Askıda devlet, askıda ekmek

Türkiye Cumhuriyeti Devleti tek kişi tarafından yönetiliyor 24 Haziran 2018 tarihinden bu yana.

Devlet Bahçeli bu tek kişilik yönetimin yani "Askıda Devlet" rejiminin mimarı olarak yeni kampanyasını açıkladı:

"Askıda Ekmek"...

Önce devlet yönetimini askıya aldırttı, şimdi de ekmek zamlarına karşı çıkacağına "Askıda Ekmek" projesini başlattı.

Özel yaşantısına girmek istemem ama bir hesap da yapmam gerekiyor.

Tek başına yaşayan Bahçeli evinde günde sanırım yarım ekmek tüketiyordur.

Geceleri geç saatlere kadar çalıştığı için bir ekmeği ancak 2 günde yiyebilir ki kilo sorunu olmaması da bunu gösteriyor.

2 günde biri askıda 2 ekmek alsa 365 günde 182,5 ekmek bağışlayacak fakir fukaraya.

Tabii, MHP Genel Merkezine hazır yemek fabrikasından gelen yemeği yemeyip lokantalardan yemek isteyen Bahçeli, "Askıda Ekmek" kampanyasına nasıl şahsi destek sağlar bilemem.

Ülkücü, milliyetçi MHP'liler ise "Askıda Devlet" sisteminin uygulamalarını ve ekmek başta zamlara tepki göstereceklerine, "Askıda Ekmek" çağrısına dört elle sarıldılar.

Ben bu "Askıda" kelimesine fena taktım.

Çünkü Türkiye Cumhuriyeti Devleti için "cuk" oturuyor."

Meclis: Askıda.

Parlamenter Rejim: Askıda.

Demokrasi: Askıda.

Adalet: Askıda.

Anayasal Kuvvetler Ayrılığı İlkesi: Askıda.

Yargı: Askıda.

Özgürlükler: Askıda.

Medya: Askıda.

Amerika ile ilişkiler: Askıda.

Avrupa Birliği'ne Tam Üyelik: Askıda.

Schengen Vizesi: Yengen, pardon Askıda.

Bedelsiz zorunlu askerlik: Askıda.

18 adamızın Yunan İşgali: Askıda.

Yerli ve Millî Tarım Ürünleri: Askıda.

Ücretsiz Sağlık Sistemi: Askıda.

Düşük Faiz Oranları: Askıda.

Enflasyonla Mücadele: Askıda.

Eğitimde fırsat eşitliği: Askıda.

Siyasi Partiler Yasası: Askıda.

Seçim Yasası: Askıda.

CHP Genel Başkanlığı: Askıda.

İYİ Parti Genel Başkanlığı: Askıda.

Devlet neden askıda?

24 Haziran'daki milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti 95 yıllık parlamenter rejimi terk edip, resmen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçti.

16 Nisan  2017 tarihinde yapılan Anayasa Referandumundan sonra Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından fiilen başlatılan bu sistem, 24 Haziran'da tamamen devreye girdi.

"Tek Kişi" ya da "Başkan" adlı bu sistem ile

- Cumhurbaşkanı hem Devlet hem de Hükûmet Cumhurbaşkanı yani yürütmenin Egemeni oldu.

- Meclis'in Bakanlar Kurulu'nu ve bakanları denetleme yetkileri kaldırıldı.

-  Yüksek bürokratların atamaları, Başkan tarafından yapılıyor.

- Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri Cumhurbaşkanı KHK'sı ile düzenlendi ve sıra merkez ve taşra teşkilatlarının düzenlenmesine geldi ki yakında bu bombalar da sıra ile patlamaya başlar.

- Meclis'in bakanlar hakkında gensoru ve sözlü soru yetkisi kaldırıldı. Yazılı soru önergesi sadece Cumhurbaşkanı yardımcıları ve bakanlara yöneltilebilecek.

- AKP Genel Başkanı olan Cumhurbaşkanı Erdoğan AKP+MHP ittifakı ile Meclis'te de Egemen oldu yani yasama yürütmenin emrine girdi.

- Cumhurbaşkanı, sayısı 13 olan HSK üyelerinden 4'ünü bizzat, 7'sini de Meclis'te AKP+MHP iş birliği ile seçerek yargıya da Egemen oldu. Yani yargı da yürütmenin emrine girdi.

Sonuç olarak, Yasama, Yürütme ve Yargı Egemen Başkan'ın emrindedir.

Uluslararası hukuk deyimiyle "sui generis" yani Erdoğan'ın şahsına münhasır bir "Egemen Başkanlık" yapısı uygulanmaya başlandı.

Ünlü siyasal bilimci Maurice Duverger'in tanımıyla, "Seçimle Gelen Krallık" denilebilecek bu yeni sistem bugünden acı sonuçlar doğuruyor.

Şöyle ki,

Meclis Genel Kurul salonunda, "egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" yazardı ama AKP+MHP ittifakı ile artık;

Egemenlik: Askıda.

Devlet: Askıda.

Devlet Bahçeli: Askıda.

Yazarın Diğer Yazıları