Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hulki CEVİZOĞLU

Hulki CEVİZOĞLU

Anlaşıldı mı?

12 Eylül’de yapılacak çok önemli referanduma 22 gün kaldı.
İktidar ve muhalefet yani evetçilerle hayırcılar var güçleriyle çalışıyorlar.
Kanaat önderleri, aydınlar, gazeteciler ve konuyla ilgilenen herkes de 26 maddelik referandumun ne anlama geldiğini anlatmaya devam ediyor.
Bendeniz de, Beyaz TV’de 13 haftadır süren Düşünce Fırtınası adlı programda Şamil Tayyar’a karşı neden “hayır” denmesi gerektiğini anlattım. Şimdi program (sözleşmem) sona erdi.
Bu yoğun yaz sıcaklarında Ankara’dan uzak kalmama karşın, yaklaşık 3 ay boyunca her hafta ekranda bilgiler sundum, sloganları aşarak halkı bilgilendirmeye çalıştım.
Acaba anlaşıldı mı?
Hem benim açıklamalarım, hem de diğer arkadaşlarınki?..
Daha önce de aşağıdaki alıntıya yer vermiştim.
Anonim bir söz var:
Gösterdim!
Gördü anlamına gelmez...
Söyledim!
Duydu anlamına gelmez...
Duydu!
Doğru anladı anlamına gelmez...
Anladı!
Hak verdi anlamına gelmez...
Hak verdi!
İnandı anlamına gelmez...
İnandı!
Uyguladı anlamına gelmez...
Uyguladı!
Sürdürecek anlamına gelmez...
Türk milleti için bunun yanıtı 13 Eylül’de belli olacak.

 

***

 

Televizyon programları:
Değerli malı olan bağırır mı?

Hadi miting meydanları neyse de, televizyon ekranlarındaki bağırtıları onaylıyor musunuz?
Gerekli olmadıkça karşısındakinin sözünü kesmek, beyin ve düşünce yerine bedeni öne çıkarmak bir düşünce ve inancı anlatmak için haklı bir davranış mı sizce?
Eğitim ve bilgiden uzak kimi çevreler için bu tür yaklaşımlar puan toplasa da, belli kültür düzeyindeki milyonlarca insan bu tavırları onaylamıyor.
Bakınız, yine anonim bir sözü hatırlatmak istiyorum:
Siz hiç sarrafın bağırdığını duydunuz mu?
Kıymetli malı olanlar bağırmaz.
Domatesçi, zerzevatçı bağırır ama kuyumcu bağırmaz.
Eskici bağırır ama antikacı bağırmaz.
Düşünen bağırmaz. İnsan bağırırken düşünemez.
Düşünemeyenler ise hep kavga içindedir!!!!!!!!!

 

***

 

Mal beyanı!..
Yine bu referandum propagandaları içinde Başbakan Erdoğan ve Anamuhalefet lideri Kılıçdaroğlu’nun mal varlığı da gündeme geldi ve yakışıksız biçimde tartışıldı.
Bu vesileyle, ünlü şairlerimizden Can Yücel’in kendi açıkladığı “mal beyanı” nı veriyorum:
1. Avşa adasında üç daire, dört üçgen, beş dikdörtgen
2. Gökyüzünde bi bulut
3. Bitlis’te beş minare
4. Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili
5. Bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı
6. Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
7. Palandökende bir palan, iki döken
8. Kastamonu’da üç kasto
9. Üç fay hattı
10. Bir çarşamba, iki perşembe, üç cuma
11. Dünyada mekan
12. Ahirette iman
13. Denizde kum
14. Biri İngilizce 6 adet küfür
15. Sevenlerin kalbinde kurulmuş bir taht
16. Bi sürü saç sakal, kil, tüy, yün
17. Üç ayrı parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank
18. Bi ayakkabı çekeceği
19. Bir adet ağaç gölgesi
20. Üç kuş kanadı sesi
21. Bi sürü kedi köpek
22. Bi Marmara denizi
23. Camına yaslanıp seyredilen iki piliç çevirmeci
24. Çalıp çalıp kaçılan beş melodili apartman zili
25. Anne babadan kalma yarısı yaşanmış bi ömür
İyi pazarlar.

Yazarın Diğer Yazıları