Anketler neden küstürülmüş olabilir?
Seçimlere daha 3 yıl gibi çok uzun zaman var.
Bence tabi.
*
Çünkü ben günlük yaşıyorum.
Eşimin ve kendimin emekli maaşımızdan elde ettiğimiz aylık gelir ve harcama durumumuzu göz önüne alarak, kendimizce kurduğumuz bir sistemi hayatımıza geçirmiş, kendi yağımızla kavruluyor, giderimizi gelirimize göre ayarlayıp gidiyoruz.
*
Anladım ki bu durum, ‘Ayağın yorgana göre uzatılması’ durumuymuş, itibarla-mitibarla bir ilgisi yokmuş. O nedenle de biz bütçemizin dışına çıkmaya korkuyoruz.
Çünkü gelirimiz belli.
“Desinler!” anlayışı bizde yok.
Kimseye gösteriş yapamayız.
*
Devletin de gelirleri belli, giderleri belli.
Ekstralar çıkınca da ‘Açık’ da ortaya çıkıyor ve adına ‘İtibar’ denilen tehlike, yorganı kısalttıkça kısaltıyor.
*
Bu duruma düşmemek için de ekonomist olmaya…
Büyük laflar etmeye hiç mi hiç gerek yok.
Gereksizler kısalacak…
Gösterişten ve ‘Desinler’den kaçınılacak…
Tarımda ve Sanayide üretim arttırılacak.
Bakın bakalım o zaman yorgan uzuyor mu, uzamıyor mu?
Sahiden bu kadar basit.
*
Hem halkımız ne de güzel söylemiş.
Basit ama yalın ve anlaşılır.
“Parayla sadet olmaz.” demiş.
“Gerçek itibar, az parada, çok dahası üretimde…
İlim ve bilimin içindedir.” demiş.
*
Peki bunu bizim iktidar hayata geçiriyor mu?
Hayır!
Niye geçirmiyor?
Çünkü gak deyince su, guk deyince ekmek veriliyor onlara…
Yani istediği zaman istedikleri vergileri ‘Kanun çerçevesi içinde’ alabilecek bir yetkiye sahip oldukları için onlar ayaklarını yorganına göre uzatmazlar!
Onlar, itibardan tasarruf etmezler!
*
Hem “İtibardan tasarruf olmaz” denilmiyor mu?
Deniliyor da itibarlarını korumak için millet hatırlanıyor ve yükleniliyor verginin üzerine.
“Sen vereceksin, ben harcayacağım” demeye getiriliyor.
“Nereye harcayacaksın?” sorusunu soramaz millet.
Devlet de milletten aldıklarını nereye harcadıklarını söylemez.
Öyle olunca da milletle arasını açan iktidar, kendi itibarını korumak için yine de milletin üzerine vergiyle yüklenir de yüklenir!
*
Ve sonra da anketlere başvurulur.
Anketlerde, yıllardır tek başına ülkeyi yöneten AKP iktidarına ‘Buraya kadar!’ diyerek, bugün sarı kart, zamanı geldiğinde de kırmızı kartı gösterip, ayağın yorgana göre uzatılmadığının bedeli ödetilir.
*
Bugün için 81 ilimizde yapılmış olan anketler öyle diyor.
“Önümüzdeki pazar milletvekili seçimleri olsa, oyunuzu kime verirsiniz?” şeklinde bir soru soruluyor ve milletin yanıtı:
“AKP için yüzde 32,5” çıkarken…
“CHP için yüzde 36,1” çıkıyor.
*
AKP’ye ne demek isteniyor?
“İstenmiyorsun artık, arkanı dön ve çık!” deniliyor.
*
Sonra bir başka soru daha soruluyor.
‘Önümüzdeki pazar Cumhurbaşkanlığı seçimi 2. turu yapılacak olsa Erdoğan’a mı, İmamoğlu’na mı oyunu verirsin?” diye soruluyor.
Milletin yanıtı:
“Yüzde 39 Erdoğan”
“Yüzde 48 İmamoğlu.” çıkıyor.
Millet, Sayın Erdoğan’a ne demek istiyor?
“Yoruldun sen artık, dinlenmen gerek!” demek istiyor.
*
E, bizim millet, bu zamana kadar “Erdoğan” dedi, bundan böyle de “İmamoğlu” diyor.
Ne var bunda?
Bence bunda bir şey yok.
Söz konusu millet iradesi ve memleket meselesiyse, sözün bittiği yerdeyiz.
Galiba da öyle!
*
Sahi anketler (Milleti) neden küstürülmüş olabilir ki?
Önce ‘Topal ördek’, şimdi de ‘Telef’
Epey zamandır rüzgâr ekiliyor
Sosyal medya çılgınlığı… Neme lâzım, dikkat etmek lâzım!..
Anlamıyorum… Anlayamıyorum… Aklım almıyor.
Nasıl sonuçlanır merakla takip ediyoruz!
Uğraş, uğraş da nereye kadar!
“Deprem de tam gününü buldu Zamanı mıydı şimdi”
Önce sağlık olsun, sonra ne olursa olsun
Kafesli oy pusulası da neyin nesi?
Anlamlı bir hediye ve… Nereden nereye işte!..









