonunda ortaya çıkmış hakîkatlerdir. Keşke "etme bulma dünyası"nı sebep ve sonuçlarıyla birlikte dev ekranlara yansıtabilme imkânımız olsaydı...

O zaman bazı gerçekleri anlatmak sanırım daha kolay olurdu. Ama bu mümkün değil. Dolayısıyla, biz de mazlûmun âhının yerde kalmayacağı gerçeğini tecrübe imbiğinden damıtılan beyitler ışığında açıklamaya çalışacağız...

 Dünyada özellikle yöneticiler arasından maalesef çok gaddarlar çıkmıştır. Halkı ezmekten, düşkünlere işkence etmekten zevk duyan Nemrut, Firavun, Haccâc gibi nice zâlimler vardır ki geriden bakıldığında yaptıklarının yanlarına kâr kaldığı sanılır. Oysa dünyada ister iyilik olsun ister kötülük hiçbir şey karşılıksız kalmaz. Ziya Paşa'nın dediği gibi herkes ettiğini bulur. Kendisi bulmazsa da bir gün evladı bulur:

"Nîk ü bed herkes bulur âlemde elbet ettiğin// Kendi bulmazsa cezâ mîras olur evlâdına."

Hz. İbrahim'i ateşe attıran Nemrut'un akıbetini biliyorsunuz. C. Hak Nemrut'a bir sivrisinek musallat ederek beynini kemirtmişti. Dahası, Nemrut'un kafasına tokmakla vuruldukça sinek kemirmeyi bırakıyor, vurmaya ara verildiği an tekrar başlıyordu. Böylece Nemrut da dostları başına ne kadar çok vururlarsa o kadar rahatlamış oluyordu...  Bu noktada şu beyti hatırlamamak mümkün mü?

"Hak kulundan intikâmın yine abd ile alır//Bilmeyen ilm-i ledünnü anı abd etti sanır."

Aslında kötülük yapan herkes er-geç cezasını çeker. Esasen olması gereken de budur. Ancak, bazen zalimin cezasının miras yoluyla evlada intikal ettiği de olur. "Üveye etme özünde bulursun, geline etme kızında bulursun" atasözünde yahut:

"Halka gadr eyleyenin âkıbeti hayr olmaz//Kendi bulmazsa da bir gün olur evlâdı bulur." beytinde dile getirilen bu gerçeğin ne yazık ki toplumda sayısız örnekleri yaşanmaktadır. Fakat nerede onları görecek göz ve ibret alacak idrak...

Bu arada şunu da hemen belirtelim ki C. Hakk'ın kendilerine para-pul, makam-mevki verdiği bazı kötü tıynetli insanlar "Allah, kötülüklerimize karşı bizi cezalandırmıyor" zehabına kapılıp zulümlerini ifrata vardırıyorlar. Yaptıkları haksızlıklar arttıkça da vicdanları karararak hak-hukuk tanımaz hâle geliyorlar. Artık onlar için:

"Halkı  rencîde   eden  âlemde//Kendi rencîde olur son demde." (Yahya Bey), "Fukarâ kalbine her kim dokuna//Dokuna sînesi   Allâh okuna." gibi sözlerin -maazallah- hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur... İşte bunun içindir ki dedelerimiz, ninelerimiz "Allah'ım çok verip azdırma," diye dua ederlerdi.

Kısacası; dünya etme bulma dünyasıdır. Kimsenin yaptığı yanına kâr kalmaz. Ya kendi çeker cezasını ya da evladı... Eden er-geç bulur. Mazlûmun âhı yerde kalmaz yani...

 

***

ACZİMİN GİRYESİ:

 

                   EDEN BULUR

Etme bulma dünyasıdır bu, eden bulur,

Gün gelir zalimler ölüme hasret kalır.

                                         (Li-üellifihî)

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları