MEHMET FARAÇ
Antalya Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi'ndeki ödül gecesinin açılışında, önceki gün, trafik kazası kurbanı olan Yeşilçam'ın unutulmaz isimlerinden Engin Çağlar da anıldı.
Açılışta konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Özdemir, Antalya'nın 62 yıldır sanatın diliyle konuştuğunu vurgularken, "Her film, her yönetmen, her hikaye bize yeniden hatırlatıyor ki sanat umuttur... Yıllardır sinemaya inananların, emeğiyle geleceğe iz bırakanların hikayesidir filmler... Bu köklü geleneği sürdürmekten onur duyuyoruz. Çünkü Altın Portakal sadece bir film festivali değil, düşüncenin, sanatın ve insanlığın özgürce nefes aldığı bir buluşmadır" dedi.

Bu yıl 108 filmin "KALPTEN" temasıyla perdeye yansıdığı Altın Portakal Film Festivali Türkiye'nin en köklü sinema etkinliği olarak Türk Sineması'na katkı sunmaya devam ediyor...
Bu yıl toplam 9 milyon TL ödül dağıtıldı...
Her her yıl olduğu gibi bu yıl da yarışmaya katılmak isteyen sinemacıların festivale büyük ilgisi vardı...
Ulusal uzun metraj film yarışmasına 49 film başvurmuştu...
Öğrenci çalışmaları, kısa filmler, belgeseller ve yabancı filmlerin festivale katılımı da yoğundu...
Antalya Belediyesi'nin sorunsuz geçmesi için büyük çaba harcadığı etkinliklere sinemaseverler yoğun ilgi gösterdi, salonların önünde uzun kuyruklar oluştu...
DERDİNİ ANLATAMAYAN FİLMLER!..
Yeşilçam'ın duayenlerinin çoğu bu yıl festivalde olmasa da, Antalyalılar festivale gelen Mehmet Aslantuğ, Levent Özdilek, Şahnaz Çakıralp, Yüksel Arıcı, Settar Tanrıöver, Cengiz Bozkurt, Mine Çayıroğlu, Yetkin Dikinciler, Mahmut Cevher, Cem Yiğit Üzümoğlu, İlkin Tüfekçi, Ayça Damgacı, Beren Saat ve Mehmet Kurtuluş gibi sanatçılarla hatıra fotoğrafı çektirmek için sıraya girdi...
Ulusal kategoride 10 film Altın Portakal için yarıştı...

Sinema festivallerinde bazen konu sıkıntısı çeken, bazen anlatımla ilgili çelişkiler yaşayan ve bazen de "sonu net olarak aktarılamadığı için" eleştirilen yapıtlar bu yıl da jüriyi zorladı...
Çünkü salt festivaller için üretilen ve çoğu bakış açılarının yanısıra senaryo bakımından da birbirine benzeyen filmlerin her zamanki gibi en önemli sorunu "derdini anlatamamak"tı!..
"Kesilmiş Bir Ağaç Gibi" ve "En Güzel Cenaze Şarkıları" bunlardan bazılarıydı...
Türk Sineması son yıllarda ne yazık ki anlatım konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyor ve "bu gidiş nereye" sorusu sadece sinemacıları değil, seyirciyi de kaygılandırıyor...
Denilebilir ki, her ay en az 10 tanesinin final yaptığı bir ülkede, dizi sektörü Kore taklitlerinden medet umarken, sinema sektörünün öykü-senaryo kısırlığının girdabında sürüklenmesi hiç de şaşırtıcı değil!..
Çünkü "filmin sonunu seyirciye bırakmak" gibi, sinemanın evrensel kurallarına pek uymayan tuhaf bir yaklaşım bu yıl da sinema severlerin beyaz perde karşısında bocalamasına yol açtı...
Bu konuda çok eleştiri vardı, yani "filmi tam olarak anlayamamak!!!"

