Ameliyatla mı fırıldak oldunuz?

Diyorduk ki Ekim 2014'teki bir programımızda;

-Bu PYD denilen melanetin elebaşını Ankara'da ağırlamanın, onunla oynaşmanın Türkiye'ye ağır bir bedeli olacak..

Bir gazeteci arkadaşım aradı o günlerde.. Dedi ki;

-Bence haksızlık ediyorsun.. PYD, DEAŞ'a (ki adı daha IŞİD'di o günlerde) karşı mücadelede önemli bir unsur.. Ve Türkiye ile iş birliği yapıyor olması çok önemli..

Dedim ki o günlerde;

-IŞİD dediğin, Büyük Ortadoğu Projesi'nin mimarlarının ürettiği bir çete.. Irak'ta, Suriye'de, dikkat buyur 'kürdistan' hattı olarak tanımlanan bölgelerde ortaya çıkıyorlar.. Sonra o bölgelere Peşmerge ve YPG yürüyor.. Sonuç, tu kaka IŞİD, insanları onlardan kurtaran cici Peşmerge, cici PYD.. Oyun çok basit ve görmemek için aptal olmak lazım..

Alaylı bir gülüşle karşıladı sözlerimi..

**

Diyorduk ki sonraki günlerde;

-Yapmayın.. Irak'tan Suriye'ye geçemeyen Peşmergeye, PYD'ye kol kanat germeyin.. Türk topraklarından geçirip, yarın başımıza bela olmalarına sebep olmayın..

Diyordu ki, o gazeteci arkadaş yazılarında, yayınlarında;

-Türkiye artık içine kapanık bir ülke değil.. Bölgede stratejik ortaklıklar kurarak, figüran olmaktan çıkıyor, artık önemli bir aktör oluyor..

Dedim ki;

-Doğru, aktör oluyor.. Ve ben de onu diyorum.. Filmin iyi adamı, kendi başının belasını, kendi elleriyle koruyor, kolluyor, göz göre göre büyütüyor.. Basit Amerikan filmleri gibi; O psikopatı o eve alan adam, kanlı bıçaklı bir 24 saati kendi elleriyle hazırlıyor..

Alaylı bir gülüşle karşıladı sözlerimi..

***

Diyorduk ki;

-IŞİD'in, kürdistan koridoru diye planladıkları bölgeye, Peşmerge ve PYD'li yerleştirilmesine sebep olmaktan başka bir misyonu yok.. Bu oyunun kokusu taaa, Peşmergenin, Kerkük'e girdiklerinde, ilk iş tapu ve nüfus dairelerine dalmalarında çıkmıştı.. Oraya basbayağı yerleşmeye geldiler.. O gün, onu yapan namussuzlarla saz çalıp türkü söylüyordu, kendini büyük aktör zannedenler..Oysa olan Türkiye'nin geleceğine oluyordu..

Diyordu ki ağzını açan;

-Kandan besleniyorsunuz.. Türkiye 100 yıllık bir yarayı tedavi ediyor.. O bölgenin abisi olacak..

Dedim ki;

-Bu, akıllı işi değil.. Daha kaç bela yaşamamız lazım akıllanmanız için..

Alaylı bir gülüşle karşıladı sözlerimi..

***

Önceki akşam açtım televizyonu, bir baktım, beni arayan o gazeteci arkadaşım ve o günlerde onun kafasındaki bazı meslektaşlarım hararetle konuşuyor..

Diyorlardı ki;

-DEAŞ dediğin üretilmiş bir güçtür.. kürdistan projesini gerçekleştirmek için ABD'nin, İsrail'in kullandığı bir maşadır.. DEAŞ'la işgal ettikleri yerlere Peşmergeyi, PYD'yi yerleştirerek, bugünkü tabloyu yarattılar.. Oyun belli, DEAŞ, PYD'ye bırakıyor oraları..

Alaylı bir gülüşle dedi ki içimdeki ses;

-Peki 29 Ekim günü kim geçirdi o Peşmergeyi, o PYD'yi oraya?

