YEŞİL KUŞAK’TAN DEVRİM’E İRAN
CIA İran şubesi SAVAK devrede: Operasyon Ajax
Winston Churchill, İngilizlerin desteklediği askeri darbe ile iktidara gelen Şah Rıza döneminin İran’ını, Büyük Britanya’nın “Zafer Köprüsü” ilan etti
Şaha karşı ulusal muhalefet cephesini oluşturan Muhammed Musaddık’ın İran petrollerinin millileştirilmesini öngören yasa tasarısı, halkın büyük desteğini kazandı
Petrol ve toprağı kamulaştırmak gibi milli politikalar uygulayan bir başbakan ile çıkarları örtüşmeyen İngilizler ve Amerikalılar, Rus işbirlikçisi propagandası ile halkı kışkırttı
Petrolün bulunduğu 1908 yılı İran’ın sosyo ekonomik yapısı için milat sayılır. Bu tarihten sonra İngiliz emperyalizminin paylaşım sahasına dahil olan İran’da yoğunlaşan dış müdahale devlet yönetiminde zaaflara neden olmaya başladı. Mollaların önderliğinde yapılan “tütün protestosu” ve kendilerine ‘jangali’ diyen militanların Tahran’da yarattığı kaos, iktidardaki Kaçar Hanedanı’nın yıkılışını hızlandırdı. Ahmet Şah’ın Ruslarla yakınlığından rahatsız olan İngilizler 1921 askeri darbesini destekleyerek Seyid Ziyaeddin Tabatabaee’nin Başbakan olmasını sağladılar.
Sömürgeleri Hindistan için bir tehdit olarak gördükleri Ruslar’ı İran’dan uzaklaştırmak isteyen İngilizler’in siyaset sahnesine çıkardıkları asıl isim ise başkaydı.
Tabatabaee’nin hükümetinin ömrü sadece 100 gün sürdü. Ve İran siyasetinde artık -İngiliz Ajanı Sir Ardeşir J. Reporter’ın büyük desteğiyle- Rıza Han (Pehlevi) vardı. 1923’te Başbakanlğa, 1925’te de kraliyetin başına geçti. Tabii İngilizlerin reddettiği cumhuriyet rejiminden vageçerek ve toprak ağaları ile mollaları koruyacağına söz vererek.
Churchill’in ‘Zafer Köprüsü’
Eğitimde, tarımda, sanayide, sosyal hayatta ‘reformist’ olarak anılan Şah, kendisine rakip olabilecek siyasileri hızla iktidarından hatta siyasetten uzaklaştırıyordu.
Çeşitli suçlamalarla mahkum ettirdiği bazı bakanları öldürülürken bazısı da intihar etti.
Şah’ın iktidarını paylaşmaya son veremediği tek güç İngilizlerdi. Kraliyet hava yollarının İran üzerinden uçmasını reddetmiş, İngiliz şirketleri ile yapılan anlaşmaları feshetmiş, II. Dünya Savaşı’nda da denge politikası izlemeye çalışmıştı. ‘Bağımsızlaştırma’ dediği bütün bu girişimler, çift taraflı bir işgal ile sonuçlandı. Ruslar ve İngilizler İran’a girdi ...
İngiliz istilası, Rıza Şah’ı tahtını oğlu Muhammed Rıza Pehlevi’ye terk etmeye mecbur bıraktı. İktidarın Pehlevi hanedanında kalmasının tek nedeni vardı; Muhammed Rıza’nın “işgalcilere biat” sözü vermiş olması. Britanya’nın mesajı açıktı: “Veliahtınızın sizin yerinize oturmasını kabul ediyoruz ama majestelerinden başka bir seçenek olduğunu düşünmesinler.”
Winston Churchill’in ifadesiyle İran artık İngilizlerin “Zafer köprüsü”ydü.
Muhammed Rıza döneminde oluşan muhalefet, İran’da, küreselleşen dünyanın belirlediği normların dışında bir hareket imkanının oluşmayacağını yaşayarak tecrübe edecekti.
