Allah’a şükürler olsun yüce yargıya hesabımı verdim; sıfır kilometre bir siyasetçiyim
İstifa yürek ister. Tacı, tahtı ancak bir ülkücü bırakabilir
BÜTÜN samimiyetimle söylüyorum, istifa etmek yürek ister. İstifa, ancak delikanlıların yapabileceği bir iştir. Öyle herkes yetkiyi, makamı, tacı, tahtı kendiliğinden bırakamaz. Böyle bir şeyi ancak bir ülkücü bir MHP’li yapabilir. Evet, ben böyle bir tavır sergiledim.
Bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettim. TBMM’de sınırsız sürede olabilecek savunmam sırasında kesilen mikrofonumu açın diye yalvarmadım. Keserseniz kesin, ben de gider Yüce Divan’da hesabımı veririm dedim. İşte bu ülkücü tavırdır.
AKP’nin yargıdan fellik fellik kaçtığını belirtiyorsunuz. Rüşvetler, yolsuzluklar belgeli de olsa, olaylara adı karışan bakan ve milletvekillerini AKP koruma altına almaya devam eder mi? Ya da bu son belgeli rüşvet olayından en azından bir istifa bekliyor musunuz?
*Devletİn en yüksek yargı organı AKP’nin laiklik karşıtı söylem ve eylemlerin odağı olduğunu 1’e karşı 10 oyla tescil etmiştir. Ancak AKP için daha vahim bir tehlike söz konusudur. Rüşvete, yolsuzluğa ve usulsüzlüğe adı karışanları koruduğu takdirde AKP, yolsuzlukların odağı olmaktan kurtulamayacaktır. Sorunuzun devamında istifa etmekten bahsettiniz. Bakınız, bütün samimiyetimle söylüyorum, istifa etmek yürek ister. İstifa, ancak delikanlıların yapabileceği bir iştir. Öyle herkes yetkiyi, makamı, tacı, tahtı kendiliğinden bırakamaz. Böyle bir şeyi ancak bir ülkücü bir MHP’li yapabilir. Evet, ben böyle bir tavır sergiledim. Bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa ettim. TBMM’de sınırsız sürede olabilecek savunmam sırasında kesilen mikrofonumu açın diye yalvarmadım. Keserseniz kesin, ben de gider Yüce Divan’da hesabımı veririm dedim. İşte bu ülkücü tavırdır. Boynuna ilmik geçirilen ve anayasayı değiştirecek çoğunluğa erişmiş AKP meclis grubuna tek başına kafa tutan bir tavırdır. Öyle adeta her cümleye bir laf atan azgın AKP grubuna herkes meydan okuyamaz. Böyle bir şeyi daha öncede belirttiğim gibi ancak bir ülkücü yapabilir.
Bahçeli ve CHP’den tebrik var
Bakınız yeri gelmişken size bu konuyla ilgili bir anımı anlatayım. Mikrofonum kapatıldı. Uzun uzun beklememe rağmen açılmadı. Beni konuşturmayacaklarını anladım. AKP’nin kendine demokrat bir parti olduğunu bildiğim için, bunlar benim konuşmamam için genel kurul kararı bile alabilirler dedim. Çünkü karşılarında, hesap veren değil hesap soran bir Koray Aydın vardı. Uğradığı haksızlıkların, hukuksuzlukların ve iftiraların hesabını soran, aynı zamanda AKP yolsuzluklarını da belgeleriyle ortaya koyan bir Koray Aydın. Mikrofonun açılmayacağına artık iyice kanaat getirince belgelerimi aldım ve dimdik yürüyerek doğruca kulise gittim. Dışarı çıkar çıkmaz, Genel Başkanımız Devlet Bey aradı. Tebrik etti. Hatta “mikrofonunu kestikleri için orada söyleyemediklerini gel yarın MHP genel genel merkezinde söyle. Orta bir basın toplantısı düzenleyelim” dedi. Ben de bu teklifi kabul ettim ve o tarihte MHP Genel Başkan Yardımcısı olan Sayın Mehmet Şandır’la ortak bir basın toplantısı düzenledik ve gerçekleri kamuoyu ile paylaştık. Bu toplantının notları da www.korayaydin.com sitemizde mevcuttur. Genel Başkanımız Sayın Bahçeli ile kulisteki telefon konuşması biter bitmez, CHP’li milletvekilleri beni tebrik etmek için adeta sıra oldular. “Vallahi bizim yapamadığımız muhalefeti sen tek başına yaptın. Seni tebrik ediyoruz” şeklinde sözler söylediler. Bunlar hoş birer anı olarak hafızamda kaldı.