***

Sadece o kanalda mı? Hayır birçoğunda aynı şeyleri söylüyorlardı, herbologlar.. (Her konunun uzmanı isimler.)

Moderatörler de, o günlerde, Barzani ile saz çalıp türkü söylemenin ne kadar kıymetli olduğunu söyleyenleri, PYD ile temasın ne kadar önemli olduğunu söyleyenleri konuk ediyorlardı..

Aynı moderatörler, bugün de, o gün söylediklerimiz için bizlere etmedik laf bırakmayıp, bugün, o gün söylediklerimizi tekrarlayan, aynı utanmazları konuk ediyorlar hâlâ.

Hiçbiri de demiyor ki;

-Bu adamların 4 yıl önce söyledikleri her şey yalan oldu.. Bugün söyledikleri de 1 yıla kalmaz yalan olacak.. Olan Türkiye'ye oluyor, olacak.. Ben niye hâlâ bu adamları dinletiyorum izleyicilerime?

***

Demem o ki, ağzını açıp "Ama Afrin Operasyonunun sebepleri" dediğinde şablon hazır;

-Hain.. Yalancı.. İş birlikçi.. pkk ağızlı.. Amerikan bakışlı..

Diyor, devam ediyorlar, "Bunları konuşmanın zamanı değil.. Dünü hatırlatmanın faydası yok.."

Hayır kardeşim.. Bunları konuşmanın tam da zamanı.. Dilimizde ordumuza dualar eksik olmasın.. Ama bunları da konuşmanın tam zamanı.. Çünkü artık ateşten gömlek var üzerimizde..

Dün, o ahmaklığı yapan, o tezgahın değirmenine su taşıyan, o ateşe körük olandan, bugün, başımızı beladan kurtarmasını bekliyorsun..

Meseleyi ve ülkeyi bu hale getirecek yanlışları yapandan, ülkeyi bu bataktan kurtarmasını bekliyorsun..

Bir nevi, kilerdeki peyniri korumaya, fareye nöbet yazıyoruz..

***

Biz bu kafayla.. Biz bu hamasetle.. Biz bu maskeli baloyla daha çoook bela buluruz..

Haaaa, unutmadan, bugün yeni stratejik ortaklarımız da, Afrin ve çevresindeki pyd-pkk'nın hamisi Ruslar iyi mi?

Belayı sağlı-sollu, çift taraflı örmeye devam ediyorlar..

Ve dün bize yalan söyleyenler, dün başımıza bu belayı açanlar, zerre utanmadan, sanki çözüm de kendileriymiş gibi, ekran ekran, köşe köşe bize akıl veriyor..

Hem de dün biz söyleyince, "Hainsin" dedikleri sözleri tekrarlayarak..

Bugün, meselenin çözümü diye sundukları her şeyin, yarın başımıza yeni çoraplar öreceğini söylemeye bile derman bırakmıyorlar insanda..

Öylesine pervasız, öylesine yalancı, öylesine bilmiş, öylesine rahatlar ki, ne Allah'tan korkuyorlar, ne kuldan utanıyorlar..

Ameliyatla mı komik oldunuz?

Başbakan'ın konuşmasını kesiyorlar sloganla;

-Başbakan bizi Afrin'e götür..

Ne diyor biliyor musunuz Başbakan, hem de gülerek;

-Hazır olun, çıkışta gidiyoruz..

Gözlerime, aklıma, mantığıma, vicdanıma inanamayarak izliyorum ve diyor ki içimdeki ses;

-Sırıtarak şakalaştıkları yerde, şakalaştıkları gün 11 evladımız şehit oldu.. Yer utandı, gök utandı, ben utandım.. Bunlar utanmıyor..

***

Günün Sözü

Yalancının cezası; kimsenin kendine inanmayışı değil, asıl kendisinin kimseye inanmayışıdır.

Bernard SHAW

Yazarın Diğer Yazıları