Apo vak’ası

Epey bir zamandır Aydınlık gazetesi Apo’nun yakalandığı zaman İmralı’da Atilla Uğur komutanla yaptığı konuşmaları yayınlıyor. Önce rüşvet olaylarına denk geldi, kendimi toparlayamadım. Sonra da anlattıklarına bir anlam veremedim.
Bu kadar teslimiyet halindeki bir “lider”in teklifleri niye değerlendirilmemişti. Bunu bir kayıp diye düşündüm. Tam bir Türkiye sevdalısı(!) gibi konuşuyordu.
O, Diyarbakır’a yolladığı mektuptaki, elçileriyle yolladığı haberlerdeki gibi babayiğitlik(!) göstermiyordu. Gönderildiği ülkelerden Yunanistan, İtalya, Rusya’dan şikayet ediyordu. Onlar hakkındaki kanaatleri de değişmişti demek. Hatta PKK’lıların öbür liderleri(!), hatta bizzat kendisi hakkında sert söylemlerde bulunuyordu. Bizden biri gibiydi, hatta daha fazlasıydı.

***

Dünyanın bütün milli liderlerini düşündüm hiçbiri bu modele uymadı. Apo’ya önder diyorlar, acaba ikisi aynı şeyler mi!
Önderi bilmem de lider dediğin adam, dava adamıdır. Bir dediği bir yaptığı ötekine uyar. Lider bağımsızlıkçıdır. Bu antiemperyalist demektir. Hele Apo gibi solculuk, Mahir Çayan’ı takip iddiası olursa. Onların, kendi tabiriyle enstrümanı olmaz. Onların aklına uyup üniter ulus devleti parçalama planlarına kendini kullandırmaz. Çünkü olmak istediği de bir ulus devlettir.
ABD, Irak savaşıyla, yıllarca evvel yaptığı planı gerçekleştirdi. Irak’ı üçe böldü ve Barzani’ye federatif bir kapı açtı. Suriye’de yapamadı bunu ama. Henüz Suriye’nin kuzeyinde neyin olduğu belli değil. Ama Esat ve Suriye halkı kahramanca savaştı. ABD planını gülünç duruma düşürdüler. Demek ki Apo’nun ahbaplarının bizde kürsülere çıkıp “özerklik, özerklik” diye bağırmaları boşuna. Ulus devletlerin ülkelerini bölmek kolay olmuyor. Maliki’nin Irak’ın kalan parçasını nasıl koruduğunu görüyoruz.

***

Açılım sürecine gelince; Mustafa Kemal Paşa’nın Anadolu’da başlattığı, açılım süreci değildi, İstiklal süreci idi. Emperyallerden değil, mazlum milletlerden destek alıyordu. Mondros’tan sonra vatana sinekler gibi üşüşmüş, İtalyan, Yunan, Fransız, İngiliz ordularıyla milli birliği korumak için savaştı. Onlar hasta ve zayıf Osmanlı’nın kolunu bacağını koparmaya çalışan sırtlanlar gibiydiler. Biz kimsenin ülkesini bölmek için değil ülkemizi kurtarmak için savaşıyorduk. Bunları şunun için yazıyorum, Apo da Kemalistlere ve Atatürk’e hayranlığını belirtmiş. Onlar gibi yapsaydı ya. Bu “haklı” savaşta yenilen ve yenilgiye alışmamış İngilizler bile şaşırdılar. Giderken taşeronları Yunanlar eliyle Anadolu’yu yakıp yıktılar. İstiklal mücadelesi veren milletler bunu yapmazlar işte. Asil ve vakurdurlar. Bilirsiniz çok anlatılmıştır ama bir kere de ben anlatırsam zararı olmaz. Türk süvarileri İzmir’e girdiği vakit Atatürk’ün geçeceği kapının önüne Yunan bayrağı sermişler.
“Bunu kaldırın buradan. Bayrak bir milletin bağımsızlık simgesidir” diyerek itiraz etmiş.

***

İşçi Partisi, ülkenin bağımsızlığı ve güveni konusunda bir çok ilke imza atmıştı.. Bu yayın da çok önemli bir tartışmayı başlatmış oldu.

Yazarın Diğer Yazıları