Bana iftira atanların yüzleri
kızarmış mıdır?
Nihayetinde Allah’a şükürler olsun ki, Yüce Divan’dan bana yöneltilen üç temel suçlamadan da bütün hâkimlerin oybirliğiyle 11-0, 11-0 ve 11-0 suçsuz bulundum. Şimdi bana iftira atanların, haksız yere suçlayanların yüzleri kızarmış mıdır diye gerçekten merak ediyorum. Ben artık hesap vermiş, tarihe geçmiş ve sıfır kilometre bir siyasetçiyim. Bu siyasi avantajımı elbette ülkem için, davam için ve partim için en iyi şekilde değerlendireceğim.
Peki AKP ve AKP’li medyanın sizin
yargılanmanız sürecindeki tavrı nasıldı?
*AKP, yandaş ve işbirlikçi basının tavrı Yüce Divan’daki yargılama sürecinde de değişmedi. Hukukta masumiyet karinesi denilen bir temel ilke var. Bu kurala göre kişi, suçluluğu ispat edilene kadar masumdur. Yandaş ve işbirlikçi medyanın da desteğiyle şahsıma, MHP ve ülkücü harekete zarar vermek adına, AKP kaynaklı iftira, karalama ve çamur atma haberleri gündemde tutulmaya çalışıldı. Bütün söylenenlerin yalan olduğunu, belgeleriyle birlikte Yüce yargı huzurunda ispat ettim. Karalama kampanyaları boşa çıktı ve Anayasa Mahkemesi’nin tarihine de geçen 11-0’lık örnek aklanma kararı çıktı.
TÜRK UYDU KENTLERİ
Belirlenen alanların çevre düzeni, mevzi imar ve uygulama imar planları büyük titizlikle hazırlandı. Şehirlerin mücavir alanları genişleterek, kalıcı konut alanlarının imar planlarına dahil edilmesi sağlandı. Böylece; bir yandan şehirlerin geleceği kurtarılırken, diğer yandan da hepsi birer planlama harikası olan ve maketi andıran bu 2000’li yılların Türk uydu kentleri ortaya çıktı.
Karar
iftiracılara tokattır
Kararı nasıl değerlendiriyorsunuz?
*Daha önce de ifade ettim. Karar, tarihi bir karardır ve örnektir. Hakimlerin herhangi biri en küçük bir şaibe, bir şüphe duysaydı, bu oylamaya da gerekçeye de yansırdı. Karar gayet açıktır, nettir ve berraktır. Daha da önemlisi karar, iftiracılara indirilmiş bir tokattır. Ancak karar kadar, bütün bu sürece yol açan gelişmeler de önemlidir. Bütün bu süreç, nedenleri ve sonuçlarıyla iyi irdelenmelidir. Esasında burada şahsıma yapılan haksızlıkların nedenlerini açık ve net bir şekilde ortaya koymamız gerekiyor. Biraz önce de ifade ettiğim gibi burada hedef Koray AYDIN olduğu kadar, aynı zamanda ve hatta daha fazla MHP’dir. Yüce Mahkemeden en küçük bir ceza almam halinde dahi benim ve partimin canına okuyacak kesimler, mahkemenin oybirliğiyle verdiği, şeksiz ve şüphesiz kararla birlikte büyük bir şamar yemişlerdir. Hevesleri kursaklarında kalmıştır. Yüce adaletin tokadı, iftiracıların, siyasi kin ve intikam peşinde koşanların, yargısız infaz yapanların ve çamur ehli siyaset erbabının yüzünde patlamıştır.
5 Eylül 2001 tarihinde bir ilki gerçekleştirerek bakanlıktan ve milletvekilliğinden istifa etmiştim. 5 Ekim 2007 tarihindeki tarihi kararla siyaseten adeta yeniden doğdum diyebilirim. Özetle zamanı iyi değerlendirdim ve kendimi yeniledim. Bu süre için okuma, araştırma ve bir çok konuyu yeniden analiz etme imkanı buldum. Bu süreçte müthiş bir tecrübe sahibi oldum. Hatta 3 yılda, 30 yıllık tecrübe sahibi oldum diyebilirim. Bu sürede vefayı ve vefasızlığı, gerçek ve sahte dostlukları gördüm ve yaşadım. Bütün bu süreci kendi açımdan tecrübeye, bilgiye ve avantaja dönüştürdüm. Bu sayede artık milletime daha önceki Koray AYDIN’dan çok daha yararlı olabileceğimi ve çok daha büyük hizmetler yapabileceğimi açıkça ifade edebilirim.
YARIN: Efsane Bakan’dan Türk milletine büyük çağrı