Anlayana sivrisinek saz...

Larnaka’da Ermeni Soykırımı Heykelini açan  “dost, kardeş, yoldaş, barış meleği” Hristofyas nihayet içini bir kez daha döktü. Anlayışsız, ahmak Türkler anlasın diye önceden söyleyip tekrarladıklarını yeniden altını çizerek açıkladı. Bu arada Akel ile CTP’nin dostluk ve kardeşlik etkinlikleri dünyaya “uzlaşmak üzereyiz;  Hristofyas sayesinde Kıbrıs’ın mutlak barışa kavuşacağı günlerin yakın olduğu”  mesajını vermektedir “yeter ki” Hristofyas’ın dünyaya duyurduğu gibi  “Türkiye yola gelsin ve Talat’ın elini serbest bıraksın” !
Bu zamansız ve zeminsiz  “dostluk etkinlikleri”  ile kendi kendimizin kuyusunu kazdığımızın farkında değiliz. Güven içinde, hür yaşam bazılarına batıyor. Türk olduklarını söylemekten utananlar  “Kıbrıslılık”  bayrağına sarılmış, ceplerinde Amerikan dolarları, barış güvercini kesilmişler, her dala konup Hristofyas’ın barışseverliğini yaymaktalar. Şimdi Hristofyas konuştu, bakalım bunlar takdimlerinde bir değişiklik yapacaklar mı ve  “ne kadar aldanmışız” diyecekler mi? Hiç zannetmiyorum. Misyonları var. Halkı aldatmak için göreve devam edecekler. Biz de gerçekleri açıklayıp Rum’un siyasetini gençlere anlatmaya devam edeceğiz.
Hristofyas, bizce bilinen kırmızı çizgisini bu kez vurgulayarak açıkladı:  “Kıbrıs’ta tek halk var, bu halk Türk ve Rumlardan oluşur; Kıbrıs halkı olarak Kıbrıs Cumhuriyetinin iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çerçevesinde devamını hedefliyoruz. Çözümün hedefi budur. Tek egemenliği, tek vatandaşlığı, tek uluslararası temsiliyeti olan tek bir devlet olarak Kıbrıs Cumhuriyeti devam edecek. Türklerle ortaklık diye bir şeyi kabul etmiyoruz. Türkiye tezlerini değiştirmezse uzlaşma olmaz.”
Türkiye’den istedikleri de: “KKTC’yi tanıma; askerlerini ve yerleşiklerin büyük bir kısmını adadan çek; Garanti Anlaşması vardır deme; Kıbrıs Cumhuriyetini tanı ve limanlarını Kıbrıs bayrağına aç; adayı işgal ettiğin için tazminat vermeye devam et; Kıbrıs Türkleri ile bağlarını kes” !
Sayın Talat, Hristofyas’ın bu açıklamasına cevap vermek zorunda kalacaktır. Hakikaten Hristofyas’ın dediği gibi  “Kıbrıslılar olarak”  var olan ve devam eden Kıbrıs Cumhuriyetinin adını değiştirerek federasyon oldu diye bayram mı yapacağız? Rum’un kırmızı çizgisi bu kadar açık ve seçik bütün dünyaya duyurulduğu halde biz sadece  “uzlaşıcı taraf”  olduğumuzu beyanla “iki toplumlu federasyon” diyerek Hristofyas’ın çizdiği yoldan O’nun istediği hedefe Kıbrıslılar olarak varmak niyetinde miyiz? Nereye sürüklenmekte olduğumuzu göremeyecek kadar gözlerimiz kapanmış mıdır? Rum tarafı açık konuşuyor. Hâlâ anlamamış gibi davranarak  “uzlaşıcı, uslu taraf” pozisyonunda  “aferinler”  almanın ötesinde bir hedefimiz olmayacak mı?  Kırmızı çizgimizi açıklamaktan niye kaçınıyoruz? Yoksa kendi çizgimize inanmıyor muyuz? Halkımızı bu sorular meşgul ve tedirgin etmektedir. Şimdiye kadar yazıp söylediklerimizi teyit ettiği için Rum liderlerine, Karoyan’a ve özellikle Hristofyas’a teşekkürler.

Yazarın Diğer Yazıları