Amerikan icazetli İktidar meselesi...

Burdur-Uşak
Uşak’ta Kemal Kılıçdaroğlu’nu dinledikten sonra otobüste beş dakika kadar sohbet ettik. Kendisine bir okurumun “Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli, neden AKP’nin ABD tarafından kurulduğunu dile getirmiyorlar?” sorusunu naklettim. Hatta Namık Kemal Zeybek’in son konuşmasını da hatırlattım.
Demokrat Parti Genel Başkanı Namık Kemal Zeybek, resmen “ABD’nin ve onun arkasındaki, dünyayı sömürmek ve dünyayı yok etmek isteyen global kapital gücün, yani büyük şirketlerin kurdurduğu bir partiden bu ülkeye hayır gelir mi”  demişti.
Hani daha AKP kurulmadan gündeme getirdiğim ve 10 yıldır Tayyip Erdoğan’ın cevap veremediği, Türkiye’de yerel yönetimlere özerklik verilmesine dair memorandumun AKP’nin parti programı haline getirilmesi meselesi..
10 yıldır gündeme getirdiğim bu konuyu Zeybek, ilk defa bir genel başkan olarak gündeme getirmiş oldu.  

***


Kılıçdaroğlu, “Biz ABD’de kapı kapı dolaşarak destek aramadık” sözlerini hatırlatarak, “Demek ki yeterli olmamış, ilk mitingde konuşurum” dedi.
Kendisinin bahsettiği “Yeni CHP” kavramının, AKP’den sonra CHP’de de “Amerikan kaynaklı bir dönüşüm” gibi algılandığını da söyledim. “Bu algıyı da ortadan kaldıracağım” diye cevap verdi.
Kılıçdaroğlu, Burdur konuşmasından hemen sonra, Bucak’ta esnafla selâmlaşa selâmlaşa meydana kadar yürüdü ve konuşmasında, “ABD’den icazet alanlar size hizmet edemez. Recep Bey, ‘Terörle mücadelede kimseden yardım almadık’ diye şikâyet ediyor. Amerikan Büyükelçisi ise onu açıkça yalanlıyor. Recep Bey, hiçbir cevap vermiyor. Cevap vermek için yürekli olacaksın, kimsenin önünde diz çökmeyeceksin. Tabii bunu yapabilmek için 12 milyon 715 bin yoksulun olmayacak. Herkesin karnı doyan bir ülkede bunlar olmaz” dedi.
“Yeni CHP” derken de “Unutmayalım ki bizim köklerimiz Kuvayı Milliye’dir”  diye ekledi.

***


Kılıçdaroğlu, özerklik talepleri konusunda ise  “Biz yerel yönetimlerde özerklik şartını kabul ettik. Burada özerklikten kastedilen nedir? Eğer o bölge halkı kendi belediye başkanını seçsin diyorsanız o zaten öyle. Merkezi yönetim dışında bir özerklikse hayır, biz buna sıcak bakmıyoruz. Anadilini herkes öğrenebilir, devlet bu konuda yardım edebilir, bu konuda hiç bir sorunumuz yok, anadilde eğitim konusuna sıcak bakmıyoruz. Bu konular tartışılıp çözülebilir, ‘illa şu olacak, bu olmazsa biz yapmayız’ anlayışına sahip değiliz” diyor.

***

Burdur, bütün yurtta olduğu gibi, tarım ve hayvancılığın çökertildiği illerimizden biri. Burdurlu yılgın.. Burdurlu içine kapanmış gibi..
Fakat 85 yaşındaki bir Cumhuriyet çocuğu, elinde tuttuğu pankartta,  “Atam, silah arkadaşlarınızla beraber sağ olsaydınız, sizler de Yüce Divan’da yargılanırdınız. Atam, mekânınız cennet olsun. Yaşım 85, son nefesimi, vatanım, milletim, bayrağım diye teslim ederim. Zalim iktidarlar, vatandaşını zindanlarda çürüten iktidarlar, bir gün olur, hüsrana uğrar”  mesajını veriyordu.
“Demek ki, gerçekleri haykırmak için korku barajını aşmak gerekiyor” diye düşündüm..
Başka pankartlarda ise, “Balbay’ın memleketine hoş geldiniz” ve “Balbay’a sahip çıkana biz de sahip çıkarız” mesajları vardı.
Burdur, İstiklal Marşı şairi Mehmet Akif Ersoy’un da milletvekili olduğu bir yerdir..
Öyleyse haydi Burdurlular, haydi Uşaklılar, haydi Türkiye...

Yazarın Diğer Yazıları