"Asıl darbe 15 Temmuz'dan önce oldu"

"Asıl darbe 15 Temmuz'dan önce oldu"
Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden önce FETÖ'nün kalkışma hazırlığında olduğunun mahkeme tutanaklarına geçmesine rağmen önlem alınmadığını ve Gemnelkurmay'ın şikayetleri görmezden geldiğini söyledi.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden önce Genelkurmay Başkanlığı’nın FETÖ soruşturmalarını görmezden geldiğini ve darbe girişiminden birkaç gün önce FETÖ’nün böyle bir kalkışmayı yapacağının mahkeme tutanaklarına geçmesine rağmen hiçbir önlem alınmadığını yazdı.

Cumhuriyet gazetesi yazarı Barış Terkoğlu, “Asıl darbe 15 Temmuz’dan önce oldu” başlıklı yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Tarih: 4 Temmuz 2014.
FETÖ kurgusu sözde Casusluk davasından İzmir’de yargılanan tüm tutuklu sanıklar tahliye edildi. Hapishaneden çıkan deniz subayı Bülent Akbaş, uzatılan mikrofona şöyle söyledi:
“Devletin içindeki paralel yapı üç sene içinde tarihin görmüş olduğu en büyük darbeyi yapacak güce geldi.”

Neden hedef olduklarını sadece bu sözden bile anlayabileceğiniz askerler TSK’ye dönüş mücadelesi başlattı. Darbeye 6 ay kala 30 asker, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nden (AYİM) göreve dönüş kararı aldı. FETÖ’nün gadrine uğramış subaylar üniformalarını yeniden giyecekti. Her şey dönemin ruhuna uygun olarak ilerliyordu. Bu durumun en çok FETÖ’yü rahatsız ettiği de malum.

Ne oldu dersiniz?

Genelkurmay karara itiraz etti. Milli Savunma Bakanlığı’na bildirilen görüşte FETÖ kumpasına arka çıkılarak askerlerin TSK’den atılmasısavunuldu. Bakanlığın üzerinden yapılan başvuruyla FETÖ mağduru askerlerin TSK’ye dönüşü durduruldu. Karargâh’ı yöneten akıl, FETÖ’nün davalarını sürdürmekte ısrarcıydı.
Bu kadar değil...”

KARARGÂH FETÖ SORUŞTURMALARINI ENGELLEDİ

“Darbeden sadece 4 gün önce. OdaTV’de yaptığımız haberin başlığı şuydu: “Cemaat’i soruşturan savcı Genelkurmay’la neden gerildi.” İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, FETÖ soruşturmalarında Genelkurmay’a yazılar yazıyor, bilgi istiyor ancak hiçbirine cevap alamıyordu. 78 yazıya tam 5 ay boyunca hiçbir cevap verilmemişti.

Yalnız İzmir sanmayın. İstanbul ve Ankara’daki savcılar da Genelkurmay’ın açıkça FETÖ soruşturmalarını durdurmaya çalıştığını düşünüyordu. Şikâyetlerini de gizlemediler. FETÖ ile kavgasıyla bilinen emekli Hava Hâkim Albay Ahmet Zeki Üçok, darbeden 4 gün önce şu ifadelerle rahatsızlığı açıkladı:

“Benim davalarla ilgili olarak İstanbul’da İrfan Bey’le görüşüyorum, İzmir’deki davada müşteki olduğum için Okan Bey’le görüşüyorum, Bakırköy Savcısı Ömer Faruk Bey’le görüşüyorum, Ankara’da Serdar Bey’le görüşüyorum. Hepsinin ortak şikâyeti, Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılan yazılara yanıt vermemesi. Emniyet de aynı durumdan şikâyetçi”.
Bardağın taşması üzerine İzmir Savcılığı yazılara yanıt beklemeden operasyon hazırlığına başladı. Ancak 15 Temmuz darbecileri erken davrandı, operasyondan önce “baskın basanındır” yaptı. Darbeden sonra Karargâh’a girildiğinde ne görüldü? Savcıların gönderdiği yazılar kasalara kaldırılmıştı...
Pazartesi günü “darbe bağıra bağıra geldi” yazdım ya...”

İDDİANAMEYE GİREN ‘DARBE’ HAZIRLIĞI

“4 Temmuz 2016 günü İstanbul’da, Fethullahçı hâkim İlhan Karagöz, çalışma günü olmamasına rağmen adliyeye gelip duruşmayı açtı. Gülen için “mehdi” ifadesini mahkeme tutanağına geçirdikten sonra “Türkiye Cumhuriyeti Genelkurmay Başkanlığı yetkililerin bu suç duyurumuz doğrultusunda derhal olaya el koyarak ismi geçen herkesi derhal gözaltına alması ve sonra da yapılması gerekenlerin sırayla yapılması...” yazdı. “Darbe”yi mahkeme tutanağına geçirdi. Karagöz “deli” denilerek akıl hastanesine kapatıldı.
Hadi “Karagöz sahiden delirdi” diyelim. Ya FETÖ’yü yargılamak için yazılan iddianamede açıkça telaffuz edilenlere ne diyeceğiz?

Darbe girişiminden günler önce Savcı Serdar Coşkun tarafından Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilen iddianamede “TSK içindeki bu yapılanmaya güvenerek kimi örgüt mensupları iç savaş ve askeri darbeden söz etmektedir” denilerek açıkça “darbe” ifadesi zikrediliyordu. Savcı, Genelkurmay’a da şu ifadelerle yükleniyordu: “Somut delil olmaması, Balyoz, Ergenekon gibi davalarla TSK’nin yıprandığı, bir de FETÖ unsurlarına yönelik yapılacak çalışmanın TSK’yi huzursuz edeceği, motivasyonu düşüreceği ileri sürülerek FETÖ’nün askeri yapılanmasının araştırılması önlenmektedir.”