İran’da kapitalizmin bir sistem olarak kendini hissettirdiği bu dönemde, ABD destekli ‘mo-dernizasyon’ planı “Beyaz Devrim” işleme konuldu.
CIA işbirliği ile kurulan İran Gizli Servisi SAVAK, muhalefet hareket-lerini bastırırken sınır tanımıyordu.
Petrollerin millileştirilmesi
Roosevelt, Churchill ve Stalin’in katılımıyla 1942’de Tahran Konferansı’nda İngiltere, SSCB ve ABD, her üçünün de menfaatine uygun bir İran’ın inşasını planlansa da ABD’nin savaştan beklentisi belliydi. Hanry Truman, iki tarafın birbirini mümkün olduğunca yıpratmasını ve ABD’nin tek güç olarak kalmasını hesapladıklarını itiraf etmişti. Neticede bu menfaat kardeşliği uzun sürmedi ve anlaşma payını yetersiz bulan taraflarca bozuldu. 1947 yılında İngiltere SSCB’ye tanınan imtiyazların geçersiz kılınmasını sağladı.
Dış müdahalenin hissedilir olduğu bu süreç, İran’da milliyetçiliği güçlendirdi. Oluşturulan Ulusal Cephe, kuzeyde petrol çıkarma ve arama hakkının SSCB’ye tanınmasına karşı muhalefet başlattı. Ulusal Cephe’nin ikinci hedefi İngilizler’di. Anglo-Iranıan Oil Company’nin İran tesislerinin kamusallaştırılması yasa tasarısı Muhammed Musaddık tarafından hazırlandı. Tasarının Meclis’te kabul edilmesi daha da önemlisi büyük halk desteği kazanması, Ulusal Cephe’nin gücünü ve Musaddık’ın “komünizm yanlısı” olduğu yönündeki propagandanın sonuç vermediğini gösterdi. Muhammed Rıza, Musaddık’ı başbakanlığa getirmek zorunda kaldı. Musaddık, göreve gelir gelmez milli petrol yasasını onayladı.
Şah’ın yetkilerini kısıtlayarak toprak reformu kararnamesini imzaladı.
İzlediği milli egemenliğe dayalı politikalar ülke içindeki konumunu güçlendirirken, İngiltere ve ABD’yi rahatsız ediyordu. İngilizler İran petrol pazarından çekildikten sonra Musaddık’ın yeni Pazar bulma girişimlerinde engellerle karşılaştı. Tablo gizli bir el dokunmuşçasına tersine dönmeye başlamıştı.
Ulusal Cephe’nin dağılma süreci
İki kutuplu dünyanın güç savaşı, İran’ı siyasi ve ekonomik bunalımla fitili ateşlenen bir rejim krizinin eşiğine getirdi.
Mollalar plan dahilinde ’Sovyetler’le yakınlaşma’ malzemesini kullanarak Ulusal Cephe’nin dağılmasında üstlerine düşen görevi yerine getirdiler. Yeşil kuşak böylece İran’ın da beline dolanmaya başlamıştı. O gün CIA’nın yanında yer alan aynı mollalar, yıllar sonra İslam Devrimi’nin Musaddık’ın intikamı olduğunu söyleyeceklerdi.
Girişilen ordu darbesi, İran’ı karıştıran gizli elin adresini ortaya çıkardı. CIA destekli bir grup 1953’te Musaddık’ı görevden almaya çalıştı. Ancak büyük bir isyanla karşılaştılar. Kitlesel sokak gösterileri Musaddık’ı değil Şah’ı götürmüştü. Muhammed Rıza ülkeyi terk etmek zorunda kalmıştı.
