Arşiv'de sular durulmuyor

Osmanlı ve Cumhuriyet arşivlerinde sular durulmuyor. "Millî itiraz", yöneticilere geri adım attırdı; ancak, yönetim, istedikleri hedefe ulaşamamanın öfkesiyle, yeni yollar denemek istiyor. Yine çalışanlardan 30'unu kurum dışına savurdular, memurunu devletine küstürdüler. Hâlâ yıllarını, belgeleri gün yüzüne çıkarmaya hasretmiş uzmanları karşı karşıya getirme hesabı içindeler. Uzmanlık imtihanından bahsediliyor. Yüzde 30'unu üst kadroya geçirecekler, gerisini pasifize edeceklermiş.

Söylendiğine göre; hedefleri, kendi cemaat fraksiyonlarından eleman devşirmek, sokakta Osmanlı yazısını okumayı öğrenmişleri getirmekmiş.

 (Ara not: "Okumayı öğrenmiş" dedim, "yazmayı öğrenmiş" demedim. Osmanlı harfleriyle yazmak öyle kolay değil. Şu da bilinsin: Osmanlı yazısıyla Türkçenin bir standardı yoktur. Osmanlı devrinde Osmanlı yazısı ıslah edilmek istenmiştir. "Enver Paşa yazısı"ndan bahsedilir. Enver Paşa, 1914'te böyle bir yola girdi. Araştırın, meselenin zorluğunu görün. İstanbul'da Uygur Lokantaları vardır. (Uygurlar hâlâ Arap yazısı kullanırlar.) Tabelalarında Osmanlı yazısına benzer yazı görürsünüz. Bütün sesli harflere yer verirler. Enver Paşa'nın istediğine yakın bir yazı. Demek ki, bu yazı türünde bir sıkıntı var ve ıslah edilmesi gerekiyormuş. Bu yazı türünü öğrenmek isteyen öğrensin ama kimse kutsamasın, kimse dinin emri gibi görmesin. Osmanlı harflerini öğreteceğine doğrudan Arapça veya Farsça öğretmeye geç daha iyi. Osmanlı yazısı aradan çıkar.) 

"Sokakta Osmanlı harfleriyle okumayı öğrenen..." dedim.

Nur Cemaati'nin bir fraksiyonu olduğu yazılagelen (Bir başka fraksiyonu Fethullahçılar) Hayrat Vakfı uzun zamandır Osmanlı yazısı öğretmekle meşgulmüş. Ben de ayırımı nasıl yapacağımı pek bilmiyorum "Yazıcılar" denilen bir gruptan bahsediliyor. Bu "Hayratçılar" onlardan mı? Millî Eğitim Bakanlığı şubat ayında bu vakıfla bir protokol imzalamış. Resmî mekteplerde "değerler eğitimi" diye ders vereceklermiş. Herhâlde Osmanlı yazısı öğretmek de işin içinde...

Yeni Şafak gazetesinde bu vakıf yöneticisiyle yapılan bir mülâkat çıktı. Gazetenin kültür sanat sayfasında verilen mülâkatın spotunda, "Tarihimizden ve ecdadımızdan uzak durmamak, aydınlık bir gelecek için Osmanlıcanın önemini söyleyen Hayrat Vakfı, daha fazla öğrenci ile Osmanlıcayı öğretmeyi hedefliyor." deniyor.

Hayrat Vakfı yetkilisi, Osmanlıca öğrettikleri kişilerin Osmanlı Arşivi'nde çalışmasını arzu ediyor:

"Devlet arşivlerine arşivi çok iyi okuyabilen kişiler alınmalı; ilgili bölümden mezuniyet şartı, yaş şartı, KPSS şartı olması doğru değil. Madem ehil kişilere ihtiyaç var, engel değil önlerinin açılmasını kolaylaştıracak adımlar atılması gerekir. Arşivde çok iyi olan belki ilkokul mezunu birinden neden bu cihette istifade edilmesin. Bu engellere takılıp arşiv gibi yerlerde çalışmak yerine alakasız yerde çalışmak zorunda kalan çok kişi tanıyorum." ("3 yıldır Facebook'tan Osmanlıca öğretiyorlar", Yeni Şafak, 22 Ocak 2018).

Ben bu işin içindeyim. Yeri geldikçe yazıyorum. Yeni harflere binlerce sayfa aktardık. (Türk Yurdu ciltlerinin çevirisinde bizimle çalışmış kıymet verdiğim bir yönetici de var. Kimilerinin gizli hesabını "safiyâne" görmemeli arkadaşımız.) Eğitim, yazıyı okumak değildir. Devrin kültürüne vâkıf olmaktır, uzun süre bu yazıyla hemhâl olmaktır. Ve bu da sıralı eğitimle mümkündür.

İlmi ideolojiye feda etmeyin.

Yazarın Diğer Yazıları