Amiralin istifasındaki sırlar (1)

Amiral William Fallon ya da yakın dostlarının taktığı lakabıyla William “Fox” Fallon. Türkiye’de kamuoyu onu, o olaylı istifasından kısa süre önce terör örgütü PKK’yla Ankara’nın “uzlaşması” için yaptığı çağrıyla tanıdı. Amiral, Pentagon içinde PKK’yı destekleyen ve Bush-Cheney ikilisine muhalif generallerin başını çekiyordu.
Amiralin istifasının ardında İran’a askeri müdahale seçeneğine karşı tavır aldığı için Beyaz Saray ve Neo-con’ların hışmına uğradığı yorumları yapılıyor. Gerçekte olayın ABD tarihi açısından gözden kaçmayacak boyutları var.
İkinci Dünya Savaşı’ndan başlayarak savaş sırasında Amerikan generalleriyle siviller, (Beyaz Saray) arasındaki ilk çatışma Almanlar’ın Rommel’ini Kuzey Afrika’da yenilgiye uğratan General Patton arasında olmuştu. Patton Almanya’yı işgal eden ordunun başına geçtikten sonra, Sovyetler’in ABD’nin ve Dünya’nın başına bela olacağını, henüz vakit varken kendisine yetki verilerek Ruslar’ı yeniden Oder hattı gerisine atacağını söylediği için önce komutanı Eisenhover ardından Başkan Roosevelt’le çatıştı, görevinden alındı. İzleyen haftalarda Berlin’de yolda yürürken gizemli bir trafik kazasında can verdi.
Yine İkinci Dünya Savaşı’nın Pasifik ceqhesi komutanı General Mc Artur, 1950’de başlayan Kore savaşında sonuç alınamadığından komünist Kuzey Kore’yi nükleer silahla bombalamak isteyince Başkan Truman tarafından görevinden alınacak ve başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçi Parti’den adaylığını koyup kaybedecekti.
Bunlar bilinen örnekler ancak Amiral Fallon’un istifasıyla ortaya çıkan Pentagon-Beyaz Saray ya da Washington’daki asker sivil çatışması ABD’nin teröre karşı savaşında ABD ordusunun yüksek komuta kademesinin ikiye bölündüğünü gösteriyor bize.
Fallon istifası öncesinde görüşlerini bazı gazeteci dostlarıyla paylaşmış. Esquire dergisinde geçen hafta yayınlanan “Savaş ve Barış Arasındaki Adam” başlıklı yazıda Fallon’u istifaya zorlayan “sırları” ayrıntılarıyla yansıtılıyor. Küresel Amerikan ordusunun bütün dünyaya yayılan Central Command (Merkez Komutanlığı)nın patronu olan Amiral bu göreve atandıktan sonra Bush ve Neo-con’lara karşı bir strateji oluşturmaya başladı; bununla da yetinmeyerek stratejisini kriz ve savaş bölgelerine sık sık yaptığı gezilerde ülke liderleri, meslektaşları ve gizli servis şefleriyle yaptığı görüşmelerde uygulayarak Washington yönetimini kendi görüşleri doğrultusuna çekmeye çalıştı. Gerçekte Savunma Bakanı Gates ve Pentagon’daki İran savaşı karşıtı generallerce desteklenen Amiral, geçen yıl 16 ABD istihbarat örgütünün Bush yönetimini şoke eden “İran nükleer silah çalışmalarını 2003 yılında durdurdu” şeklinde özetlenebilecek raporundan sonra daha da rahat hareket etmeye başlamıştı.
Hikayenin geri kalan bölümüne yarın devam edeceğiz.
- Erivan'a gitmek ya da gitmemek!06 Eylül 2008 Cumartesi 00:00
- Şeyh Şamil'in torunları28 Ağustos 2008 Perşembe 00:00
- Kafkasya'daki oyunumuz21 Ağustos 2008 Perşembe 00:00
- Soljenitsin'in dünyası10 Ağustos 2008 Pazar 00:00
- Kralın habercileri09 Ağustos 2008 Cumartesi 00:00
- Karabağ için tehlikeli barış03 Ağustos 2008 Pazar 00:00
- Karadziç ya da Balkan faşizminin kökleri31 Temmuz 2008 Perşembe 00:00
- Medvedev dış politika belgesi24 Temmuz 2008 Perşembe 00:00
- Şarkılarda yaşayan o sır...13 Temmuz 2008 Pazar 00:00
- Şair Anar12 Temmuz 2008 Cumartesi 00:00
- Yeniçağ adası05 Temmuz 2008 Cumartesi 00:00