Musaddık için sonun başlangıcı, ABD Başkanı Dwight D. Eisenhower’in aldığı operasyon kararı oldu. Ajax adı verilen ve İngilizlerle Amerikalıların, CIA kontrolündeki İran istihbaratı SAVAK ile ortak yürüttüğü operasyon sonucu, Musaddık 19 Ağustos 1953 günü tutuklandı. Operasyonu Theodore Roosevelt’in yeğeni olan CIA Ortadoğu Şefi Kermit Roosevelt yönetti. Roosevelt de yıllar sonra itirafçılar arasına katıldı ve ‘CIA İran’da’ kitabıyla Kıbrıs’tan yönettiği milliyetçilerin tasfiyesi operasyonu ile ülke kaynaklarını peşkeş çekenlerin iktidar edilişini bütün detaylarıyla anlattı.
Musaddık’a yönelik operasyonun adı da ilginçti. Ajax, Truva savaşına katılmış saldırgan ve kaba bir grek askerini temsil ediyordu.
Tam bağımsızlık mücadelesi verirken vatana ihanet ile suçlanan Musaddık, üç yıl hapisten sonra, 1967’deki ölümüne kadar ev hapsinde tutuldu.
İran kapitalizmi ve ‘Beyaz Devrim’
Muhammed Rıza’nın ülkeye dönmesinin ardından İran petrollerinin işletilmesi için oluşturulan çok uluslu konsorsiyumda, ülke kendi petrollerinden ancak yüzde 50 oranında pay alabilecekti. Bu gelir de sermayeyi paylaşan 150 aile arasında paylaştırıldı. Yabancı sermayenin ortak olduğu 473 şirketin 370’si şah’ın akrabalarına aitti.
Muhammed Rıza, başta verdiği sözün gereğini yaptı ve dış güçlere kayıtsız şartsız biat etti. Görüntüdeki İran modernitesinin altında, istihbarat örgütü SAVAK’ın muhaliflere uyguladığı şiddet ve baskı vardı.
Bu süreç, milliyetçi hareketin içinde kırılmalara neden oldu.
Halkın Fedaileri ve Halkın Mücahitleri de bu ortamda doğdu.
Muhammed Rıza’nın kaderi de babasından farklı olmadı. 1960’lardan sonra, o da ‘denge politikası’na dönmek istedi.
Toprakları kamulaştırmak istemesi en büyük destekçilerini ayaklandırdı...
Ayaklananlar sadece toprak ağaları ve mollalar değildi. İran kapitalizminin doğuşunun ardından petrolü kamusallaştıran Musaddık’ın en büyük destekçileri olan işçilerin ayak sesleri de duyulmaya başlamıştı. Kimse tahmin etmese de bütün bunlar İslam Devrimi’nin habercileriydi.
Savaşın kaderi Almanya’dan yana dönerse Rusya’ya, Rusya’dan yana dönerse Almanya’ya yardım etmeliyiz. Böylece taraflar mümkün olduğunca fazla insan öldürmüş olurlar.
Hanry Truman, 24 Temmuz 1941
Muhammed MusaddIk kİmdİr?
16 Haziran 1882 - 5 Mart 1967
Lozan Üniversitesi’nde Hukuk doktorası yapan Musaddık 1914’te döndüğü İran’da sırasıyla valilik, maliye bakanlığı, dışişleri bakanlığı görevlerinde bulundu. 1923’te Ulusal Danışma Meclisine seçildi. Ancak, Rıza Han’ın kendisini Şah ilan etmesine karşı çıktı ve 1925’te bütün görevlerinden uzaklaştırıldı. Rıza Pehlevi’nin 1941’de tahtı oğlu Muhammed Rıza’ya bırakmasının ardından Musaddık 1944 yılında bir kere daha meclise seçilmeyi başardı ve 1951’de iran petrollerinin millileştrilmesini öngören yasa tasarısını meclisten geçirdikten sonra Başbakan oldu. Ancak milli petrol girişimi ve toprak reformu çabaları Musaddık’ın sadece iki yıl sonra çok uluslu bir darbe ile devrilmesine neden oldu. Vatana ihanet ile suçlanan Musaddık 1967’de ev hapsinde öldü.