Anayasa Mahkemesi infaz düzenlemesini iptal edecek mi?

Çokça tartıştığımız, İnfaz Yasası'nda değişiklik yapan düzenleme, CHP tarafından Anayasa Mahkemesine (AYM) götürüldü. Usul yönünden iptal talebi ile yapılan bu başvuru, AYM tarafından kabul edildi, şimdi ise verilecek kararı bekliyoruz.

Aslına bakarsanız, CHP'nin bir de esas yönünden iptal başvurusu yapması bekleniyordu ancak bu başvurunun vereceği sonucun olumsuz yansımaları olabileceği ihtimali ile başvuruyu şimdilik erteledi.

Peki usul ve esas yönünden AYM, yapılan ve/veya yapılacak başvurularla ilgili ne karar verir?

Usul incelemesi

Pek çok hukukçu, İnfaz Yasası'nda, binlerce kişinin tahliyesine sebep olan değişiklikteki bazı maddelerin "örtülü af" olduğu görüşünde. CHP'nin de AYM' ye başvurma nedeni bu.

Peki bunun ne önemi var derseniz; yapılanın af olması durumunda Meclisten geçmesi için gereken çoğunluk oranı çok daha yüksek.

Şöyle ki, mevcut durumda 330 milletvekilinin hazır bulunduğu bir oylamada 279 evet oyuyla geçen düzenlemenin "af" olması ihtimalinde, Anayasa'nın 87'nci maddesine göre, Meclisten geçebilmesi için üye tam sayısının beşte üçünün, yani 360 milletvekilinin evet oyu vermesi gerekiyordu.

İşte AYM, 360 milletvekilinin evet oyu vermemiş olmasını, iptal nedeni sayacak mı saymayacak mı, merakla cevabını beklediğimiz soru bu.

Gelelim esas incelemesine…

CHP'nin yukarıda sözünü ettiğim usul hakkındaki başvurusunun yanı sıra, Anayasa'nın eşitlik ilkesine aykırılıktan ikinci bir başvuru yapması gündemdeydi ancak bu başvuru şimdilik ertelendi.

CHP'nin eşitlik ilkesine aykırı gördüğü, pek tabi terör suçlarının geniş yorumlanması nedeniyle muhalif olana yapılan terörist muamelesinin yol açtığı mağduriyetle cezaevinde olanlar, basın suçluları, düşünce suçluları, özellikle de MIT Kanunu'nun kapsam dışı bırakılmasıyla bazı gazetecilerin cezaevinden çıkmasının engellenmesi.

Ancak eşitlik hakkına dayanan böyle bir başvurunun kabul edilmesi halinde değişikliğin kapsamının genişlemesiyle silahlı terör örgütü eylemlerine karışan, cinsel suç işleyen veya kasten öldürme suçu işleyenlerin bu düzenlemeden yararlanma ihtimali doğuyor. Bu sebeple de CHP, yalnızca düşünce suçu işleyenleri kapsama dahil edecek bir çözüm arayışı içinde.

Etraflıca düşünmeden, muhalif olanı içeride tutma telaşıyla yapılan düzenlemeler, işte böyle içinden çıkılması güç anayasa ihlallerine mahal verebiliyor.

AYM içtihatları

Gelgelelim, bu hususta, AYM' nin bugüne kadarki içtihatlarına…

* 1974'te çıkarılan genel af yasası, her ne kadar eşitlik ilkesine aykırı olduğu gerekçesiyle AYM' ye götürülse de mahkeme, esas incelemesine gerek olmaksızın usulden iptal edilmiştir.

* 1991 yılında, Terörle Mücadele Kanunu'nda yapılan değişiklikle arttırılan şartlı salıverme sürelerine dair, "aynı miktar cezayı alan iki hükümlüden birinin, sırf suçunun türü nedeniyle daha uzun süre ceza çektirildikten sonra şartla salıverilmesi, cezaların farklı çektirilmesi sonucunu doğurur ve iki mahkûm arasında eşitsizliğe neden olur" diyerek iptal etmiştir.

* Daha yakın tarihimize baktığımızda, 1999 yılında Basın ve Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesine Dair Kanun'da basın yoluyla işlenmeyen düşünce ve ifade suçlarının kapsam dışı bırakılmasını, eşitliğe aykırı bularak, "haklı bir neden" olmadığı gerekçesi ile iptal etmiştir.

* 2002'de kamuoyunda "Rahşan Affı" olarak bilinen şartla salıvermeye dair yasada yapılan eşitlik ilkesine aykırılık başvuruları nedeniyle yasanın bazı maddeleri iptal edilmiş ve böylelikle kapsamı genişlemiştir.

* Yine 2002'de aynı hususun yeniden düzenlenmesi için çıkarılan ikinci yasa ise tıpkı bugün konuştuğumuz düzenlemedeki gibi, düzenlemenin "af" niteliğinde olduğundan bahisle, Anayasanın 87'nci maddesindeki çoğunluğun sağlanmaması nedeniyle iptal edilmiştir.

İşte, tüm bu içtihatlar nedeniyle, AYM' nin düzenlemeyi iptal etmesi kuvvetle muhtemeldir.

Bununla birlikte, bugün gündemimizdeki infaz düzenlemesi, mücbir sebebe (Covid-19 salgını) dayanılarak verildiğinden, henüz yargılamaları tamamlanmamış tutuklular aleyhine yarattığı eşitsizlik oldukça barizdir.

Tüm bu sebeplerle, mevcut haliyle kamuoyunun vicdanını rahatsız eden bu düzenleme hakkında AYM' nin önceki içtihatlarından dönerek farklı bir karar vermesi, yargıya dair umutları bir kez daha kıracaktır.

***

Hemşirelerimize…

Zor şartlarda görevini yerine getiren, özellikle de Covid-19 ile mücadelede verdikleri emek nedeniyle övgü ve takdiri fazlasıyla hak eden tüm hemşirelerimizin 12 Mayıs Hemşireler Gününü kutlarım.

 

dfs-004-001-011-001-001-001-002.jpg

Yazarın Diğer Yazıları