Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Tuncay MOLLAVEİSOĞLU

Asıl fay hattı, kültürel ayrışma!

Terör Türkiye'yi esir alamaz!

Türkiye; Lübnan, Irak, Suriye olmaz...

Türkiye'de planlandığı gibi mezhep çatışması da, etnik çatışma da çıkmayacak...

Ancak kökten dinci/radikal İslamcı bir tehlike vardır ve AKP ile birlikte bu tehlike en hafif eleştiri ile; görmezden gelinmiştir. İçerde oy potansiyeli olarak görünen bu kitleye, dış politikadaki

"Müslüman kardeşler" eksenli, ABD destekli Ortadoğu'yu yeniden dizayn etme süreci eklenince;

Radikal İslam, Türkiye'nin tehdit algısı olmaktan uzaklaştırıldı.

***

Fay hatlarımızın bulunduğu bir gerçektir ancak Atatürk, bu hatları kimsenin çatlatamayacağı bir yapıştırıcı ile doldurmuştur.

Dini ve ırkçı anlam yüklemeden; "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir" ifadesi bir yurttaşlık tutkalıdır.

Ama Türkiye'yi bir arada tutan en güçlü tutkal Laikliktir.

Laiklik bir arada yaşayabilmenin harcıdır.

Emperyalizm bu nedenle Müslüman coğrafyalarda hep laikliğe saldırmıştır.

Saddam'lı Irak'ta, Esad'lı Suriye'de ilk hedeflerden biri laik sistemdi...

Laik yaşam biçimi... Her yurttaşın özgürce hayatını/inancını yaşayabilmesinin ifadesi...

Din ve devlet işlerinin ayrılması; böylece çoğu ABD, İngiliz uşağı tarikat ve cemaatlerin etkinliğinin kırılması...

Türkiye, AKP ile en büyük tehlikeyi bu zeminde yaşadı. 

Laikliğe saldıranlar AKP saflarında boy gösteriyordu.

Şımartıldılar, sırtları sıvazlandı, terfi aldılar, yasama, yürütme ve yargının en etkili makamlarına yerleştirildiler.

Eğitimi ele geçirdiler...

Daha ötesi, eğitim ve yurt/barınma açığını kapatmak laiklik karşıtı odaklara bırakıldı.

Bilinçli bir politikaydı! AKP oy devamlılığını sağlamak için bu zihniyetin önünü açtı, imkan verdi, ihalelerden pay verdi...

Palazlandılar, Atatürk ve laik Cumhuriyet düşmanı bir nesil yarattılar.

Bu nesil görünürde İslamcı; din, Allah, kitap diyen bir nesildi,

Gerçekte ise emperyalizmin Türkiye'nin temellerine yerleştirip

uyuttuğu piyonlardı!

15 Temmuz'da  bunları gördük...

Son Reina saldırısında yine ortaya çıktılar.

Nefretlerini sosyal medyadan kustular.

Günahsız insanların, sırf yeni yılı kutladıkları için alçakça katledilmelerine alkış tuttular!

Oysa;

"Bir insanı öldüren tüm insanlığı öldürmüş gibidir" diyen bir dindir İslam...

Katledilen masumlara gülüp, sevinenler; ne dindar, ne insan olabilir!

 

***

En tehlikeli fay hattı; laik-anti laik çatışmasıdır.

Yani bir anlamda; bir kültür ve yaşam biçimi ayrışması!

AKP ile birlikte gördüğümüz, derinleşen bir kutuplaşma...

Hükümet üyelerinden gelen bazı açıklamalar bu tehlikeye dikkat çekiyor, umarız gerçeği görüp tedbir alırlar.

Yılbaşı öncesinde kutlamalar ve Noel baba figürü ile ilgili yaratılan havayı hepimiz biliyoruz.

Ve şunu da biliyoruz; Türkiye'de büyük çoğunluk Noel'i değil yılbaşını kutluyor!

Geçmiş yılın acısı ve üzüntüsüne sünger çekmek gibi...

Kutlama yapmak ve bir araya gelmek için bir sebep...

Bu kadar basit yani!

Ama giderek radikalleşen ve AKP ikliminde korunan çevreler, linç girişimi başlattılar.

Yılbaşını kutlayanlar ve kutlamayanlar diye toplum bölündü.

Mahalleler bölündü, apartmanlarda daireler bölündü!

Aileler, akrabalar bölündü...

Yakın zamana kadar kimin umurundaydı?!

Evlerin kapılarına bile "yılbaşı kutlamayın" tebliğleri bırakıldı.

Daha önce görülmemiş tehlikeli ortam.

Ve gecesinde yaşanan korkunç katliam...

Önümüzde duran ve tutkalını aramamız gereken fay hattı budur.

Kültür ve yaşam biçimi ayrışması...

Terörle mücadele ederken sözde Başkanlık dayatması, ayrışmayı daha da derinleştirecektir.

 

Yazarın Diğer Yazıları