Alt tarafı enjektör 25,50'den 47,09 liraya!

Sağlıktaki roketlenme hız kesmiyor. Yaşadığım bir hastane vakasını tekrarlayarak başlayacağım. Bağırsaklarımın bozulduğu bir gece özel hastaneye gitmiştim. Küçük bir serum taktılar. İçine de bir şeyler ilave ettiler. İkinci saatin sonunda taburcu edildim.

Sağlık kuruluşu 475 lira aldı. Yazılan üç ilacın en ucuzu muaf tutuldu. 105 lira da eczaneye ödedim ve ben SGK emeklisiyim.

Boyu küçük ama

Her gün kendime iki kez insülin yapıyorum. Bunların iğne uçları da ayrı para. F.J. isimli Güney Kore'den ithal bu aletin kutusu kısa süre önceye kadar 25,50 lira idi. Yenisini almaya gittim; 47,09 lira. Şaşkına döndüm.

6 mm'lik iğnelerin sadece isimlerinin sembollerini yazdım. İthalatçı firma Ankara'da. Başkentte olmakta fayda gördükleri mutlak.

Tuhaflıklar

Başkanlık sistemine geçtikten sonra bakanların genelde parlamento dışından atanmaları başladı. Bu da patronajın daha iyi para kazanmasına sebep.

Son Turizm Bakanı Türkiye'nin en büyük işletmecisi. Böylece onlar da önemli bir teşkilatı karı-koca birlikte yönetiyorlar. Sağlık Bakanı'nı da aynı kategoriye dâhil edebilirsiniz. Aynı şeylere tanık oluyorsunuz. Çok doğal. Kaldı ki, sahip olunan çok şubeli devasa sağlık kuruluşunda kimlerin kimlerin hisseleri var; ondan hiç söz etmiyorum!

Yürü ya kulum

Bu aralar görüntülü ve yazılı medyaya dikkat ettiniz mi? Cengiz Holding'in reklamlarına sıkça rastlıyoruz. Dönenlerden biri özellikle dikkatimi çekti "Mardin Mazıdağı Tesisleri."

Bir dönem burada bir arkadaşım kaymakamlık yaptığı için yöreyi iyi bilirim. Başta fosfat olmak üzere, maden zenginliği açısından çok önemlidir.

İçinizden unutanlar çıkabilir diye detaylandırmak istiyorum. Daha doğrusu Cengiz Holding'in büyük ihalelerdeki başarılarını anımsatacağım. Hatta, birinin daha alınmasından sonraki konuşmaları kamuoyuna sızmıştı: "Milletin anasını sevdik."

Şimdi her hâlde hatırlamışsınızdır.

VIP dedikleri

Yaşar Usluer, yine güncel bir konu ile geçmişin harmanlamasını yolladı. Bunu da beğendim. Ayrıca beni şaşırttı; normal ölçülerinin altında. Yani çok kısa:

"Saygıdeğer Burhan abi,

Biliyorsunuz VIP, çok önemli personel anlamına gelen İngilizce kelimelerin baş harflerinin oluşumudur. Çok önemli personelin kısaltılması ÇÖP olduğu için İngilizcesi kullanılıyor. VIP'ten kimlerin geçeceği belirlenmiştir. Ancak istisnalar vardır. VIP'ten geçenin yanında kim varsa, çiftçi Memet Ağa bile olsa geçmesini/girmesini kimse engelleyemez.

Biz yıllarca mekânı cennet Demirel'i, Çiller'i, bakanlarımızı, milletvekillerimizi havaalanlarında karşılarken/uğurlarken VIP'lere girip çıktık. Bazı görevliler simamızı tanıdığı için arama bile yapmazdı.

Bir olay

Hatırlayınız, Özal iktidarı döneminde 6 Eylül 1987'de yapılan siyasi yasakların kaldırılması referandumu mitinglerinde Antalya'da Demirel'e zamanın valisi Bahaeddin Güney şehir merkezi için izin vermemişti. Yer olarak hayvan pazarını göstermişti. Demirel hiç alınmamış, "Ne yapsın emir kulu" demişti.

İmamoğlu'nun 18 gün de olsa İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı yaptığı için, tek başına bile olsa VIP'ten geçme hakkı vardır. Kaldı ki yanında milletvekilleri de bulunduğundan kimse mâni olamazdı (Beylikdüzü Belediye Başkanlığı yapmış olması da VIP için yeterliydi).

Süleyman Soylu, D(Y)P Genel Başkanı iken Erdoğan'a hakaretler yağdırıyordu. Şimdi koltuğu kaybetmemek için "Reis" diyor. Kraldan çok kralcı kesiliyor. Valiye içeri sokma talimatı vermediğini söyleyebilir mi?

Sevgi ve saygılarımla."

***

Tartışmalar devam

Lütfü Kırdar'daki zirve bitti. Ancak münakaşaları sandık önümüze gelene kadar devam edecek gibi. Ekran tartışmalarının ana konusu bu.

Bu kadar gündemde tutulmasının nedeni de belli. Aynı takım "Devletin valisine hakaret etti" temasıyla ellerinden gelse İmamoğlu'nu asacaklar.

Son olarak Türkiye'nin Gündemi'nde de aynı kurgu vardı. Tabii aynı katılımcılar. İçlerinden İdris Kardaş'a ayrı yer vermek istiyorum. Ağzından çıkanları her hâlde kulakları duymuyor. İmamoğlu'na saldırıları meydanda. Hele bunları söylerken jest ve mimikleri tahrik edici.

Adına her nasılsa yönetici denilmiş Ercan Gürses ise bu ağır hakaretlere hiç ses çıkarmıyor. Hatta pas yağdırıyor. Ne diyelim: "Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş!"

...

GÜNÜN SÖZÜ

Cesaretin modası geçmez. Thackeray

 

Yazarın Diğer Yazıları