Askerime laf söyletmem

Sayın okurlarım, her Türk milliyetçisi gibi ben de askerime kötü laf söyletmem. Kim olursa olsun, unvanı ve konumu ne olursa olsun askerime kötü laf söyleyen cevap olarak, beni karşısında bulur. Karşılaşırsak da yumruğumu yer. Fatih Sultan Mehmet gibi imkanlı yetiştirilip kibar olsa idim, “Ormandan bir dal kesenin, başını keserim” derdim.
Osmanlı İmparatorluğu’nun sonu olan Sevr Antlaşmasını red ederek, İstiklal Savaşı ile bütün Avrupalı emperyalist güçleri Anadolu’muzdan temizleyip Cumhuriyetimizi kuran Türk Ordusu, Cumhuriyetimizin yegane koruyucusu ve temelidir. Güçsüz ordu güçsüz vatan demektir. Güçlü Ordu, güçlü Türkiye’nin anlamı da budur.
Türk Ordusu’nu kimse etkisiz hale getiremez, saf dışı edemez, silah ve eğitim gücünü, moral gücünü kimse yok edemez ve millet içindeki sevgi ve saygısını düşüremez. Terörle, Türk Milleti’nin ve Devleti’nin karşıtları ile ve bütün kötülüklerle, mücadele eder.
Bizler, askerimizi yıpratacak, kurum olarak suçlayacak ve zayıf gösterecek hiçbir girişimin yanında olmayız. Ordumuzu suçlayan ve suçlamanın yanında olup da, makam icabı bu davranışı uygun görmediğini ifade eden makam sahibi köksüzleri yakından bilir ve affetmeyiz. Türk Ordusunu iç ve dış tehditlerin zirvesinde, etkisiz hale getirmek, saf dışı kılmak, sayısını, silah ve eğitim gücünü şimdilik yok edemeyecekleri için moral gücünü ve millet içindeki sevgi ve saygısını yok etmeye, pasivize etmeye çalışanları da takip ederiz. Bütün yobazlar ittifak edip Türk Silahlı Kuvvetlerimize saldırılarına devam ederlerse, Türk Milleti çok sıkıştığı zamanlardaki gibi yine bir kurtarıcı Mustafa Kemal’i çıkartır. Bunda kimsenin şüphesi olmasın.
Vatanımızın bütünlüğünü tehdit altına almaya çalışanlar, vatanımızı parçalamakla uğraşanlar bilsinler ki, Türk milletinin ordusuna sonsuz güveni vardır ve Türk Ordusunu kimse yıpratamaz.
İstiklal Savaşı’nda kağnı arabaları ile emperyalist güçleri yurdundan süren, kendi kıt’aları bile keşfedilmemişken imparatorluk sahibi olan Türk askerine, çuval geçirme küstahlığında bulunmaya kimsenin hakkı yoktur. Onun için Türk Milliyetçilerine düşen bir görev de, Milli Devletimizin yanlış politikasını değiştirmektir.
Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gardını kimse düşüremez. Yapılanlar, Türk Silahlı Kuvvetlerine olan güveni sarsmak için yapılmaktadır. Güçleri yetmeyecektir. Çünkü, bütün Türk Milliyetçilerinin Türk Silahlı Kuvvetlerine güven duygusu vardır.
Altemur Kılıç kardeşim 5 Ocak tarihli yazısında çok üzüntülü ve ümitsizdi;  “fazla mı karamsarım? Bana lütfen AB’nin mutlu yollarından başka umutlar verin, yeni bir şeyler söyleyin, ihtiyacım var” diyor.
Ben eski dostu olarak Ona umutlar vereceğim ve yeni şeyler söyleyeceğim:  “Bizden sonraki kuşaklar bizim başaramadığımız Türk Birliği’ni kuracaklar ve Türk’ün kaynaklarını, Türkler tarafından, Türkler için ve Türk’e göre, birleştireceklerdir.
Çünkü, Türk Silahlı Kuvvetleri laik, demokratik, sosyal bir hukuk devletinin güvencesidir.
M. Kemal Atatürk’ümüzün dediği gibi; ” Ordumuz Türk birliğinin,Türk vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir “.
Sayın okurlarım, bir günlük gazetemizde gördüğüm resimli haberi, Ankara’daki Özel Kuvvetler Seferberlik Bölge Başkanlığı önünde genç bir yavrumuzun isyanının Mersin Çiftçileri imzalı levhasını ve milletimizin duasını sizlere sunuyorum: Yüce Allah Orduya uzanan elleri, dilleri ve siyasileri kahreder inşallah!!!
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları