Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Agah Oktay GÜNER

Agah Oktay GÜNER

Anayasa değişikliği rafa kaldırılmalıdır

 Olaylar tepemize acımasızca bir kaya parçası gibi düşüyor. İstanbul'da stadyum önünde maç çıkışı patlama, şehitler ve yaralılar... Kayseri'de pazar iznine giden komandoların otobüsünün yanında gerçekleştirilen şerefsiz patlama... Ve Rusya Büyükelçisi'nin kurşunlanması... Bu tablo burada biter mi? Yoksa daha uzar mı? Hiç şüphesiz hayatta kalanlarımız görecek. Ancak tablonun bilançosunda hüzün ve acı veren güvenlik tedbirlerindeki eksiklik var. İsterseniz sondan yukarıya doğru gidelim. Büyükelçi, devletimizden koruma istememiş olabilir ama devlete yakışan büyükelçiye hissettirmeden onu koruma altında tutmaktır. Hele hele onun konuşma yapacağı yerde mutlaka iyi yetişmiş bir güvenlik ekibi hazır bulunmalı ve böyle elini kolunu sallayarak ortalığa kurşun yağdıran bir manyağa fırsat verilmemeliydi. Kayseri'deki durum bir diğer yürek yarasıdır. Sivil kıyafetli askerleri bir otobüse bindiriyor ve şehre gönderiyorsunuz. Otobüsün önünde ve arkasında sivil plakalı iki eskort bulundurmak bu devlet için çok mu zor? Ama biz bu gafletin terhis edilmiş silahsız yiğitlerin PKK'lıların namlularına terk edildiği yürek yakan hatıraları da yaşadık.

Sentez ve analiz kabiliyeti

 Olayın muhtelif tanıklarının basında yer alan haberlerini okuduğumuz zaman son 15 seneye yakın sürenin moda uygulamasını görüyoruz. Trafik polisinin bulunmadığı yollar... Efendim her yerde kameralarımız var. Eğer trafik polisi düzeni işlese idi askerleri, patlayarak öldüren araç çalındığı ilden itibaren karayollarında aranacak ve çok rahat bulunacaktı. Bu yapılamıyor. Arkadan, araç yolda ve Kayseri'de benzin alıyor. Yılların tecrübesine, sezgi gücüne sahip olan trafik polisi orada bulunsa bu durumu derhal tespit ederdi. MOBESE kameralarının konuşmadığını, sezgi duygusundan mahrum olduğunu, sentez ve analiz kabiliyetinin bulunmadığını efendiler ne zaman öğrenecekler? Patlayıcı yüklü araç üniversitenin kapısı önüne geliyor, keşif yapıyor, bir Kayserili soruyor 'Hemşehrim ne arıyorsun?', 'Burada akrabam okuyor onun çıkmasını bekliyorum.' diyor.

                Hatadan dönmek bir fazilettir. Türkiye; karşılıklı devriye uçuşu yapan helikopterle kara yolu kontrol sistemine geçmelidir. Ayrıca kara yollarında belli mesafelerde polis kontrol araçları devreye girmelidir. Hiç şüphesiz duruma, ihtiyaca, şartlara göre teknik düzenleme yapılır. Ancak insanın olmadığı hiçbir mücadele kazanılamaz. Televizyonlarda saatlerce terör yorumu yapan arkadaşlar belki düşünce ufkunuza yeni katkılarda bulunabilir. Ancak bu işin yolu, 15 sene önce görev başında bulunan tek suçları devletin bürokratı olmak, devletin memuru olmanın sorumluluğunu taşımak olan değerli insanlar bulunmalı, manevi ve maddi itibarları iade edilmeli, onların cihandeğer tecrübe birikimleri devlet güçlerinin hizmetine verilmelidir. Aksi halde sadece kendimizi aldatmış oluruz.

Sadakat ehliyetin önüne geçti

Bu arada yeri gelmişken, AKP iktidarının 15 yılın sonunda ülkeyi getirdiği sonucun, sadakati ehliyetin önüne alan kadrolarla tam bir başarısızlık olduğunu söylemeliyim. 15 yılın ortalama kalkınma hızı 4,6'dır. Türkiye gibi uzun yıllar %7 kalkınma hızı ile büyümüş bir memleket için bu fevkalade yetersizdir. İktidarın Türkiye'yi ekonomik büyüklük itibarıyla dünyanın 17. büyük ekonomisi yaptık tezi de ne yazık ki doğru değildir. Türkiye bu derecelere AKP kurulmadan çok önce gelmiştir. Bugün Türkiye dışarıya fevkalade borçlu bir memlekettir. İşsizlik %17'yi aşmıştır. Çok yanlış bir tercihle sanayileşme ihmal edilmiş, tarım ihmal edilmiş, bütün kaynaklar inşaat sektörüne yüklenmiştir. 17 milyon insanımız açlık sınırının altındadır. Bu tabloya 3,5 milyon Suriyeli mülteci eklenmiştir. Türkiye her an bir bombanın patlaması ihtimal dahilinde olan bir ülke haline gelmiştir. Terör konusunda Suriye faktörü ağırlıklı rol oynamaktadır. Patlayıcıların Suriye'den sokulduğu resmi makamlarca açıklanmıştır. Mültecilerin içinde kaç terörist, kaç istihbaratçı olduğunu bilmek mümkün değildir. Yani Suriye'de bu kargaşa ortamı olmasa, sınırlarımız açılmamış olsaydı, bu büyük terör olayları gerçekleştirilemezdi.

Çıkmaz bir sokaktayız!

Suriye konusunda hükümet savunduğu tezlerden vaz geçerek Rusya ve İran'la yapılan toplantıda yeni bir görüşü  kabul etmiştir. TSK'nın Suriye içlerinde ilerlemesi Türkiye'nin teröre karşı ayırdığı gücün zayıflaması anlamına gelmez mi? Memleket son Anayasa değişikliği gayretleriyle korkunç bir çıkmaz sokağa girmiştir. Ülkenin yarısı Sayın Erdoğan'ı ölümüne severken diğer yarısı tamamen aksi bir tavrın içindedir. Böylesine karışık, her şeyin altüst olduğu şartlarda Erdoğan-Bahçeli Anayasasını savunmak hangi akla hizmettir? İçinde bulunduğumuz terör şartlarında tek güç kaynağımız birliktir. Şu anda iktidarın hakikatin önünde mağlup olarak Anayasa değişikliğinden vazgeçmesini temenni ediyorum. Sayın Erdoğan bu basireti gösterirse, memlekete çok büyük bir hizmet yapmış olacaktır. Aksi halde bu yaralı sosyal yapı ile nereye gideceğimizi dile getirmek istemiyorum.

 Tarih büyük adam kimliğini, doğruyu gören ve kabul eden şahsiyetlere tanır.

Yazarın Diğer Yazıları