Örneğin, zorlu koşullarda çekilen "Doğudan Fragmanlar" adlı film sadece 130 dakikalık "çok uzun" süresiyle değil, izleyicileri dakikalarca ormandaki taştan bir kulübenin dış görünüşüne kilitlemesiyle ve görünmeyen oyuncuların sadece seslerinin öne çıkarıldığı açılış sahnesiyle sabırları zorladı...
Büyük emek verildiği anlaşılan filmin daha kısa bir süreyle ve daha anlaşılabilir bir yönetimle seyircinin ilgisini çekebileceği çok konuşuldu...
YEŞİLÇAM'IN 1970'LERİ...
Yetkin Dikinciler'in en iyi erkek oyuncu ödülünü aldığı "Parçalı Yıllar" filmi Türk Sineması'nın seks filmlerinin esareti altına girdiği 1970'lerdeki yozlaşmış anlayışa ve sanatçıların o dönemde ayakta kalma mücadelesine başarıyla dikkat çekmesi açısından çok sevildi...
Bu ilgi Türk Sineması'nın dönem filmlerine daha ağırlık vermesi gerektiği şeklinde de yorumlandı...
Yetkin Dikinciler'le birlikte deneyimli oyuncular Levent Özdilek, Mine Çayıroğlu ve 81 yaşındaki Bilge Şen'in performasları da seyircinin ilgisini çekti, çok da alkış aldı...
Filmin son sahnesinin "Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni" filminin finaliyle aynı olması da sürprizdi!..
Çünkü Yetkin Dikinciler de filmin son sahnesinde, tıpkı Şener Şen gibi, umudu tükenince film rulolarıyla kendini yakmaya çalışırken evine gelen bir telefonla yeni bir başlangıca sarılan bir sinemacıyı canlandırıyor...
Bu sahne dikkatli izleyicilere tebessüm de ettirdi...
İlginç filmleri ile artık kendi sinemasını yaratan yönetmenler arasına giren Özcan Alper'in bir yol hikayesi olan ve hem anlatım dili, hem de sarsıcı görüntüleri ve konusuyla dikkat çeken "Erken Kış" filmiyle en iyi kadın oyuncu ödülünü alan Leyla Tanlar Türk Sineması için umut verdi...
Cem Yiğit Üzümcü'nün yine dikkatleri üzerine çektiği "Sahibinden Rahmet" filmi ise farklı konusuyla öne çıktığı için en iyi senaryo ödülünü aldı...
Film, Anadolu'nun bir köyünde, tarlada buldukları ve gökten düştüğü için "rahmet" diye tanımladıkları meteor taşlarını yabancılara pazarlamaya çalışanların mücadelesini anlatıyor...
"Dr. Avni Tolunay Jüri Özel" ödülü verilen "Aldığımız Nefes" filmi ise ne yazık ki festivalde yarışan bir çok filmde olduğu gibi, kopukluklar, anlatım çelişkileri ve seyircide soru işaretleri bırakan finaliyle derdini pek iyi anlatamamış sayıldı!..
Yıldız Kültür "Kanto" filmindeki başarısıyla "En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu" ödülünü alırken yine oyunculuk dersi vermiş...
Seyirciler, "En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu" ödülünü "Tavşan İmparatorluğu" filmiyle alan Sermet Yeşil'in doğal oyunculuğunu da sevdi...
YAŞASIN ALTIN PORTAKAL...
Altın Portakal’ın ana yarışmasında "Ulusal En İyi Film Ödülü", Seyfettin Tokmak'ın yönettiği "Tavşan İmparatorluğu" filmine gitti.
Jüriye göre film, senaryosu, görüntüdeki başarısı ve yönetim- anlatım dilindeki sıradışılığıyla 7 ödül alsa da, seyirci ve eleştirmenlerin bir bölümünü şaşkınlığa uğrattı...
"Bu kadar ödülü haketti mi ki" soruları da bu yüzden yoğunlaştı...
BİLGE ŞEN'İN İSYANI!..
Cahide Sonku Özel Ödülü’nü iki meslektaşıyla paylaşan Devlet Sanatçısı Bilge Şen’in konuşması da geceye damgasını vurdu...
Dizi sektöründeki ücret adaletsizliğine isyan eden 81 yaşındaki Bilge Şen'in "yukarıdakiler 1,5 milyon, 2 milyon alıyor dizilerde... Yurt dışında oynarsa dizileri yüzde alıyorlar... Biz oynuyoruz 5 bin, 6 bin, 10 bin lira" diye tepki gösterdi.
81 yaşında olmasına rağmen geçim sıkıntısından halen özel ders vermek zorunda kaldığını belirten Şen'in, "Devlet bana o kadar az maaş veriyor ki, yoksulluk sınırının altındayım" şeklindeki sözleri büyük alkış aldı...
Sonuçta filmler konu kısırlığı, kimilerinin "netleştirilmeyen finallleri" ve bazılarının "tv dizisi benzerliği" son yıllarda olduğu gibi yine eleştirilse de, Sanat Direktörlüğünü Deniz Yavuz'un yürüttüğü Altın Portakal, Türk Sineması'nın büyümesi ve gelişmesi için görevini 62. kez başarıyla yapmış oldu...
Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri ve Festival İdari Direktörü Cansel Tuncer'in festivalin duyurusu için kaleme aldığı şu sözleri de Altın Portakal'ın önemine dikkat çekti;
"Yıllardır süregelen bir kültürel mirasın taşıyıcısı olan Altın Portakal, yalnızca Türk sinemasının değil, dünya sinemasının da nabzını tutan, yeniliklere açık, geçmişine sahip çıkan ve her zaman ileriye bakan bir festival olmuştur."